DİN-İ HAK OLMAZSA DÜNYA BİR ZİNDAN OLUR…
Müminin ruh hali, Allah'a olan katıksız imanı ve Kuran-ı Kerim'i titizlikle yaşaması dolayısıyla son derece huzurlu, neşeli ve dengelidir. Ruhunda ne karamsarlık, ne ümitsizlik, ne de hüzün gibi olumsuz ruh hallerinin hiçbirini barındırmaz. Çünkü Allah müminleri İslam fıtratı üzerine yaratmıştır ve Kuran ahlakını yaşadıkları için gerçek neşe, mutluluk ve huzuru elde ederler.
Din dışı bir yaşam süren insan ise ne mutlu olabilir, ne de manen tatmin bulabilir. Bu konuda insanlara en net ve gerçekçi örnek; kendi istek ve tutkularına göre yaşayan, nefsi ve hevası ne emrediyorsa tereddütsüz ona uyan geniş imkan sahibi kişilerdir. Allah bilhassa bu kesimi insanlığa bir ibret ve ders olarak gösterir. Çünkü bu kişiler zahir anlamıyla çok güzel, çok ünlü, çok zengin, birçok dostu ve sevdiği olan kişiler olmalarına rağmen bir türlü mutlu ve huzurlu olamaz, hiçbir şeyden tatmin bulamazlar. Gazetelerde hep bu kişilerin mutsuzlukları, üzüntüleri, bunalımları yer alır. Hep bir arayış içerisinde çırpınırak ömürlerini geçirir ve yapayalnız hayatlarını yitirirler. Bu kesim içinde çok genç yaşta da olsalar, maddi ve manevi her türlü imkana da sahip olsalar intihar eden, bunalıma giren, depresyon geçiren, uyuşturucu kullanan, mutsuz olan insan sayısı çok fazladır. Tabi bu ruh hali sadece kamuoyunun gündeminde olan kişilerle sınırlı değildir. Bu manevi boşluk ve yıkım bir apartmanın kapıcısından, bir holding patronuna, bir öğrenciden bir üst mevkideki yöneticiye kadar herkesi kuşatabilmektedir. Çünkü Allah'tan gafil olan insanlar böyle bir hayat yaşamaya mahkumdur. Bunun tek sebebi ise Allah'a iman etmemeleri, O'na gereği gibi yönelmemeleri ve Kuran'I kendilerine rehber edinmemeleridir.
Birçok insan Kuran'da Allah'ın tarif ettiği şekilde iman etmediğinden dolayı mutsuzluk, üzüntü, ye'se kapılma gibi belalarla iç içe yaşar. Bir hastalığa yakalandığında, bir yakınını kaybettiğinde veya işleri iyi gitmediğinde sabretmeyi, tevekkül etmeyi ve Allah'a yönelmeyi bilmez. Bu nedenle de bir türlü olayların hayırlı yönlerini göremez, neşelenemez ve mutlu olamaz. Hatta öyle bir aşamaya gelir ki yaşadığı imani boşluk sebebiyle ve tevekkülsüzlüğünden dolayı sağlığını kolaylıkla yitirebilir. Çok çabuk hastalanır, en basit bir hastalıktan bile güçlükle toparlanır. Çabuk üzüldüğü için de organları çabuk yıpranır, yaşı küçük olsa bile bedeninde erken yıpranma ve yaşlanma alametleri belirir. Nitekim dejenerasyon sınırının yükseldiği ahir zamanda bu sorunlar çok daha fazla artmıştır.
Örneğin Amerika'da Ulusal Beyin Araştırma Vakfı tarafından yapılan bir istatiğe göre, ABD'de her yıl depresyon nedeniyle ortaya çıkan iş gücü kaybının 44 milyar dolar olduğu tespit edilmiştir. Araştırma, her yıl yetişkin Amerikalıların yüzde 10'unun depresyon geçirdiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. 400 şirketin insan kaynakları departmanını kapsayan ankette ise çalışanların yüzde 98'inin depresyondan ötürü doğacak sağlık harcamalarının sigorta kapsamında olduğu bildirilmiştir. Psikoloğa gidip tedavi görenlerin sayısı ise azınsanmayacak kadar fazladır. Elbette ki bu tablo buz dağının yalnızca görünen tepesidir.
Tüm bu somut gerçekler Kuran ruhundan uzak yaşayan insanların bir nevi cehennem ruhunu bu dünyada yaşamaya başladıklarını gözler önüne sermektedir.
Oysa Allah'ın rızasında kişi sınırsız bir konfor elde eder. Nitekim bu konuyla ilgili olarak Bediüzzaman bir sözünde; "Vahdaniyette nihayetsiz kolaylık ve dalalette ve şirkte hadsiz müşkilat vardır" demektedir. Mümin iman etmeyenlerin hiç bilmediği bir huzur içindedir. Göklerin ve yerin yaratıcısı, tüm mülkün ve zenginliğin sahibi olan, hayatını bahşeden, insanın gördüğü görmediği her şeyin sahibi olan, her an her şeyin durumunu bilen ve şahit olan Rabbine güvenip, tevekkül eder. Zengin iş adamlarının da, yöneticilerin de, tarihte yaşamış diğer medeniyet hükümdarlarının da, geçmişte yaratılan ihtişamlı gökdelenlerin, yaratılmış tüm güzel insanların hepsinin sahibinin Allah olduğunu bilir. Bu da elbette ki olabilecek en büyük güven ve teslimiyettir. Hayatının her anında Allah'a ibadet etmenin şevkini, neşesini, gayretini yaşadığı ve her daim Allah'a sığındığı için de neşesi ve huzuru süreklidir. Ve müminin içinde yaşadığı bu rahatlık iman etmeyenlerin hiçbir zaman yaşamamış olduğu bir rahatlıktır. Kendisini Allah'a teslim ettiğinden, Rabbi de onu en hayırlı ve en güzel şekilde yaşatır ve rızıklandırır. Nitekim Allah Kuran'da iman edip salih amellerde bulunanları güzel bir hayat ile yaşatacağını vaat etmiştir. (Nahl Suresi, 97)
Mümin ibadet olarak karşısına çıkan her şeyde, küçük büyük demeden daima en güzeline yönelir. Çünkü bu dünyada hayır adına yaptığı her amel ahirette karşısına çok büyük bir mükafat olarak çıkacaktır. İşte mümin bunları tefekkür ederek şevk ve neşe içerisinde yaşar. Karşısına çıkan her fırsatı vicdanına uyarak yerine getirdiği için de manen rahat ve huzurlu olur. Fakat bu ruh hali yalnızca müminlere has olan gerçek imanın, tevekkül ve kadere teslimiyetin rahatlığıdır. Sahip olduğu iç huzuru müminleri aklen olduğu kadar bedenen de zinde, dinç ve sağlıklı tutar, kolay kolay hasta olmamalarına vesile olur. Vücudu dinç, saçları, cildi parlak olur. Gözleri ışıl ışıldır. Gerçek mümin için yıllar sanki durmuş gibidir. Yüzü ve bedeni imanı ile bağlantılı olarak her geçen gün daha da güzelleşir, heybet kazanır. Her geçen yılın mümin üzerinde ayrı bir güzelliği olur. Ancak elbette ki Allah müminleri de hastalık ile imtihan edebilir. Fakat mümin buna da sabreder ve şifayı verecek olanın Allah olduğunu bilir. Bediüzzaman; "Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle zinetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz" diyerek her türlü rahatlığın gerçek ve tek ilacının maneviyat ve Kuran ruhunun yaşanması olduğunu vurgulamıştır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder