"BEDİÜZZAMAN'IN GÜZEL AHLAKINDAN ÖRNEKLER"
-26-
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ: "ACZ VE TEVEKKÜL İLE, FAKR VE İLTİCA İLE NUR KAPISI AÇILIR, ZULMETLER DAĞILIR"
Peygamberlerin davranışları, konuşmaları ve güzel ahlak özellikleri müminler için örnektir. Bu nedenle her Müslüman Allah'ın elçilerinin yaşamlarını dikkatlice incelemeli ve öğrenmelidir.
Peygamberlerin zorluk ve sıkıntı anlarında gösterdikleri güzel ahlak da kuşkusuz tüm müminler için aydınlatıcı ve yol göstericidir. Çünkü dünya bir imtihan ve eğitim yeri olduğundan her insan hayatı boyunca mutlaka türlü zorluklarla karşılaşır. Karşılaştığı bu zorluklar karşısındaki tepkisi ve ahlakı ile, Allah'a ve Kuran'a olan sadakati ile denenir. Bu durumda yapacağı en isabetli şey peygamberleri kendisine örnek alarak hareket etmektir.
Kuran'a baktığımızda peygamberlerin her türlü zorluk ve sıkıntıyı içten Allah'a yönelip dönerek, O'nu zikrederek aştıklarını görürüz. Yaşadıkları zorlukların şekli farklı olsa da çıkış yolları daima aynı olmuştur.
Hz Yunus ile ilgili kıssa bu konuda Müslümanlar içen güzel bir örnek teşkil eder. Hz. Yunus kavmine Allah'ın dinini tebliğ etmiş, fakat kavmi Allah'a iman etmemekte direnmişlerdi. Bunun üzerine Hz. Yunus kavminden ayrılarak dolu bir gemiye binmişti. Fakat bindiği gemide kura çekilmiş ve Hz Yunus bu kurada kaybederek suya atılmıştı. Bu olayın devamında Kuran'da Hz Yunus'u bir balığın yuttuğu bildirilir. Hz Yusuf balığın karnında Allah'a yönelmiş, O'na dua etmiş ve O'ndan bağışlanma dilemiştir. Allah Hz Yunus'un kurtuluşunun ancak bu şekilde mümkün olduğunu bir ayetinde şöyle bildirir:
... (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.Bunun üzerine duasına icabet ettik ve onu üzüntüden kurtardık. İşte Biz, iman edenleri böyle kurtarırız. (Enbiya Suresi, 87-88)
Hz Eyüp de ağır bir hastalığa yakalandığında dua ederek Allah'dan yardım ve şifa istemiştir. Bunun üzerine Allah Hz Eyüp'e yapması gerekenleri bildirmiş ve duasına icabet ederek, ona şifa vermiştir. Hz Musa da önde gelenlerin kendisini öldürmek üzere plan yaptıklarını haber aldığında, etrafı gözetleyerek bulunduğu şehirden çıkmış ve için için sürekli Allah'a yönelerek kendisini zalimler topluluğundan kurtarması için O'na dua etmiştir. Böylece Allah onun da duasına karşılık vererek içinde bulunduğu huzursuz ve tedirgin ortamdan güvenliğe kavuşturmuştur.
Bu konuda Kuran'da daha pek çok örnek yer alır. Bu örneklerin hepsinde de Allah Kendisine yönelip dönen kullarına nasıl merhamet ettiğini, onları nasıl sıkıntıdan kurtardığını, onların dualarını kabul ederek karşılık verdiğini ayrıntılarıyla bildirmektedir.
İşte Bedüzzaman da peygamber ahlakı ile ahlaklanmış, her daim Allah'a yönelen bir insandır. Ne zaman sıkıntılı ve ihtiyaç içinde Allah'a yöneldiyse, Allah etrafındaki karanlığı dağıtarak kalbine huzur ve güvenlik duygusu, inşirah vermiştir. Üstad bu gerçeği yakınlarına yazdığı bir mektupta şöyle ifade etmiştir:
...Şu iki-üç aydır pek yalnız kaldım. Bazan onbeş-yirmi günde bir defa misafir yanımda bulunur. Sair vakitlerde yalnızım. Hem yirmi güne yakındır, dağcılar yakınımda yok, dağıldılar...
İşte gece vakti, şu garibane dağlarda; sessiz, sadâsız, yalnız ağaçların hazînane hemhemeleri içinde kendimi birbiri içinde beş muhtelif renkli gurbetlerde gördüm.
Birincisi: İhtiyarlık sırrıyla, hemen ekseriyet-i mutlaka ile, akran ve ahbabım ve akaribimden yalnız ve garib kaldım. Onlar beni bırakıp âlem-i berzaha gittiklerinden neş'et eden hazîn bir gurbeti hissettim. İşte şu gurbet içinde ayrı diğer bir daire-i gurbet açıldı. O da geçen bahar gibi alâkadar olduğum ekser mevcudat beni bırakıp gittiklerinden hasıl olan firkatli bir gurbeti hissettim. Ve şu gurbet içinde bir daire-i gurbet daha açıldı ki, vatanımdan ve akaribimden ayrı düşüp, yalnız kaldığımdan tevellüd eden firkatli bir gurbeti hissettim. Ve şu gurbet içinde, gecenin ve dağların garibane vaziyeti bana rikkatli bir gurbeti daha hissettirdi. Ve şu gurbetten dahi, şu fâni misafirhaneden ebed-ül âbâd tarafına harekete âmâde olan ruhumu fevkalâde bir gurbette gördüm. Birden Fesübhanallah dedim; bu gurbetlere ve karanlıklara nasıl dayanılır düşündüm. Kalbim feryad ile dedi:
Yâ Rab! Garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvanem, alîlem, âcizem, ihtiyarem.
Bî-ihtiyarem, el'aman gûyem, afv cûyem, meded hâhem zidergâhet İlahî!
Birden nur-u iman, feyz-i Kur'an, lütf-u Rahman imdadıma yetiştiler. O beş karanlıklı gurbetleri, beş nuranî ünsiyet dairelerine çevirdiler....
Aklım dahi ızdırabından ve dehşetinden feryad eden nefsime hitaben dedi:
Bırak bîçare feryadı, beladan kıl tevekkül... Madem öyle, bırak şekvayı şükret... Cihan dolu bela başında varken, ne bağırırsın küçücük bir beladan, gel tevekkül kıl. Tevekkül ile bela yüzünde gül, tâ o da gülsün; o güldükçe küçülür, eder tebeddül.
O vakit nefsim dahi: "Evet evet.. acz ve tevekkül ile, fakr ve iltica ile nur kapısı açılır, zulmetler dağılır. "Elhamdülillahi alâ nur-il iman ve-l İslâm" dedi... (Mektubat, s. 24)
Bediüzzaman'ın de belirttiği gibi müminin yapması gereken, bir zorluk ya da sıkıntı anında hemen tevekkül edip, Allah'a şükretmektir. Tevekkül bu sıkıntıları bir anda ortadan kaldıracak, kalp sıkıntısının yerine huzur ve neşe getirecektir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder