EVRİM TEORİSİNE NEDEN TUTKUYLA BAĞLILAR?
Önceki günkü yazımda da değindiğim gibi, evrim teorisinin, hiçbir bilimsel delili olmamasına rağmen, bazı bilim adamları tarafından büyük bir fanatiklikle savunuluyor olmasının nedeni tamamen ideolojiktir. Çünkü bu insanlar materyalisttirler. Bu ideolojilerinin gereği olarak ise bir Yaratıcı'nın yani Allah'ın varlığını inkar ederler. Evrim teorisi ise bir Yaratıcı'nın varlığını inkar ederek, canlılığın kökenini açıklamak için ortaya atılmış bir safsatadır. Bu nedenle evrim teorisi materyalistler ve maddeci bir anlayışa sahip olanlar için son derece önemlidir.
Bunun, materyalizme karşı olan insanların bir çıkarımı olduğunu düşünenler ise yanılırlar, çünkü bu samimi olarak düşüncelerini açıklamaktan çekinmeyen tüm evrimci ve materyalist bilimadamlarının da itiraf ettikleri bir durumdur. Sözgelimi D.M.S. Watson ünlü bir evrimci zoologtur ve evrim teorisinin neden kabul gördüğünü şöyle açıklamıştır:
"Evrim Teorisi'nin yaygın kabul gören bir teori olmasının nedeni bu teoriyi ispatlayacak yeterli delilin var olması değil, ancak diğer alternatifin yani doğaüstü yaratılışın tümüyle kabul edilemez olmasıdır." (D.M.S. Watson, "Adaptation", Nature, sayı 124, s. 233)
Sidney Üniversitesinden bir başka evrimci, antropolog Dr. Michael Walker ise evrim teorisinin neden kabul gördüğünü şöyle ifade etmiştir:
"Bir çok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin teorisine onay veriyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin bir Yaratıcı olduğunu reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız." (Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim1982, s.44)
Harvard Üniversitesi'nden ünlü genetikçi ve evrimci olan Richard Lewontin ise evrimcilerin materyalizme olan bağlılıklarının sebebini şöyle itiraf eder:
"Bizim materyalizme olan bir inancımız var, 'a priori' (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, İlahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz." (Richard Lewontin, "The Demon - Haunted World", The New York Review of Books, 9 Ocak, 1997, s.28)
Richard Lewontin'in de ifade ettiği gibi, materyalist bilim adamları materyalizme körü körüne bağlıdırlar. Bilim açıkça tersini gösterse dahi bu bilim adamı bunu kabul edemeyeceklerini açıkça belirtmiştir.
Bu inançlarına körü körüne bağlı bilimadamlarının tutumu Kuran'ı çok iyi bilen insanlar için hiç yabancı değildir aslında. Çünkü inkarcı düşünce, insanlık tarihi kadar eskidir. Tarih boyunca Allah'ın varlığına ve birliğine inanan insanlar olduğu gibi, bu gerçeği inkar eden insanlar ve toplumlar daima bulunmuşlardır. Allah Kuran'da iman eden insanların hayatlarından ve konuşmalarından verdiği örneklerin yanısıra, inkarcıların mantıklarından, yaşam biçimlerinden ve konuşmalarından da bazı örnekleri bildirmiştir. Dolayısıyla, geçmişte olduğu gibi günümüzde de, Allah'ın varlığını inkar eden insanların bulunması iman edenler için şaşırtıcı veya kabul edilemez bir durum değildir. Aksine bu Allah'ın bildirdiği bir gerçektir ve Allah, biz çok istesek dahi, insanların birçoğunun iman etmeyeceklerini zaten bizlere Kuran'da bildirmiştir.
Buradan yola çıkarak çok önemli bir konuya daha değinmek isityorum. Müminlerin üzerindeki sorumluluk insanlara Allah'ın varlığını ve birliğini ve dinin gerçeklerini anlatmaktır. Ancak Allah hiç kimseyi diğer insanların iman etmelerinden sorumlu kılmamıştır. Hatta İslamiyet hoşgörülü ve diğer insanların anlayış ve inançlarını tamamen serbest bırakan bir dindir. Müminler Kuran'da bildirilen "sizin dininiz size, benim dinim ise bana" ve "dinde zorlama yoktur" anlayışı ile hareket ederler. Müminlerin üzerine düşen Allah'ın kendilerine emrettiği şekilde en güzel ve en hikmetli sözleri kullanarak insanlara Allah'ın varlığını ve Kuran'ı anlatmaktır. Hidayeti vermek Allah'a aittir.
Bediüzzaman Said Nursi hikmetli sözleriyle bu önemli hakikati şöyle açıklamıştır:
"…insanın elindeki cüz'-i ihtiyarî ile işledikleri ef'allerinde, Cenab-ı Hakk'a ait neticeleri düşünmemek gerektir. Meselâ: Kardeşlerimizden bir kısım zâtlar, halkların Risale-i Nur'a iltihakları şevklerini ziyadeleştiriyor, gayrete getiriyor. Dinlemedikleri vakit zaîflerin kuvve-i maneviyeleri kırılıyor, şevkleri bir derece sönüyor. Halbuki Üstad-ı Mutlak, Mukteda-yı Küll, Rehber-i Ekmel olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, De ki: "Allah'a itaat edin, Resûl'e itaat edin. Eğer yine yüz çevirirseniz, artık onun (peygamberin) sorumluluğu kendisine yüklenen, sizin sorumluluğunuz da size yüklenendir. Eğer ona itaat ederseniz, hidayet bulmuş olursunuz. Elçiye düşen, apaçık bir tebliğden başkası değildir." (Nur Suresi, 54) olan ferman-ı İlahîyi kendine rehber-i mutlak ederek, insanların çekilmesiyle ve dinlememesiyle daha ziyade sa'y ü gayret ve ciddiyetle tebliğ etmiş. Çünki "Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir." (Kasas Suresi, 56) sırrıyla anlamış ki: İnsanlara dinlettirmek ve hidayet vermek, Cenab-ı Hakk'ın vazifesidir. Cenab-ı Hakk'ın vazifesine karışmazdı.
Öyle ise; işte ey kardeşlerim! Siz de, size ait olmayan vazifeye harekâtınızı bina etmekle karışmayınız ve Hâlıkınıza karşı tecrübe vaziyetini almayınız!"
Bu ilme sahip olan müminler karşılarındaki insanların anlayışsızlığından, gerçeklere karşı gözlerini ve kalplerini tamamen kapatmalarından dolayı asla üzüntüye kapılmazlar. Hatta en azgın inkarcının karşısında dahi yumuşak bir üslup kullanabilecek kadar sabırlı ve güçlü olurlar.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder