MÜSLÜMANIN HALİ İLE YAPTIĞI TEBLİĞ
Din insanın hayatının her anını ve her dönemini kapsayan bir yaşam şeklidir. Dindar insan, bütün hareketlerini, zevklerini, düşünce yapısını, değerlerini, değer yargılarını Allah'ın hoşnut olacağı şekilde değiştirir. Böylece Allah'ın kusursuz aklına uyan insan her yönüyle sevilecek, hayran olunacak, özenilecek bir ahlak ve karakter sahibi olur. Bu nedenle müminler dünyanın en seçkin insanlarıdır. Ayrıca Allah'ın dinine hayatının her anıyla tabi olan insanlar sayıca az oldukları için bu onların değerini bir kat daha arttırır. Ahlaki değerlere aldırış etmeden, hırslarını ve nefsinin arzularını tatmin etme amacıyla yaşayan milyonlarca insanın içinde, bu hayatın tam zıddı bir yaşam sahibi olmanın zor yönleri vardır. İman edenler, bu düşük ahlaka sahip kişilerin arasında çok az sayıda oldukları için, onların alaylarına, kınamalarına, eleştirilerine ve kırıcı sözlerine hedef olurlar. Ancak mümin bu zorluklara büyük bir sevinç ve şevkle göğüs gerer. Çünkü Allah'ın emrettiği hayatı yaşarken karşılaşacağı her zorluğun ahirette kendisine getireceği mükafat çok fazla olacaktır. Ancak bundan daha da önemlisi tüm zorluklara ve sıkıntılara rağmen büyük bir şevk ve samimiyetle Kuran ahlakını yaşamak, Allah'ın hoşnut olacağı ve sevgisine vesile olacak bir ahlaktır.
Ayrıca dini bütün yaşamına hakim kılan insanların çevrelerinde meydana getirdiği etki de çok büyük olur. Çünkü dini iki türlü yaşayan insan vardır. Bunlardan bir tanesi, dini bütün detaylarıyla bilen, anlatan ve insanlara sürekli tavsiyelerde bulunan, ancak anlattıklarını yaşamayan insanlar. İkincisi ise dini anlatan, insanları Allah'ın varlığıyla uyarıp korkutan ve anlattıklarının tümünü uygulamalı olarak kendi hayatlarında gösteren insanlar. Bu insanlar samimi imana sahip, örnek alınacak müslümanlardır.
Dini sadece anlatmakla ve insanlara tavsiyelerde bulunmakla kalmayıp, Allah'ın emirlerini eksiksizce yerine getiren insanların dine ve tüm insanlığa hizmetleri çok büyük olur. Örneğin insanlara müminlerin birbirine olan sadakatini, tesanütü ve her şart altında müminlerin birlik ve beraberlik içinde olması gerektiğini anlatan biri, müminlere yapılan bir saldırıda kendi köşesine çekilip, sesini çıkarmadan olan biteni izlemekle yetirinirse, bu onun anlattıklarının değerini kaybetmesine neden olur. İnsanlar bu kişiden aynı anlattığı gibi müminlere destek olmasını, sessiz kalmamasını beklerler. Aksi durumda ise bu kişiye olan güven sarsılır.
Ya da herşey yolunda giderken, herhangi bir sıkıntı ya da zorlukla karşı karşıya değilken insanları her ne şart olursa olsun uyarıp korkutmanın ve dini tebliğ etmenin farziyetini anlatan bir insandan bir zorluk karşısında anlattığı gibi bir tavır göstermesi beklenir. Oysa bu kişi herhangi bir baskı altında iken, müslümanlara karşı bir tehdit söz konusuyken ya da kendisine maddi zarar gelme ihtimali varken, dini tebliğ etmekten vazgeçerse, dinsizlerle dinsiz dindarlarla dindar gibi davranırsa, bu kişinin samimi bir müslüman olduğundan şüphe edilir. İnancındaki samimiyeti hakkında kuşku doğurur. Önemli olan kişinin her söylediğini, her tavsiyesini, her tebliğini kendi üzerinde yaşaması, eksiksiz olarak uygulamak için gayret içinde olmasıdır. Hem dini hem de dinsizliği aynı anda yaşamak mümkün değildir. Allah hayatının bir kısmını Allah'a, bir kısımını ise çıkarlarının tatminine adayan insanların kendi katındaki durumunu şu ayetle açıklamaktadır.
O'nun üretip-türettiği ekin ve hayvanlardan Allah için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca:
"Bu Allah'ındır, bu da ortaklarımızındır" dediler. Kendi ortakları için olan (pay), Allah tarafına geçmez, ama Allah'a aid olan kendi ortaklarının tarafına (payına) geçer. Ne kötü hüküm veriyorlar?" (En'am 136)
Ayette de belirtildiği gibi insanın yaşamının bir kısımını nefsi ve çıkarları için bir kısımını ise Allah için yaşamasının o kişiye getireceği kayıp çok fazladır. Halbuki sözleriyle ahlakları bir olan samimi müslümanların hem insanlar nezdindeki güvenilirlikleri, hem dine olan hizmetleri, hem de Allah katındaki ecirleri çok büyük olur. Zorluklara karşı sabır tavsiye edip, bir zorluk anında sabır gösterenler, infakı anlatıp bütün mallarını Allah yolunda kullananlar, merhameti anlatıp merhametli olanlar, dinin nasıl yaşanması gerektiğini kendi hayatlarıyla göstermiş olurlar. Bu ise toplumun bir çok kesiminde İslama karşı sevgi ve sıcaklık uyanmasına vesile olacaktır.
İnancındaki samimiyetini, kararlılığını tüm hal, tavır ve sözleriyle bizlere kanıtlayan ve İslam dinine çok büyük hizmetleri olan Bediüzzaman Said Nursi'nin tüm hayatı da insanlar için bir tebliğ mahiyetindedir. Said Nursi, Nur talebelerinin Denizli hapishanesindeki hayatlarından şöyle bir örnek vermektedir:
…Evet yirmi otuzdan, ancak kurallarına uygun namazlarını kılan mahpuslar içinde birden Risale-i Nur talebelerinden kırk ellisi umumen istisnasız mükemmel namazlarını kılmaları, tavır ile ve fiil dili ile öyle bir ders ve irşaddır ki, bu sıkıntı ve zahmeti hiçe indirir, belki sevdirir. Ve talebeler davranışları ile bu dersi verdikleri gibi, kalplerindeki kuvvetli tahkiki imanlarıyla dahi buradaki ehl-i imanı, ehl-i delaletin evham ve şüphelerinden kurtarmalarına sebep çelikten bir kale hükmüne geçeceğini rahmet ve İlahi yardımdan ümit ediyoruz.
Bediüzzaman'ın da belirttiği gibi İslam dinine olan bağlılığı nedeniyle inkarcıların türlü iftiralarına uğrayan, zorluklarla karşılaşan, baskı altına alınmak istenen bir kişinin, bütün bu zor koşullara rağmen dinini yaşamaktan taviz vermemesi, bir çok insanın kalbinde İslama karşı bir sıcaklık meydana getirecektir. İslam dininin bir insanı nasıl bu kadar tevekküllü, teslimiyetli, güzel ahlaklı, hoşgörülü ve kararlı yapabildiğini merak eden insanlar, islama karşı ilgi duyacak, bu ahlakı yakından tanımak isteyeceklerdir. O nedenle hal tebliği çok büyük bir hizmet, çok büyük bir ibadettir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder