ALLAH İÇİN ÇALIŞIN
Allah, biz kullarını dünyada güzel bir imtihana tabi tutmuştur ve bundan sonraki gerçek yaşamımızda Allah'ın rızasına ve sayısız nimete erişebilmemiz için nasıl davranmamız gerektiğini Peygamberlerimiz ve Kuran vasıtasıyla bildirmiştir. Kuran'da insanların dünya ve ahiret mutluluğu için rehber olacak her konu zikredilmiştir. Kuran'da yer alanlar hükümlerden tüm insanlar mesuldürler. Kuran ayetlerine ve peygamberimizin sünnetine uyanlar ve nefislerini günahlardan arındıranlar kurtuluşa erecek, nefsini günaha daldıran da hüsrana uğrayacaktır.
Bir müslümanın kesin bir gerçek olan ahiret hayatına çok titiz ve gayretli bir hazırlık yapması gerekmektedir. Kuran'da Allah insanlara ayetlerini az bir dünya menfaatiyle değiştirmemeyi öğütlemektedir. (Bakara Suresi, 41) Bu nedenle Kuran'da güzel ahlak olarak bildirilen her konuya iman ehli kişilerin tereddütsüz itaat etmesi, ihlasını lekeleyebilecek her detaydan da şiddetle kaçınması gerekmektedir. Çünkü ihlası zedeleyen her şey dünyevi hırsların ve hevanın, dolayısıyla da ahiretteki kayıpların bir başlangıcıdır. Herkes üstün ve ihlaslı bir ahlakı edinmek ve onu hedeflemekle yükümlüdür.
İnsanın her yaptığının, gerek ibadetleri olsun, gerekse işlediği hayır ve hasenatlar olsun, insanlardan hiçbir karşılık beklemeden ve mükafat istemeden yapması, sadece Allah'ı razı etmeye çalışması gerekir. Eğer insan yaptığı güzel bir hizmetinde veya işlediği bir hayırda insanlardan övgü ve beğeni beklerse bu riya olur ve Allah bu kişiden razı olmaz. Çünkü gizlinin de gizlisini bilen ve insana şah damarından daha yakın olan Allah tüm hareketlerimizden, içimizde yaşattığımız hissiyatımızdan, aklımızdan geçirdiğimiz her düşünceden tümüyle haberdardır. İnsan yaptığı bir fedakarlıkta "ne kadar fedakar insan" dedirtmek için yaparsa, verdiği bir sadakayı gösteriş için verirse, yada söylediği güzel bir sözde yalnızca karşısındaki kişinin rızasını gözetirse veya bir ibadetin karşılığında maddi menfaat beklentisi içinde olursa Allah bunu bilir ve ondan razı olmaz. O kişi sevap kazanamaz ve ahirette de bir mükafatı olamaz.
İhlas insanın Allah'a olan sadakatinin bir göstergesidir. Dolayısıyla insanların rızasını gütmek tehlikeli ve acilen tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. İnsanların rızasının olduğu yerde Hak'kın rızası olmaz. Şeytan ise insanın niyetini her an bozmak, ihlasına dünyevi bir katık katmak için tüm gücüyle uğraşır. Bu yüzden insan her an vicdan muhasebesi yaparak niyetini tazelemeli ve kontrol etmelidir. Eğer niyetinde bir nebze de olsa insan rızası varsa hemen tevbe ederek tüm benliğiyle Allah'a yönelmelidir. Samimi bir niyetle aynı fiil ecire ve sonsuz güzelliğe dönüşebilecekken, insanın nefsinin riyakar yönünü ameline karıştırması ile çok önemli bir fırsat elden kaçmış olur.
Halbuki bir müslümanın en önemli vasfı Allah'ın dinine sımsıkı sarılıp katıksızca ahiret yurdunu düşünmesi ve dini yalnızca Allah'a halis kılarak ibadet eden, ihlas sahibi bir kişi olmasıdır. İnsanın razı etmesi gereken yegane varlık Allah'tır. Müslümanın tüm hayatı Allah içindir. Allah'ın rızasını kazanmak için çalışır ve sadece O'nu hoşnut etmek için sürekli salih ameller işler. Böyle olduğu takdirde Allah iman eden mümin erkek ve mümin kadınlara cennetteki sonsuz nimetleri vaat etmektedir. Bediüzzaman Said Nursi insanın çok kısa olan ömründe yapacağı birkaç saatlik, hatta birkaç dakikalık bir ibadetin, nimetlerle donatılmış sonsuz cennet yıllarına bedel olacağını belirtmiştir:
"...Ey insanlar fani, kısa, faidesiz ömrünüzü; baki, uzun, faideli, meyvedar yapmak ister misiniz? Baki-i Hakikinin yoluna sarfediniz. Çünkü Bakiye müteveccih olan şey, bekanın cilvesine mazhar olur... Alah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. Lillah, Livechillah, Lieclillah rızası dairesinde hareket ediniz. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer..."
Bediüzzaman'ın hikmetli sözlerinde de görüleceği üzere gün içerisinde yapılan güzel bir hizmetin, söylenen güzel bir sözün, akıldan geçirilen halis bir niyetin mutlaka sonsuz ahiret hayatında güzel bir karşılığı vardır. Aslında insan eğer yaşamını yalnızca Allah'ı razı etmeye adarsa kendisini her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturmuş olur. Nitekim Allah Kuran'da şöyle bir örnek vermektedir: "Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu?..." (Zümer suresi, 29) Elbette bu ikisinin durumu birbirinden farklıdır. Çok efendisi olan kişinin yükümlülüğü daha fazla ve zordur. Tek bir efendiyi razı etmek çok kolaydır, ancak birçok efendiyi aynı anda razı etmek ise çok zordur. Ki insanın tek efendisi Allah olursa, her işi büyük bir kolaylık üzerine olur. Çünkü Allah dini insanlar için bir hayır ve kolaylık yolu kılmıştır.
Elbette ki insan "iman ettim" demekle bırakılmayacaktır. Aksine iman ettim demekle ölene kadar sürecek gerçek mücadelesi başlayacaktır. Nefis ve şeytan ile mücadeleye girecektir. Mümin birhayır işlemek, hizmette bulunmak, güzel söz söylemek istediğinde, şeytan mutlaka onunhayır işlemesine engel olmaya çalışacaktır. İşte insanın bu oyunlara kanmaması ve kalbini daima Allah'a bağlaması çok önemlidir. Eğer insan vicdanını dinler ve samimiyetinden taviz vermezse her an ihlaslı bir ahlak göstererek ecir kazanabilir. Aksi takdirde kendini bir hayır üzerinde sanarak yıllarca çalışmış, ancak hiçbir şey elde edemeyerek boşa yorulmuş olacaktır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder