ALLAH MERHAMETLİ OLANLARIN EN MERHAMETLİSİDİR - 3
Allah(c.c.) iman edenlere okuyacakları ve uygulayacakları bir kitap indirmekle lütufta bulunmaktadır:
Allah-u Teala'nın her nimeti birbirinden güzel ve şükre değerdir. Ne var ki bu nimetler arasında Allah (c.c.)'tan gelen hak kitabın müslümanlar açısından büyük bir önemi vardır. Kutsal Kitabımız Kur'an, tüm müminler için Allah (c.c.)'ın peygamberine vahyettiği büyük bir nimettir. Kur'an-ı Kerim Allah (c.c.)'tan bir rehber, rahmet ve zikir olarak indirilmiştir:
"Bu (Kur'an), insanlar için basiret (nuruyla Allah'a yönelten ayet)lerdir, kesin bilgiyle inanan bir kavim için de bir hidayet ve bir rahmettir." (Casiye Suresi 20)
Bediüzzaman Said Nursi hem Peygamberimiz (s.a.v.)'in, hem de ona indirilen Kur'an'ın bir mucize olduğunu şu sözleriyle beyan etmektedir:
"Nasıl ki, Kur'an bütün mu'cizatıyla ve hakkaniyetine delil olan bütün hakaıkıyla Muhammed'in (a.s.m) bir mucizesidir. Öyle de Muhammed de (a.s.m.) bütün mucizatıyla delail-i nübüvvetiyle ve kemalat-ı ilmiyesiyle Kur'an'ın bir mucizesidir ve Kur'an kelamullah olduğuna ve hüccet-i katıasıdır." (Sözler, s.468)
Kur'an Allah (c.c.)'ın en açık mucizelerinden biridir. Her ayeti hikmetle yüklüdür, gizli ve açık katlı anlamları ile temiz akıl sahiplerine hidayetin yollarını göstermektedir. Ve onlara, ecir alacakları salih amellerin neler olduğunu açıklamaktadır. Kuran'ın en önemli özelliklerinden birisi, ayetlerinde de belirtildiği üzere "apaçık" bir kitap olmasıdır. Kullarının hiçbir güçlüğe düşmesini istemeyen Allah-u Teala kitabını apaçık kılmış, kullarının bu ayetlere tabi olmasını emretmiştir. Bunun yanında Allah (c.c.)'ın, elçisi Hz.Muhammed'e indirdiği hak kitabını koruması ve Kur'an'ın hiçbir şekilde bozulamaması da tüm müslümanlar için büyük bir rahmettir. Bu, iman edenlerin kalplerinde büyük bir huzur ve güvenle ayetlerdeki emirlere boyun eğmelerini sağlar.
Ayrıca Kur'an'ın iman edenlerin hayatları boyunca karşılaşacakları olaylarda nasıl davranmaları gerektiğini bildirmesi, ayetleri ile onları karanlıklardan nura çıkarması da Allah'tan bir lütuf olmaktadır. Rahman olan Allah Kur'an ile iman sahiplerine böyle rahmet etmektedir.
Allah (c.c.)'ın yarattıkları üzerindeki merhametinin tecellilerinden biri "Rezzak" sıfatı ile onları rızıklandırmasıdır:
Kainattaki büyük küçük her canlı, Cenab-ı Allah tarafından rızıklandırılmaktadır. İster karada, ister denizde, ister kutuplarda ya da çöllerde yaşasın hepsi istisnasız Allah (c.c.)'ın verdikleriyle rızıklanmaya muhtaçtır. Bu muhtaçlık tek başına yaşasa da, koloni halinde hayatını devam ettirse de hiçbir canlı için değişmez. Rızkı veren de alan da sadece Allah (c.c.)'tır. Nitekim Cenab-ı Allah bir ayet-i kerimesinde tüm canlıların rızkını kendisinin dağıttığını şöyle açıklamaktadır:
"Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır. O, işitendir, bilendir." (Ankebut Suresi, 60)
Canlıların hayatları incelendiğinde son derece zengin ve ince ince planlanmış bir dünya ile karşılaşılır. Herbirinin yaşadığı yer, yaptığı yuva, kendisini düşmanlarından koruma şekli, duyu organlarını kullanışı tamamiyle diğer türlerden farklıdır. Bunun yanında bir türün beslenme tarzı da bir diğerine benzemez. Kimi buzulların dayanılmaz soğuklarında balık avlayarak hayatını devam ettirirken, kimi kilometrelerce yükseklikte uçarken gördüğü ve olağanüstü bir hızla yakaladığı avı ile beslenmekte, kimi de kendi besinini kendi üretmektedir. Bir balarısı kolonisi ihtiyacının kat kat üzerinde bal üretirken, bazı karınca türleri kendi inşa ettikleri yuvalarında mantar yetiştirerek beslenirler. Bazı türler öldüren zehirleri, bazı türler ise ördükleri ağları ile beslenecekleri bir diğer canlıyı yakalamaktadır. Bazı canlılar da hepsinden farklı biçimde, bir başka canlı ile ortak yaşam sürdürerek tüm ihtiyaçlarını ondan karşılamaktadır. İşte Rahman olan Allah'ın yaratmadaki sanatı böylesine türlü türlüdür. Bu kadar çok çeşit yaratmaya kadir olan Allah (c.c.), herbirinin rızkını da kendi belirlediği şekilde vermekte, onlara kendi yiyeceklerini temin etmenin yolunu ilham etmektedir.
Elbette insanların rızkı da Allah (c.c.) tarafından bir rahmet olarak verilmektedir. Cenab-ı Allah'ın insanlara rahmeti öylesine geniştir ki, tüm kainat insanın yiyeceği çeşit çeşit sebze, meyve ve diğerleri ile doludur. Bu rızıkların herbirinin tadı, kokusu, rengi ayrı bir rahmet olarak insana sunulmaktadır. Muzun kokusu, bir çileğin estetik görüntüsü ve daha niceleri insanın ruhuna büyük bir zevk vermektedir. Bunun yanında bu rızıkların sunuluş şekli de Allah (c.c.)'ın kulları üzerindeki merhametini yansıtmaktadır. Bir dalda dizilen yüzlerce kiraz, kapkara bir toprağın altından çıkan yemyeşil sebzeler, bir dalda hem kokusu, hem görüntüsü, hem de rengi ile bir süs olarak yaratılan sapsarı limon, birer yaratılış mucizesidir. Ve müminler bunların herbirinin Rablerinin katından bir rahmet olarak verildiğini bilen kişilerdir. Çünkü müminler Cenab-ı Allah'ın dilediği taktirde toprağın bereketini kısacağını ve onu kapkara, bereketsiz bir hale getirebileceğini bilmektedirler. Bu nedenle de Allah (c.c.)'ın kendilerine verdiklerine karşı durmaksızın şükrederler.
Allah(c.c.)'ın dualara icabet etmesi ve kullarına diledikleri herşeyi vermesi O'nun sonsuz merhametindendir:
Allah(c.c.) Kendisi'ne gönülden boyun eğen, teslim olan, ayetlerini uygulayan ve ahiret yurdunu kazanmak için salih amellerde bulunan kullarına yakındır. İnananlar Rableri ile her zaman derin bir bağlantı içindedirler. Ve bu bağlantı iman edenlerin Allah (c.c.)'a sürekli olarak yöneldikleri dua ile sağlanır. Mümin her an, için için, yalvara yalvara, Rabbi'ne dua etmekte ve O'nu zikretmektedir. Kendi aczini, yaratılmış bir kul olduğunu bilerek ve Allah (c.c.)'tan gelen her hayra muhtaç olduğunu kavrayarak tam bir teslimiyetle dua eder. Allah Kendisi'ne edilen bütün duaları işitir. Kur'an'da bildirildiği üzere Cenab-ı Allah, kullarına şah damarından daha yakındır. Dünya üzerinde yaşayan her insanın dileğini an an işitir ve Kendi katından bir rahmet olarak icabet eder. Bu Allah (c.c.)'ın sonsuz bir merhamete sahip olduğunun en açık delillerinden biridir. Ve bir ayet-i kerimesinde Allah-u Teala iman edenler üzerindeki fazlını şöyle açıklar:
"Size her istediğiniz seyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. (İbrahim Suresi 34)
Hiç şüphesiz Allah (c.c.)'ın bütün kulları üzerindeki lütfu saymakla dahi bitirilemeyecek kadar çok nimeti kapsamaktadır. İman edenler üzerindeki fazlı ise kat kat fazla olarak tecelli etmektedir. Öyle ki, müminlerin güzellikleri, sağlıkları, zenginlikleri, dünyada şerefli ve üstün kılınmaları ve ahirette cennetle müjdelenmeleri yalnızca imanlı olmaları sebebiyle kendilerine verilmektedir. Kuşkusuz Allah (c.c.) bu verdikleri ile Kendisinin ne kadar merhametli ve Gani olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder