MÜMİNLERİ TEŞVİK ETMENİN YOLLARI
İman eden bir insan sadece çevresine değil, içinde yaşadığı topluma ve diğer tüm toplumlara karşı kendisini sorumluluk altında görür. Bu sorumluluk, tüm insanların İslam ahlakından haberdar olarak yaşamasıdır. İnsanlar istedikleri yaşam şeklini benimsemekte özgürdür. Ancak çoğu kişi dinsizliği, Allah'ı ve İslamı tanımadığı için tercih etmiş olabilir. Bir çoğu, din ahlakını bilmediği için hatalar yapıyor veya sorunlarının içinden çıkamıyor olabilir. Kur'an'ın insanlara yaptığı tavsiyeleri bilmediği için mutsuz, sinirli ve umutsuz yaşayan milyonlarca insan olabilir. Bu kitlelere karşı Allah'ın müminlere yüklediği sorumluluk, onlara İslam ahlakını öğretmeleri ve ondan sonra seçimlerini yapmaları için imkan tanımalarıdır. Çünkü iman edenler, bu insanların içinden çıkamadıkları sorunların nasıl çözümleneceğini Kur'an ayetlerinden haberdar oldukları için bilirler. Bu durumda bilenlerin bilmeyenlere, bu çözümleri anlatması farz olur.
İnsanların kurtuluş yollarından haberdar olup, buna rağmen bu gerçekleri onlardan gizlemek ve anlatmamak, bir felaketten haberdar olup, bundan nasıl kurtulacağını insanlara anlatmamakla aynı şeydir. Eğer felaket olur ve insanlar ölürse, o zaman bu gerçeği anlatmayan kişi çok büyük bir sorumluluğun altına girer.
Bu nedenle iman edenlerin üzerine tüm insanlığa karşı ağır ve büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu sorumluluğun ciddiyeti, iman edenlerin çok az olması ve inkarcıların dünyanın büyük bir bölümünü oluşturmasından ileri gelir. Dolayısıyla müminlerin kalplerindeki şevkin sürekli ayakta tutulması, gaflete düşmelerine izin verilmemesi ve yapacakları işlerde maddi ve manevi desteklenmeleri çok önemlidir. Nitekim Allah "... Müminlerin bu sorumluluğa hazırlanıp teşvik edilmelerini" Enfal Suresi'nin, 65. ayetinde farz kılmıştır.
Müminlerin Allah'a ibadet etmeleri ve bunu şevk ve arzu içinde yapmaları için teşvik edilmeleri hususunda önümüzdeki en güzel örnek Risale-i Nur'dur. Üstad'ın yazdığı her satır, müminlerin yaptıkları hizmete daha fazla sarılmasını sağlayan ve Allah'a yakınlıklarını artıran hikmetli açıklamalarla doludur. Aşağıdaki açıklama Üstad'ın müminleri hizmete teşvik eden sözlerinden bir örnektir.
"Kur'an'ı Kerim işaretle diyor ki: "İnsanın pek yüksek bir kıymeti olmasaydı, semavat ve arz onun istifadesine muti ve musahhar olmazdı. Ve keza, insan ehemmiyetsiz olsaydı, mahlukat onun için halk edilmezdi. Eğer insan ehemmiyetsiz ve kıymetsiz olsaydı, o vakit insan, mahlukat için halk olunacaktı. Ve keza, insanın Halıkı yanında mevkii pek büyük olduğu içindir ki, alem-i dünyayı kendisi için değil, beşer için, beşeri de ibadeti için halk etmiştir."
Üstadın Risalelerde üstünde durduğu müminleri teşvik etme yollarından biri, onları güzel sözle uyarmaktır. Muhakkak ki iman edenlerin tebliğ sorumluluğunu yerine getirirken bilgisizlikten veya yanılmaktan kaynaklanan bir çok hataları ve eksiklikleri olabilir. Yanlış bir şey söyleyebilirler, yanlış bir yorumda bulunabilirler, iyilik yapmak isterken fakında olmadan yanlış bir uygulama içinde olabilirler. Bu durumda mutlaka bu konularda uyarılmaları ve doğrusunu öğrenmeleri gerekir. Çünkü İslam ahlakını anlatmak ve insanları imana davet etmek çok önemli ve dikkatli yapılması gereken bir hizmettir. Bir çok insan, inanıp inanmamaya kendisine İslamı anlatan kişiye göre karar verir. Eğer dini anlatan kişiye karşı bir güven ve sevgi duyarsa İslama kalbi ısınmaya başlar. Bu nedenle dini tebliğ yeryüzündeki en ciddi sorumluluktur. Dolayısıyla kendi inancını insanlara duyurmak maksadıyla hareket eden müminlerin, günden güne daha iyi bir hitap içinde olabilmeleri uyarılıp eğitilmelerine bağlıdır. Çünkü tavsiyelerle bir insanın bilgi, görgü, hitap, üslup, kelime haznesi, mimik, giyim gibi konulardaki eksikliklerinin giderilmesi mümkündür. Böylece Allah'ın müminleri hazırlamamızla ilgili emrini yerine getirmiş oluruz. Ancak ayetlerde, müminleri hazırlarken bunun teşvik ederek ve şevklendirerek yapılması gerektiği de bildirilir. Bu nedenle verilecek olan tavsiyelerin yapıcı, şevklendirici, onore edici olması son derece önemlidir.
Verilen öğütlerin moral bozmadan, kalp kırmadan, şevki azaltmadan verilmesi gerekir. Bunun için öğüt veren kişinin ihlaslı olması gerekir. Ancak Allah rızası için, nefis karışmadan merhamet ve şevkatle yapılan bir tavsiyenin, karşı tarafa fayda getirmesi beklenebilir. Ancak kıskançlık, öfke ve kin kaynaklı eleştirilerde, söylenen sözler sert ve acımasız olur. İnsanlara yardımcı olmak yerine açmaza sürükler ve ne yapacağını bilemeyen bir halde bırakır. Bu kişinin çalışmalarındaki isteği azaltır, neşesini kaçırır veya gücünü elinden alır. Halbuki teşvikte, karşı tarafın güzel hizmetleri dile getirilir, iyi niyetli gayreti takdir edilir ve vurgulanmak istenilen eksiği güzel bir üslupla vurgulanarak, ona çözüm yolları gösterilir. Hatalı konuşan bir insanın doğru konuşmayı nasıl yapabileceği, hatalı bir üslup kullanıyorsa, doğru üslubun nasıl olması gerektiği bu kişiye izah edilir. Müminlerin hazırlanıp teşvik edilmesinde, bu şekilde güzel sözle, samimi kalple yapılan eleştirilerin faydası çok büyüktür.
Müminlerin teşvik edilmesinde, başarılarının gündeme getirilmesi ve neşelerinin artmasının sağlanması çok önemlidir. Yaptığı hizmetlerin takdirini Allah'tan bekleyen ve sadece Rabbinin rızasını kazanmak için çalışan bir insan, çevresinin takdirini beklemez. Ancak eğer müminler onun ihlasını ve gayretini görüp, takdir ediyorlarsa bu onun için büyük bir nimet ve şevk kaynağı olur. Çalışma azmi artar, Allah kalbindeki gücü artırır, kararlılığı ve müminlere olan sevgisi daha da artar. Desteklendiğini ve sevildiğini bilmenin rahatlığı içinde çalışır. Çünkü müminlerin takdiri ve sevgisi, Allah'ın takdiri ve sevgisi anlamına gelir. Allah'ın sevgisi ise bir mümin için en büyük nimettir.
Görüldüğü gibi müminlerin hazırlanıp teşvik edilmesinin çeşitli yönleri vardır. Bunlardan her biri Allah rızası için yapılacak olan bir ibadettir. Bir insanı güzel bir amele teşvik etmek, belki de Allah katında o amelin de ecrini almamıza sebep olabilir. Bu nedenle müminlere elimizden geldiğince destek olmak, onları daha çok çalışmaya ve daha gayretli olmaya itmek bir mümin için ahirette karşılığını alacağı çok büyük bir ibadettir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder