DÜNYA HAYATININ GERÇEK YÜZÜ - 2
Dünya hayatı inkarcılar için bir horlanma ve aşağılanma yeridir, müminler için ise şan ve şereflerinin yükseltildiği bir mekandır:
"…Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."(Bakara Suresi 85)
Bakara Suresi'ni bu ayetinde de belirtildiği gibi müşriklerin çoğu Allah(c.c.)'a inanmadığını söylemez. Onlar Allah(c.c.) 'ın varlığına inandıklarını fakat dini gereği gibi uygulamadıklarını söylerler. Elbette bunun anlamı kitabın bir kısmını alıp bir kısmını bırakmalarıdır.
Dinin gereklerinin bazılarını yerine getirip bazılarını getirmemenin nedeni ise kuşkusuz nefse uymaktır. Onlar nefislerine uyanı alıp uymayanı terk ederler. Bunu yaparken bir takım mazeretler öne sürmekte kendilerini kandırdıkları gibi Allah(c.c.)'ı ve müminleri de kandırabileceklerini zannetmektedirler. Ne varki onlar ayette de açıkça ifade edildiği gibi sadece kendilerini kandırmaktadırlar fakat şuurunda değillerdir.
Elbette Cenab-ı Allah onların bu sahtekarlıklarını, dinine karşı yaptıkları ahlaksızlığı kesin olarak görmektedir. Ve bunun karşılığını onlara dünya hayatını zor kılarak vermektedir. Allah (c.c.)'tan uzak yaşayan ve Allah'ı unutmuş bir kalbin yaşamı her an bir sıkıntı ve zorluk ile doludur. Allah'a teslim olmadıkları için bir türlü gerçek huzur ve mutluluğu yakalayamazlar. Dünyaya yönelik sayısız korku ve endişe taşırlar.
Bir türlü istedikleri huzura eremedikleri için sürekli ruhsal bunalım içindedirler. Öyle ki, cahiliye toplumunun hangi bireyine sorulursa sorulsun mutlaka huzursuz ve mutsuz olduğunu ve yakınacak çok derdinin varlığını söyleyecektir. Bediüzzaman Said Nursi'nin dünya hayatı ile ilgili açıklamalarında vardır:
"Eğer insan, enaniyetine istinad edip hayat-ı dünyeviyeyi gaye-i hayal ederek derd-i maişet içinde muvakkat bazı lezzetler için çalışsa, gayetdar bir daire içinde boğulur, gider. Ona verilen bütün cihazat ve alat ve letaif ondan şikayet ederek haşirde onun aleyhinde şehadet edeceklerdir ve davacı olacaklardır." (Sözler,s.338, İman ve Küfür Muvazeneleri, s. 106)
Müminler içinse dünyada ve ahirette korku, hüzün ve mutsuzluk yoktur. Allah'I dost ve vekil edinen müminler, yerin, göğün ve ikisinin arasındakilerin sahibi olan Allah'a dayanıp güvenmenin neşe ve güvenini her an yaşarlar.
Küfür dünyaya gaflet penceresinden baktığı için Allah(c.c.)'ın sanatını nasıl tecelli ettirdiğini göremez, oysa müminler her an yaratılışın hayranlığı içindedirler:
İnkar edenler ile inananların aralarındaki en büyük farklardan biri, bir grubun tamamen vicdansız ve akılsız olması sebebiyle basiret gözlerinin kör olmasıdır. Diğerinin ise vicdan ve akıl ile gelen feraset ve basiretleri sayesinde Allah(c.c.)'ın varlığını ve birliğini kavramalarıdır. İnanmayarak haktan yüz çevirenler Kur'an-ı Kerim'de de bildirildiği gibi derin bir dalalet içindedirler. Bu nedenle dünyayı da son derece zahir bir bakış açısı ile değerlendirirler. Allah(c.c.)'ın varlığını unuttukları ve kainat üzerindeki kontrolünü düşünmedikleri için herşeyin tesadüflerle oluştuğunu, hayatlarının şanslara bağlı olarak devam ettiğine inanırlar. Bunun sonucunda oldukça yüzeysel, dar düşünen ve en önemlisi gerçekleri kavrayamayan bir insan topluluğu meydana gelir. Nitekim Allah(c.c.) ayetlerinde onların görmeyen, işitmeyen bir grup olduklarını da önemle belirtmektedir.
İman edenler ise gördükleri en küçük zerrede dahi Allah-u Teala'nın yaratılış delillerini gören ve Rahman olan Allah'a yönelen insanlardır. Kainatta yaratılan her olay ve her varlık onlar için Allah'ı tesbih etmeye ve zikretmeye vesile olmaktadır. Kur'an'da, Mülk Suresi'nin şu ayetlerinde müminlerin Allah ile olan içli bağlantıları şöyle bildirilmektedir:
"Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiç bir çatlağı yok.Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık, Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir."(Mülk Suresi 6-8)
Müminler sürekli olarak hem kendi kalplerinde hem de aralarında Allah(c.c.)'ı zikrederler. Yaratılanları tefekkür ederek Allah(c.c.)'ın azametini zikreder ve şanını yüceltirler. Onlar küfredenlerin düştüğü ağır yanılgıya düşmezler. Çünkü ahirette kötü hesaptan korkup sakınırlar. İnkarcılar ise ancak ölüm kendilerini sarıp kuşattığında ve melekler canlarını almaya geldiğinde ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduklarını kavrarlar. Fakat onlar için artık çok geçtir. Sonsuz azap bitmemek ve kesilmemek üzere başlamıştır.
Bediüzzaman bir sözünde küfredenlerin dünya hayatındaki gafletlerini ahirette farkedeceklerini ve büyük pişmanlık hissedeceklerini şöyle anlatır:
"Eyvah, aldandık. Şu hayat-ı dünyeviye-yi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzeran-ı haya, bir uykudur, bir rüyagibi geçti.Şu temelsüz ömür dahi, bir rüzgar gibi uçar,gider. (Sözler, s.220; İman ve Küfür Muvazeneleri, s.79)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder