İNSANIN HAKİKİ ÖMRÜ BULUNDUĞU GÜNDÜR
Cenab-ı Allah kitaplar indirerek ve elçiler göndererek yeryüzünde yaşayan insanlara emirlerini bildirmiştir. Böylece aslında hemen her insan dünyada kısıtlı bir zaman kalacağını, bu zaman zarfında Yaratıcısı tarafından sınandığını, bu sınama neticesinde hesaba çekileceğini, kendisini sonsuz bir yaşamın beklediğini, dünyada sergilediği ahlaka göre sonsuz hayatında karşılık göreceğini bilmektedir.
İnsana düşen, dünyada geçireceği bu kısıtlı zamanını çok akıllıca kullanmaktır. Zira önünde dünya hayatına karşılık sonsuz bir yaşam vardır ve bu sonsuz yaşamında göreceği karşılık tamamen dünya hayatında yaptıklarıyla bağlantılıdır. Ancak bu konunun önemini tam kavrayabilmek için öncelikle sonsuzluk kavramını iyi düşünmek gerekir. Bunun için "trilyon sene" kavramını düşünmeye başlamak yararlı olabilir. Bu zaman diliminin oldukça uzun bir süre olduğu kesindir; ama bu sürenin ne kadar uzun da olsa bir sonu vardır. Ardından "trilyon x trilyon x trilyon" sene ne demek bunu tefekkür etmek faydalı olacaktır. Ancak bu süre de insanın kafasında canlandırmakta zorlanacağı bir süre de olsa sonu vardır.
Fakat insanın kafasında toparlamakta dahi zorluk çektiği bu rakamlar "sonsuz zaman" yanında sıfır hükmündedir. Zira bilindiği gibi bir sayıyı sonsuza böldüğümüzde bulduğumuz rakam sıfırdır. Bu nedenle rakam ne kadar büyük olursa olsun sonsuzlukla kıyaslanması mümkün değildir.
Başka bir örnek olarak da dünyadaki 7 milyar insanın sayısını göz önünde bulundurarak düşünelim. Dünyada 7 milyar değil de 7 trilyon tane insan olsa ve bu insanlar trilyon x trilyon x trilyon sene yaşasalar ve her birinin yaşam süresi biraraya getirilerek alt alta toplansa, çıkan rakam sonsuzluk kavramının yanında yine de sıfır hükmünde olacaktır. Diğer bir deyişle sonsuzlukla bu rakamları kıyaslamak olanaksızdır. (Bkz. Sonsuzluk Başlamış Durumda, Harun Yahya, Vural Yayıncılık)
İşte her insanın önünde kendisini bekleyen böyle bir süre vardır. Ancak bu yaşamın cennette mi yoksa cehennemde mi süreceği sorusunun cevabı son derece önemlidir. Çünkü insan dünya hayatında gösterdiği ahlakın karşılığında cennete ya da cehenneme gidecek ve ebedi yaşamını ikisinden birinde geçirecektir.
Ortalama bir insan ömrü 70-80 sene gibi son derece kısa bir dönemdir. Bu 70-80 sene, yaşı ilerleyen insanların deyimiyle "göz açıp kapayıncaya kadar" geçmektedir. Ne var ki bu yaşlı insanlara da gençlik dönemlerinde hayat çok uzun gelmiş, her biri önlerinde çok uzun yıllar olduğunu düşünmüşlerdir. Bu, hemen her insan için değişmez bir kuraldır. Ancak ortalama insan ömrüne dahi ulaşamadan ölen sayısız insan vardır. Kaldı ki ahiretteki sonsuz yaşamla kıyaslandığında 70-80 senenin son derece kısa olduğu ve hatta başta da belirttiğim gibi sıfır hükmünde olduğu açıktır. Bu nedenle insanların bunu iyi hesap etmeleri, akılcı davranmaları ve kendilerine verilen bu kısıtlı zamanı çok iyi kullanmaları gerekir. Bunun için de yapılması gereken şey Allah'ın emir ve yasaklarına uyarak, O'nun istediği gibi bir yaşam sürmektir. Kendisine Allah'ı dost edinen, O'nu hoşnut kılmayı amaçlayan ve cenneti arzulayan bir kişinin yapması gereken şey Allah'ın dinini yaşamaktır. Dünya hayatını din ahlakını yaşayarak, Kuran'a uyarak, Allah'ın sınırlarını koruyarak geçiren bir kişi için ahirette karşılık olarak cenneti ummak mümkündür.
Görüldüğü gibi akıllı bir insanın yapması gereken geçici dünya hayatına aldanmak ve ahireti bir kenara itmek değil, asıl yaşamın ahiret olduğunu, dünyanın bir sınanma yeri olduğunu unutmamaktır. Bu şekilde bakınca aslında dünya hayatının çok kısa olduğu da anlaşılır. Olaya şu açıdan da bakılabilir: Geçmiş, bir insan için geride kalmıştır; gelecek ise meçhuldur, çünkü insanın geleceği yaşama garantisi yoktur, ecel her an gelebilir. Bu durumda insan için var olan yalnızca içinde bulunduğu andır. O halde her anın Allah'ın rızasına uygun bir şekilde geçirilmesi şarttır. İnsan her an bunun sahip olduğu tek zaman olduğunu düşünerek hareket ederse düşünceleri, davranışları çok farklı olacaktır.
Bediüzzaman Said Nursi de bu gerçeğe "Hayat zannettiğin halat, yalnız içinde bulunduğun dakikadır." sözleriyle dikkat çekmiştir. (Sözler, s.500; İman ve Küfür Muvazeneleri, s.140) Üstad'ın çok önemli bir sırrı içinde barındıran bu tefekkürünü iyi düşünmek gerekir. Bilindiği gibi insanların büyük bölümü dünya hayatına çok değer verir, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi bir felsefeyle hareket ederler. Sınandıklarını unutup, kendilerini denemek için yaratılan mal, para gibi şeylere büyük önem verir, yaşamlarını tamamen bunların temini üzerine kurarlar. Kendilerini dünya hayatının büyüsüne kaptırırken, Allah'ın kendilerinden istediği güzel ahlakı da göz ardı ederler. Bu nedenle kibirlenir, diğer insanları küçük görür, zalim ve bencilce davranabilirler. Tüm bunları yaparken de önlerinde uzun bir yaşam olduğunu düşünerek aldanırlar. İşte bu nedenle Bediüzzaman Said Nursi'nin yukarıdaki sözleri çok derin manalar taşımaktadır. İnsan ömrünün yalnızca içinde yaşanılan an olduğu gerçeğini Üstad başka bir sözünde de şöyle ifade etmiştir:
"Ey nefis! Bil ki dünkü gün senin elinden çıktı. Yarın ise senin elinde senet yok ki ona maliksin. Öyle ise hakiki ömrünü bulunduğun gün bil." (Sözler, s. 283)
Kuşkusuz Bediüzzaman'ın bu sözleri, her insanın kendisi için oturup düşünmesi gereken çok önemli gerçeklere dikkat çekmektedir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder