EY İMAN EDENLER... - 4
Cenab-ı Allah müslüman olarak can vermeyi emreder:
"Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının ve siz, ancak müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin." (Ali İmran Suresi 102)
Hiç şüphesiz bir insanın ne kadar uzun yaşadığı, nerde veya nasıl öldüğü hiç önemli değil, mümin olarak ölmesi önemlidir. Allah(c.c.) kimi insana çok kısa kimisine de uzun bir ömür taktir eder. Ve bu ömür süresince verdiği imtihanlarla onun Kendi rızasını kazanıp kazanamayacağını sınar. İman edenler dünya hayatının bir imtihan yeri olarak yaratıldığının bilincinde oldukları için yalnızca Allah(c.c.)'a kul olmaları gerektiğinin de şuurundadırlar. Bu nedenle kendilerini dosdoğru yoldan alıkoyacak bir takım mazeretlere kapılıp gitmezler. Ölene kadar imanlarını korurlar. Zira imanın ölüm anında son nefes verilinceye kadar devam etmesi ve müminin Rabbine bağlılıktaki kararlılığının ispat edilmesi gerekmektedir. Bu yüzden Cenab-ı Allah mümin kullarını sadece müslüman olarak ölmeye davet etmektedir. İmanından dönen mümin olarak ölmeyen bir insanın hayatı boyunca bir takım güzel amellerde bulunması ona ahirette hiç bir fayda sağlamaz.
Bediüzzaman Said Nursi mümin olarak ölenleri şu sözüyle müjdeliyor:
"Sizlere müjde! Mevt, idam değil, fena değil, inkıraz değil, sönmek değil, firak-ı ebedi değil, adem değil, tesadüf değil, failsiz bir in'idam değil, belki bir Fail-i Hakim-i Rahim tarafından bir terhistir, bir tebdil-i mekandır. Saadet-i ebediye tarafına, vatan-ı aslilerine bir sevkiyattır. Yüzde doksan dokuz ahbabın mecmaı olan alem-i berzaha bir visal kapısıdır. (Asa-yı Musa, s.229)"
Allah(c.c.) müminleri, her zaman adaleti ayakta tutmaya davet eder:
" Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. "(Nisa Suresi 135)
Cenab-ı Allah "Adl" sıfatı ile adaletlilerin en adaletlisidir. Ve bu sıfatını öncelikle elçilerinin ve iman eden salih müminlerin üzerinde tecelli ettirir. İnananlar her gittikleri yerde, karşılaştıkları her olayda Allah(c.c.) 'ın adaletini yansıtırlar. Verdikleri kararlar Hakk'ın rızasına uygun olduğu ve Allah(c.c.) korkusu ile hükmedildiği için de adaletli olur. Cenab-ı Allah Kur'an'ın bir çok ayetinde müminleri adaletten asla taviz vermemeleri hususunda uyarmaktadır. Ve her ne olay olursa olsun veya kiminle muhatap olurlarsa olsunlar hiç bir şekilde insanlar arasında haksızlık yapmamalarını emretmektedir. Nitekim cahiliye insanlarının en önemli özellikleri kendi yakınları veya menfaatleri söz konusu olduğunda adaletten kolaylıkla feragat edebilmeleri ve karşılarındaki kişinin aleyhinde karar verebilmeleridir.Üstelik iman etmeyenler için bu son derece makul bir tavırdır. Kendi yakınını ya da nefsini korumak için yalan söylemek, bir başkasına haksızlık yapmak hem çok yaygındır, hem de onlara göre normal bir davranıştır. Halbuki Kur'an'a göre bir müminin başka bir insanın hakkında adaletsizlik yapması çok büyük bir suçtur. Allah(c.c.) ahiret günü herşeyin hesabını ince ince yapacaktır. Bunu bilen bir mümin ne kendisi ne de yakınları için Allah(c.c.) 'ın emrettiği adaletten ayrılamaz. Cehennemden şiddetle korktuğu için böyle bir tavra asla yeltenmez. Mümin için kendisi de dahil herkes tek bir adalate tabiidir. Kuşkusuz nefsini araya hiç katmadan gerçekten adaletli davranan insanlar da ancak iman eden salih kullardır.
Cenab-ı Allah Kur'an'ın birçok ayetinde insanlara alay etmeyi yasaklar:
"Alay" cahiliye toplumu insanlarının beğenerek uyguladıkları bir ahlak bozukluğudur. Cahiliye de insanlar herkesle alay etmeyi bir meziyet olarak görürler. Öyle ki kendilerinden üstün gördükleri kişileri de aşağı gördükleri kişileri de alaya almaktan garip bir zevk alırlar. Oysa alay şeytanın ahlaksızlıklarından biridir. Şeytan insanları alaya teşvik ederek onların arasını açmak ve enaniyetlerini tatmin etmek ister. Bu şekilde küfrü birbirine düşürür. Aynı şeyi iman edenler arasında da yapmaya kalkar. Müminlerin birbirlerine alaycı bir tavır yapmalarını ve bunun sonucunda tesanütlerinin kırılmasını arzular. Elbette samimi iman edenler şeytanın bu tuzağına da düşmeyecek bir akla ve vicdana sahiptirler. Allah korkusu iman ehlini alay gibi bir tavırdan şiddetle sakındırır. Mümin, kardeşine kalbinde duyduğu saygı ve bağlılık nedeniyle hiç bir zaman alaycı bir tavır yapmaz. Mümin böyle bir tavırdan şiddetle sakınır. Ne kendisi yapar ne de yanında yapılmasına müsaade eder. İman edenler ancak birbirlerini yüceltmekten ve övmekten hoşnut olurlar.
Bunun yanında özellikle iman eden bir kişiye karşı alaycı bir tavırda bulunmanın ahirette büyük bir karşılığı olacağını bilmek de çok önemlidir. Allah(c.c.) alay edenlerin mutlaka alay edilecek bir konuma düşeceklerini, hor ve aşağılık kılınarak cezalandırılacaklarını bildirmektedir. Bu nedenle Allah(c.c.) mümin kullarının alaya asla yaklaşmamaları ve şeytanın bu ahlakını aralarında barındırmamalarını ayetlerinde önemle bildirmektedir:
"Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi 'olmadık-kötü lakablarla' çağırmayın. Ymandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir."(Hucurat Suresi 11)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder