O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
Allah'ın "Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır." (Ahzab Suresi, 21) ayetiyle bildirdiği gibi, Peygamber Efendimiz (SAV)'de, her iman eden kişi için güzel örnekler vardır. Allah, tüm alemlere, tüm zamanlara Kuran'ı bir rehber, bir müjde olarak göndermiş; Hz. Muhammed'i ise, Kuran'ı insanlara duyurması ve Kuran'ın nasıl yaşanacağını onlara örnek yaşamıyla göstermesi için seçmiştir. Bu nedenle Resul-ü Ekrem'in hayatını öğrenmek, Kuran ayetlerini nasıl yaşadığını görmek her mümin için son derece önemlidir.
Her müslümanın, Peygamberimiz'in eşsiz ve üstün ahlakına ve takvasına yaklaşabilmek için kendi kendisiyle ve diğer müminlerle yarış içinde olması gerekir. Ne var ki, birçok insanı, çoğunluğun durumu aldatabilmektedir. Kendisini çevresindeki insanlarla kıyaslayanlar önemli bir yanılgı içinde yaşamaktadırlar. Örneğin, toplumun genel durumuna bakarak, "bu insanlarla karşılaştırıldığında ben çok daha dindarım", "ben onlardan daha çok dinime sahip çıkıyorum" diyerek kendisini yeterli görenler ve yaptıklarıyla sevinenler, bir kayıp içinde olabilirler. Çünkü Allah'tan korkan, Allah'ın rızasını arayan ve ahiretini düşünen her insanın önündeki en güzel model Peygamberimiz olmalıdır. Nitekim bunun bilincinde olan insan, asla kendini yeterli görmeden daima daha üstün bir ahlaka erişmeye çalışacaktır.
Bediüzzaman Said Nursi, "en mükemmel bir insan-ı kamil ve mürşid-i ekmel" olan Peygamberimiz'in sünnetinin en sağlam rehber olduğunu şöyle ifade eder:
"Madem dost ve düşmanın ittifakıyla, zat-ı Ahmediye (a.s.m.) mehasin-i ahlakın en yüksek mertebelerine mazhardır. Ve madem bilittifak nev'i beşer içinde en meşhur ve mümtaz bir şahsiyettir. Ve madem binler mu'cizatın delaletiyle ve teşkil ettiği alem-i İslamiyetin ve kemalatının şehadetiyle ve mübelliğ ve tercüman olduğu Kuran-ı Hakimin hakaikının tasdikiyle, en mükemmel bir insan-ı kamil ve mürşid-i ekmeldir. Ve madem semere-i ittibaiya milyonlar ehl-i kemal, meratib-i kemalatta terakki edip saadet-i dareyne vasıl olmuşlardır. Elbette o zatın sünneti, harekatı, iktida edilecek en güzel numunelerdir ve takip edilecek en sağlam rehberlerdir ve düstur ittihaz edilecek en muhkem kanunlardır." (Lem'alar, s. 57)
Hz. Muhammed (SAV), yaşadığı dönemde Kuran'ı sözleriyle tebliğ ettiği gibi, haliyle de tebliğ etmiş, bulunduğu her ortama huzur, güvenlik, neşe ve maneviyat getirmiştir. Onun ahlakı ve takvası, yüzyıllar sonra bile, Kuran'ı kendilerine rehber edinenlerin üzerinde büyük bir etki bırakmaktadır. Bediüzzaman bir sözünde Peygamber Efendimiz'in güzel ahlakını şöyle tarif eder:
"İzhar ettiği din ve Şeriat-ı İslamiyenin şehadetiyle ve müddet-i hayatında gösterdiği bilittifak kendinde görünen ahlak-ı hasenenin iktizasıyla ve yetiştirdiği bütün ehl-i hakikatin ve sahib-i kemalatın tasdikiyle en mütekid, en metin, en emin, en sadık bir zat…" (Sözler, s. 196)
Aslında, bir insanın anlattıklarından çok anlattıklarını hal ile yaşadığını göstermesi insanları etkiler. Sözgelimi fedakarlığı anlatan, insanlara fedakar olmayı tavsiye eden bir insanın tavrında biraz olsun bencillik hissedilse, sözleri büyük ölçüde etkileyiciliğini yitirir. Ama bir insan hiç konuşmasın, konuşmalarında bir kez bile fedakarlık demesin, ama hayatı boyunca fedakarlığı yaşıyor olsun, bu onun çevresindeki insanlara fedakarlığı anlatabileceği en güzel ve en etkili yöntem ve karşılıklı anlaşma yoludur. İşte Peygamber Efendimiz de haliyle dini en güzel şekliyle tebliğ etmiş, insanlarla lisan-ı hal ile derin bir iletişim kurmuştur. Öyle ki, çağlar sonra bile onun lisan-ı hali, iman edenleri etkilemektedir.
Bu vesile ile Peygamberimiz'in güzel halinden, eşsiz ahlakından ve güçlü imanından bazı özellikleri hatırlamak her müminin kalbine şifa olur.
Müminlere karşı merhametli ve düşkündü
Hz. Muhammed'in en güzel özelliklerinden biri müminlere olan şefkati ve merhametidir. Onların her sorunuyla ilgilenir, her türlü sıkıntılarını gidermeye çalışırdı. Sağlıklarından imanlarına, şevklerinden, amellerine kadar her konuda onlara tavsiyelerde bulunur, yol gösterirdi. Allah bir ayetinde Peygamberimiz'in merhametini şöyle bildirir:
Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. (Tevbe Suresi, 128)
Peygamberimiz, müminlerin üzerlerinden ağır yüklerini alırdı
Peygamber Efendimiz, müminler için büyük bir rahmet ve müjdedir. Onun tebliği ve tavrı, müminlerin imanlarına vesile olduğu gibi, onların huzur ve güvenlik içinde yaşamalarına da vesile olmuştur. Aldığı kararlardaki adil tutum bunun bir örneğidir. Herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşenler, bu konuyu Peygamberimiz'e danıştıklarında en adil, en dürüst ve en hayırlı sonucu elde etmiş oluyorlardı. Onun hükmü sayesinde gereksiz tartışmalar veya uzayan ve çözülemeyen konular kalmaz, müminler bunların sıkıntılarını yaşamazlardı.
Peygamberimiz, yine haliyle, her zaman müminlere tevekkülü, sabrı ve ümitli olmayı hatırlatmıştır. Örneğin, Mekke müşriklerinden kaçarken sığındığı mağarada yanındaki arkadaşına "Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir." (Tevbe Suresi, 40) diyerek, onun üzerindeki korkuya veya endişeye ait sıkıntıları almıştır.
Yine Kuran'ı tebliğ ederek ve kendi hayatında yaşayarak, müminlerin üzerinden gelecek endişesi gibi zahmetleri indirmiş, rızkı verenin Allah olduğunu hatırlatmış ve Allah'a güvenen ve mütevekkil insanın nasıl yaşayacağını göstermiştir.
Peygamberimiz, Allah'ın ayetlerine tam bir teslimiyet göstererek, dini insanlar için zorlaştırmamış, aksine kolaylaştırmıştır. İnsanlara da "Kolaylaştırın zorlaştırmayın." diye emretmiştir. İnsanları hurafelerinden, batıl inançlarından kurtarmış, onları Allah'ın vahyine uymaya çağırmıştır.
Allah bir ayetinde Peygamber Efendimiz'in bu üstün özelliklerini şöyle bildirmiştir:
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır. (Araf Suresi, 157)
Müminleri teşvik ederdi
Peygamberimiz'in Kuran'da bildirilen bir diğer özelliği de, müminleri teşvik etmesidir. Bu, her müslümanın örnek alması gereken önemli bir özelliktir. Çünkü şevk müslümanların etkilerini artırır, onların manevi güçlerine güç katar. Şeytan, müslümanları doğru yolundan alıkoymak veya onların hayırlarla ve güzelliklerle dolu çalışmalarda bulunmalarını engellemek ister. Peygamberimiz'in şevkli ve coşkulu tavrı ile birlikte, müminleri teşvik eden sözleri ve hatırlatmaları, daima onların üzerindeki ağırlığı almış ve onları canlandırmıştır.
Peygamber Efendimiz'in sünnetine uyanların da, müminleri teşvik ederek, imanlarını ve şevklerini canlandırmaları, hayır işlerini hızlandırmaları, güzel bir ahlak ve takva alameti olur.
Peygamberimiz'in takvası ve tüm alemlere örnek güzel huyu elbette ki anlatmakla bitirilemez. Bizler, kendisinden 1400 sene sonra bambaşka bir çağda yaşıyor olmamıza rağmen, bizim için en güzel örnekler yine Ondadır. Bu nedenle, her müslümanın, kendisine Peygamberimiz'in ahlakını ve yaşantısını örnek alıp, Allah'ın rızası, rahmeti ve cenneti için neler yapması gerektiğini, hangi konularda nasıl bir çaba göstermesi gerektiğini bu şekilde belirlemesi gerekir. Peygamberimiz'i yüzyüze görmemiş olsak bile, biz Onu Kuran ayetlerinden ve hayatından çok iyi tanıyoruz. Ne kadar ona benzemeye çalışır çabalarsak, o kadar Allah'a ve Resulü'ne yakın bir dost olabiliriz.
Yazımı, Bediüzzaman'ın peygamberimizi çok güzel anlatan bir sözüyle noktalıyorum:
"İşte o zat, bir saadet-i ebediyenin muhbiri, müjdecisi; bir rahmet-i binihayenin kaşifi, ilancısı; ve saltanat-ı rububiyetin mehasininin dellalı, seyircisi ve künüz-ü hafiyye-i esma-i ilahiyyenin keşşafi, göstericisi olduğundan; böyle baksan, onu; bir bürhan-ı hak, bir sirac-ı hakikat, bir şems-i hidayet, bir vesile-i saadet görürsün. Şöyle baksan onu; bir misal-i muhabbet, bir timsal-i rahmet, bir şeref-i insaniyet, en nurani bir semere-i şecere-i hilkat görürsün." (Sözler, s. 245)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder