ALLAH ALEMLERİN RABBİDİR
İnsanoğlu Allah'ın (c.c.) yarattığı canlı ve cansız varlıklar arasında yalnızca bir tanesidir. Allah-u Teala sonsuz ilmi ve aklı ile tüm kainatta sayısız varlık yaratmıştır. Bunların herbiri kendisini yaratan Allah'a büyük bir teslimiyetle itaat eder. Kur'an onların bu teslimiyetini şu ayetinde bildirir:
"Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır." (İsra Suresi 44)
Allah (c.c.) Kendisini büyük küçük her zerrenin tesbih ettiğini ve yücelttiğini bildirmektedir. Tüm kainata baktığımızda ise, her biri birbirinden farklı, sayılamayacak kadar varlığa şahit olunur. Her grup ayrı bir alemdir ve kendi tesbihini bilmektedir.
Allah'-u Teala'nın en güzel isimlerinden biri "Bedi"dir. "Bedi" örneksiz olarak hayret verici alemler icad eden manasına gelir. Allah (c.c.) insanın saymaya ve kavramaya güç getiremeyeceği kadar çok alem yaratmış, üstelik bunların hepsini olağanüstü özelliklerle donatmıştır. Görebilen gözler ve akledebilenler için her alemin içinde sınırsız hikmetler ve mucizeler saklıdır. Herbiri Allah'ın müminlerin imanına iman katması için dünyada yarattığı tecellilerdir. Bu tecellilerle Allah(c.c.) Kendi benzersiz sanatının, sonsuz aklının nice delillerini ortaya koyar.
Kuşkusuz Allah'ın örneksiz olarak yarattığı canlılar arasında insanın önemi çok büyüktür.İnsan akıl, zeka, kavrama, düşünme yeteneği ve vicdan ile donatılmış olarak tüm varlıklara üstün kılınmıştır. Bu üstün özellikler Allah'ın (c.c.)insana üflediği ruhundan kaynaklanır.
Alemlerin Rabbi olan Allah, insanı hem bedenen hem de ruhen kusursuz bir yaratılışla yaratmıştır. Göz, kulak, deri, beyin ve tüm iç organlar hiç bir şekilde tesadüfen bir araya gelemeyecek, benzersiz bir uyum ve mükemmellik içindedirler. Bu uyum, kainatın diğer köşelerinde ve diğer alemlerinde de kendisini son derece açık bir şekilde gösterir. Bu da bizi tek bir yaratıcıya, yani Allah'a götürmektedir.
İnsanın gözü ile göremediği mikro alem, sayısız mucizelerle donatılmıştır. İnsan hala tüm kainatın en küçük yapıtaşı olan atomun sırlarını keşfetmeye çalışmaktadır. Atomun içine girildiğinde ise insanı bambaşka bir alem karşılar. Bu alem ardı arkası kesilmeyen, bir çok alt parçacığın olağanüstü uyumu ile meydana gelir. Elektron, proton, nötron, kuark, gluon ve daha niceleri atomun içinde yer almaktadır. Elektronlar çekirdeğin etrafında saniyede 1000 km.lik bir hızla dönmektedirler. Bu insanın aklının asla almayacağı bir hızdır. Saniyede 1000 km.lik bir hıza ulaşabilen hiç bir makina icat edilememiştir. Bu hız ancak Allah'ın "örneksiz yaratan" sıfatı ile açıklanabilir. Cenab-ı Allah'ın 109 çeşit elementle yarattığı kainat, sadece atomlardan oluşmasına rağmen, inanılmaz bir çeşitlilik sunmaktadır. Hiç bir canlı veya cansız varlık birbirine benzememekte, hatta keskin farklarla birbirinden ayrılmaktadır. Onları farklı kılan tek şey ise birbirine çarpmadan çekirdek etrafında dönen protonlarının sayılarıdır. Sadece bu neden dünyadaki çeşitliliğin sebebidir. İşte bu Allah'ın yaratmadaki sanatıdır. Eşi ve benzeri de hiç bir şekilde yoktur.
Bitkiler alemine bakıldığında ise insanı yine olağanüstü bir çeşitlilk içinde sayısız güzellik karşılar. Renkleri, birbirine benzemeyen güzellikleri kokuları, faydaları ile her bitki diğerinden farklı yaratılmıştır. Allah (c.c.) bu alem ile yeryüzüne canlı ve kusursuz bir güzellik getirmiştir. Yeryüzünü örtü gibi döşeyen bitkiler, insanoğlunun ruhuna büyük bir zevk verir. Onlar canlı renkleri ve kokuları ile dünyanın bir süsüdür. Ve Allah bu alemde de insanı hayrete düşürecek kadar olağanüstü çeşitler yaratmıştır. Arı taklidi yapan orkideler, et yiyen bitkiler, rengarenk ve mis kokulu çiçekler, çölün dayanılmaz sıcağında yaşayan kaktüsler ve boyu 100 metreye kadar varan ağaçlar bu alemin sadece bir kaç üyesidir.
İnsan yüzünü bitkiler aleminden kuşlar alemine çevirdiğinde ise bu sefer çok daha başka yaratılış mucizeleri ile karşılaşır. Tek bir tüy son derece özenle inşa edilmiştir. Her tel birbirine kenetlenmiş şekilde adeta bir danteli andırırcasına düzenlenmiştir. Bir kuşun uçabilmesi zaten başlı başına bir mucizedir. Bir et parçasının gökyüzünde yüzlerce metre yüksekte süzülmesi, olağanüstü uçuş gösterileri yapması elbette kanatlarla ve vücut yapısı ile açıklanamaz. Bunlar yalnızca Allah'ın yarattığı sebeplerdir. Bu alemin üyeleri ancak Allah'ın (c.c.) dilemesi ile gökyüzünde uçabilmektedirler.
"Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler vardır." (Nahl Suresi 79) Bunun yanında Allah-u Teala kuşlara yalnızca uçma yeteneği vermemiş, aynı zamanda insanı hayrete düşüren bir takım özellikler de bahşetmiştir. Öyle ki, dünyanın en küçük kuşlarından biri olan "sarısalkım" kuşu yalnızca bir kaç gram olmasına rağmen durup dinlenmeksizin, 2.5 saat kanat çırparak göç etmekte ve 3000 km. gibi inanılmaz uzunlukta bir yol katetmektedir. Bu kadar küçük bir hayvanın bunu ölmeden başarabilmesi büyük bir mucizedir. Kuşların özellikleri sayılıp anlatılamayacak kadar fazladır. Herbiri kendilerine has, büyük bir gayretle inşa ettiği yuvaları, farklı renklere, desenlere sahip tüyleri ve yaşam şekilleri ile apayrı bir güzellik oluştururlar. İnsanoğluna düşen bu benzersiz sanatın karşısında boyun eğmek ve Rabbimizi büyük bir içtenlikle övmek olacaktır.
Mikroalemden makroaleme geçişte ise, uzayda ve görünmeyende bir başka olağanüstülüğün yaşandığı görülür. Allah (c.c.) büyük bir kudretle bina ettiği gökyüzünde milyarlarca yıldızı, gezegenleri, güneşi,uyduları ve meteorları bir mucize olarak gözler önünde sergiler. Hiç biri kendi yörüngesinden çıkmayan, büyük bir hızla ilerledikleri halde asla çarpışmayan, son derece kalabalık olan bu topullukta bir kaos olması gerekirken, burada olağaüstü bir düzen dikkati çekmektedir. Her biri bir amaca yönelik olarak yaratılmaktadır. Ve Allah'ın emirini yerine getirerek, belli bir müstakkara doğru akıp gitmektedir.
Hiç şüphesiz Allah'ın yarattığı alemler saymakla ve tefekkür edilmekle bitmeyecek kadar fazladır. İnsanoğluna Kendi katından bir yardım olarak, ibret olmaları amacıyla yaratılan her alem, gören bir göz için büyük bir nimete dönüşür. Her ayrıntı müminin Allah'a (c.c.) biraz daha yakınlaşmasına, imanının kat kat artmasına vesile olmaktadır. Nitekim her mümin kendisi için yaratılan her şeyde Allah'ı görmek ve O'nu gereği gibi taktir etmekle yükümlüdür. Zira Allah ayetlerinde hiç bir şeyi boş bir amaç uğruna yaratmadığını önemle bildirmiştir.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir sözünde bu gerçeği özellikle belirtmiştir:
"Bütün kainattaki, masnuatta- cüz'i, külli, seyyarattan, ta kandaki küreyvat-ı hamra ve beyaza kadar herşeyde gayet düzgün bir ölçü, mütenasip bir mizan bulunması bedahatle muhit bir ime delalet ve kat'i şehadet eder." (El-Huccetü'z-Zehra, s.86)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder