ALLAH AHİRET GÜNÜ TÜM İNSANLARI DİRİLTECEKTİR
Diriliş materyalistlerin ve darwinistlerin -Bediüzzaman'ın ifadesiyle maddiyunların ve tabbiyunların- bir türlü kabullenemedikleri bir gerçektir. Allah'a iman etmekten kaçınıp bunun yerine O'nun yarattığı doğayı ve maddeyi ilah edinen bu insanlar ölümün ardından ruhun da bedenle birlikte yokolacağını iddia etmektedirler. Onlar bedenin toprağın altında parçalarına ayrılıp un ufak olduktan sonra bir daha asla bir araya gelemeyeceğini düşünmektedirler. Dolayısıyla ölümden sonra bir hayat olduğuna, Allah'ın tüm insanları ilk kez yarattığı gibi tekrar yaratacağına ve herkesin dünyada yaptıklarıyla hesaba çekileceğine inanmazlar.
Allah ise Vakıa Suresi'nde bu düşüncede olan kişilere ahiret günü hem onların hem de atalarının tüm kemiklerinin bir araya getirilip diriltileceklerini haber vermektedir:
"Ve derlerdi ki: "Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltilecekmişiz? Önceden gelip-geçmiş atalarımız da mı?" De ki: "Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de." (Vakıa Suresi 47-49)
Allah için suyu çekilmiş bir toğrağa hayat vermek ve hatta kupkuru bir ağacı tekrar yeşillendirmek ne kadar kolaysa, toprak altında ufalanmış olan kemikleri de toplayıp yeniden can vermek o derece kolaydır.
Allah gökleri ve yeri ayakta tutan, üzerinde yaşam sürdüğümüz dünyanın her detayını düzene koyan ve bir düzen içinde varlıklarını devam ettirmelerini sağlayan ve kusursuzluğun ve intizamın hakim olduğu kainatı yaratan yüce kudretin tek Sahibi'dir. Bunu kavramak için insanın çok uzağa değil sadece kendi yaratılışına bakması yeterlidir. Allah insanı hiçlikten, bir damla sudan yaratmakta ve insanı üzerinde adı anılmaya değer bir şey değilken yokluktan varetmektedir. Ve insan ilk defa nasıl yaratıldıysa ahiret günü de aynı şekilde tekrar yaratılacak ve toprak altında çürüyüp giden bedeni tüm detayları ile tekrar biraraya getirilecektir.
Bediüzzaman Said Nursi de dirilişi inkar edenlere insanın yaratılışını delil olarak sunmuştur:
"Evvel yaratılışı düşünür. Der ki: Nutfeden alakaya, alakadan bir çiğnem ete, bir çiğnem etten tâ insanın yaratılışına kadar olan oluşumumuzu görüyorsunuz. Nasıl oluyor ki, yaratılışı inkâr ediyorsunuz?.. O, onun misli, belki daha kolayıdır. Hem Cenab-ı Hak, insana karşı ettiği ihsanat-ı azîmeyi ….kelimesiyle işaret edip der: "Size böyle nimet eden bir zât, sizi başıboş bırakmaz ki, kabre girip kalkmamak üzere yatasınız." Hem işareten der: Ölmüş ağaçların dirilip yeşillenmesini görüyorsunuz. Odun gibi kemiklerin hayat bulmasını kıyas edemeyip inkar ediyorsunuz. Hem gökyüzünü ve yeri yaratan, gökyüzü ve yerin meyvesi olan insanın hayat ve ölümünden âciz kalır mı? Koca ağacı idare eden, o ağacın meyvesine ehemmiyet vermeyip başkasına mal eder mi? Bütün ağacın neticesini terketmekle, bütün kısımlarıyla hikmetle yoğrulmuş yaratılış şeceresini faydasız ve boş yapar mı zannedersiniz? Der: kıyamet günü sizi diriltecek zât öyle bir zâttır ki, bütün kâinat O'nun emrine hazır askeri hükmündedir. Allah'ın ol emrine feyekûne karşı tam bir teslimiyet ile boyun eğer. Bir baharı yaratmak, bir çiçek kadar ona kolay gelir. Bütün hayvanatı icad etmek, bir sinek icadı kadar kudretine kolay gelir bir zâttır..." (Sözler, s. 115)
Bu örnekte Üstad'ın verdiği deliller gerçekten de düşünen ve vicdanlı davranan bir insan için çok önemli hikmetler sunmaktadır. Çünkü Allah insanın yaşadığı dünyayı onun hayatını devam ettireceği şekilde var etmiştir. Kainattaki diğer hiçbir gezegende olmayan bir denge sadece dünya üzerinde hakimdir. Yeryüzünde müthiş bir uyum, ahenk, denge ve düzen vardır. Hiçbir zaman ani eksiklikler düzeni ve intizamı tehlikeye atacak, düzensizliğe ve kaosa vesile olacak ani ihtiyaçlar oluşmamaktadır. Örneğin bir anda oksijenin tükenmesi yada azot dengesinin bozulup dünyanın büyük bir tehlike atlatması gibi bir durum söz konusu değildir. Üstad'ın belirttiği gibi tüm kainat Allah'ın emrine amade askerler gibi büyük bir disiplin içinde Rabbimiz'e boyun eğmiştir. Gökyüzü Allah'ın izni ile ayakta durmakta, yer tüm ateşini yine O'nun emri ile içinde tutmaktadır. Dağlar yerle bir olmaktan Allah'ın emriyle kurtulmaktadırlar.
Bunları düşenen her insan, Allah'ın varlığından, birliğinden ve hesap gününde tüm insanlarla birlikte tekrar dirilerek, Allah'ın huzurunda hesap vereceğinden kesinlikle emin olur. Unutmamak gerekir ki, Allah Kuran'da "ahirete kesin bir bilgi ile iman edenlerden" sözeder. Bu inançta en ufak bir şüphe yoktur. İnsan bir kaç saat sonra gideceği işinden, okuyacağı kitabından veya yiyeceği yemeğin ne olacağından çok daha büyük bir kesinlikle ahiretin varlığından emin olmalıdır.
Sadece kesin bilgi ile iman edenler, ahiretteki sonsuz hayat için ciddi bir çaba içinde olurlar. En ufak bir şüphesi olan ise, dinde, Kuran ahlakının yayılmasında, güzel ahlakta hep gevşek ve zayıf olur. Oysa, her yaptığından Allah'a hesap vereceğinin farkında olan bir insan, her anını Allah'a hesabını verebilecek şekilde geçirir. Dolayısıyla iman ettiğini söyleyen bazı insanların din konusundaki gevşekliklerini gidermenin en etkin yolu onlara ahiretin kesinliğini Üstad'ın gösterdiği yolda anlatmaktır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder