BEDİÜZZAMAN'DAN MÜMİNLERE DERSLER-2
Bediüzzaman hem kendi döneminde yaşayan, hem de kıyamete kadar yaşayacak olan müminlerin yakın bir dostu, ahiret kardeşi ve velisidir. Şüphesiz müminlerin iman, akıl ve ahlaklarını güçlendirmeleri, vesveselerden arınıp kötülüklerden korunmaları ve hepsinin cennet ehli olmaları için çaba göstermek mümin muttaki bir insanın en asli görevlerinden birisidir. Değerli İslam alimi Said Nursi de yaşamı boyunca bu görevini en güzel şekilde yerine getirmiş, tüm hayatını insanları doğru yola davet etmek ve müminleri koruyup kollamak uğrunda harcamıştır. O tüm üstün ahlak özellikleri ile müslümanların sevgi ve hürmetini kazanmış, onların en sağlam dostu ve velisi olmuştur. Bizlere miras bıraktığı Risale-i Nurlar ise halen yolumuzu aydınlatmakta, bu eserleri okuyan tüm samimi müslümanlar kendisine karşı derin ve coşkulu bir muhabbet duymaktadırlar.
Üstadın samimiyeti ve ihlası sayesinde Risalelerin her satırı, okuyanın içindeki şevki, kul olma bilincini, Allah'a olan sevgi ve sadakatini daha da güçlendirmektedir. Şüphesiz ardında böyle kıymetli hazineler bırakmak ancak büyük alimlere, Allah'ın sevdiği kullarına has bir durumdur. Üstadın her okuyanı etkileyen, şevkini ve heyecanını artıran, Allah'a yakınlaşmasına vesile olan sözlerinden bir tanesi şu şekildedir:
"Dua'nın en latif, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki; Dua eden adam bilir ki, birisi var ki Onun sesini dinler; derdine derman yetiştirir; ona merhamet der; O'nun kudret eli herşeye yetişir. Bu büyük dünya hayatında o yanlız değil, bir Kerim Zat var; ona bakar dostluk eder. Hem onun hadsiz bir ihtiyacatını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını defedebilir bir Zatın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp 'Elhamdülillahi Rabb-il-alemin' der."
Üstad'ın sadece birkaç sade cümle ile yer verdiği bu tefekküründe okuyan her müslümanı duaya yönelten, dua etme isteğini ve azmini artıran güçlü bir samimiyet, hikmet ve akıl vardır. Duanın bir müminin kalbinde yarattığı duyguları tarif eden bu açıklama, bu duyguları hiç yaşamamış olan insanlara bir öğüt ve hatırlatma, bu duyguları sürekli yaşayan müminlere de bir şevk ve şükür kaynağıdır.
Dua eden mümin derdine derman bulacağını ve Rabbi'nin kendisine merhamet edeceğini bilir.
İnsanlar genellikle bilinç altlarında birçok şeyi gizli tutarlar. Bilinçaltı insanların gizli arzularının, kendileri hakkındaki gizli bilgilerin, gizli düşüncelerinin saklı tutulduğu bir yerdir. İnsanların gerçek karakterleri, gerçek ahlakları, gerçek düşünceleri bilinç altlarında saklıdır. Çoğu kişi bilinçaltını kendisinden başka hiç bir varlığın bilmediğine inanır. Bu nedenle bu düşüncelerini hayatı boyunca hiç kimseye açmamış olmanın ağır yükünü taşır. Kimsenin bilmediği hatalarının, bir türlü gerçekleşmeyeceğini düşündüğü isteklerinin veya kimsenin bilmediği günahlarının olması ona hayatı boyunca büyük bir sıkıntı ve acı verir.
Halbuki Allah insanın bilinçaltındaki, kalbindeki en gizli düşünceleri hatta gizlinin gizlisini de bilir. Her an insanın kalbinden geçenlerden ve zihninde sakladıklarından haberdardır. Müminler bu gerçeği bilmenin getirdiği teslimiyet ve samimiyet içinde Allah'a dua ederler. Bütün arzularını, isteklerini, hatalarını, kusurlarını Rablerine açarlar. Kusurları için Allah'tan yardım diler, arzularının yerine gelmesi için Allah'a yalvarırlar. Rabbinin kendisini duyduğunu, isteklerinin tümünü işittiğini, kusurları için af dilediğinde tevbesini kabul edeceğini bilen bir mümin için dua, hayattaki en büyük nimetlerden bir tanesidir. Dua etmek müminlerin kalbine büyük bir rahatlık, huzur, samimiyet ve sevinç verir. Dua edip Rabbine yönelen mümin kusurlarının ağır yükünü taşımaz. Allah'ın dilediğini dilediği şekilde takdir eden olduğunu ve kendisi için hayırlı olan isteklerini mutlaka kabul edeceğini bilmenin sevincini yaşar.
Dua eden insan bu büyük dünyada yalnız olmadığını ve kendisini devamlı koruyan bir Dostu ve Velisi olduğunu bilir. Allah'ı inkar eden bir insan, kendisini hayatı boyunca yapayanlız hisseder. Bir tehlike anında, bir kaza sırasında, ağır bir hastalıkta, bir sınavda, vereceği önemli bir karar anında, uykuda, kısaca her önemli anda tek başına olduğuna inanır. Hiç bir insanın ona bu durumlarda yardım edemeyeceğini ve el uzatamayacağını bilir. Bu nedenle kendisini yapayanlız hisseder. Her koşul altında dostluğuna sığınacağı ve zor bir anında yardımı dileyeceği kimsesi yoktur.
Halbuki müminler için en büyük dost ve veli Yaratıcılarıdır. Mümin dualarında, Allah'a kendisini affetmesi için yalvarır ve samimi olduğunda Rabbinin kendisini affedeceğini umar. Her zorlukta ve her kolaylıkta Allah'la başbaşa olduğunu, her an O'ndan yardım dileyebileceğini ve seslendiği her an kendisini işiten bir dostu olduğunu bilir. Allah'a kendisini cehennemden koruması, cennete yerleştirmesi ve her türlü kötülükten uzak tutması için dua eder. Üstelik dua ederken, dileyeceği şeylerin sınırı yoktur. Hayattaki her isteği Allah'ın dilemesiyle gerçekleşebilir. Bu nedenle müminler hayatlarının hiçbir anında kendilerini yanlız hissetmezler. Zor bir anda, uykuda, kabirde, tek başlarına bir odada veya herhangi bir yerde Allah'ın kendileriyle beraber olduğunu, onları işitip gördüğünü bilirler. Bu nedenledir ki, dua mümin için eşi bulunmaz, kıymet biçilmez bir hazinedir. Kuran'da peygamberlerin Rablerine yaptıkları samimi dualardan pekçok örnekler verilmektedir.
Bediüzzaman'ın aşağıdaki duasındaki samimiyeti de müminler için güzel bir örnektir.
"Ey bizi nimetleriyle perverde eden Sultanımız! Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menbalarını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celb et! Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb'id ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu muti raiyyetini başıboş bırakıp idam etme."
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder