DÜNYA HAYATINA KARŞILIK AHİRET HAYATINI SATIN ALMAK
İnsanların büyük bir çoğunluğu dünya hayatına büyük bir tutkuyla kendisini kaptırıp, bu hayatı hiç bitmeyecek zannederler. Oysa dünya hayatı birkaç on yıl sürecek olan geçici bir bekleme yeri hükmündedir. Gerçek hayat ise sonsuz ahiret hayatıdır. Bu, her insanın üzerinde dikkatle düşünmesi gereken çok önemli bir gerçektir. Çünkü bir yanda elli- altmış yıllık kısa bir hayat, diğer yanda ise milyonlarla, trilyonlarla hesaplanmayan kadar uzun süren bir sonsuzluk vardır.
Bu kısacık dünya hayatının yaratılış amacı ise insanın denemeden geçirilmesidir. İnsan bu süre boyunca Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kendisine kazandıracak olan salih amellerde bulunmalı ve Kuran'da tarif edilen ahlakı göstermelidir. Bediüzzaman Said Nursi bu ahlakı kazanmanın yolunu "Ölümü düşünen dünya sevgisinden kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır" şeklindeki sözleriyle açıklamıştır. Üstad'ın da ifade ettiği gibi ahiretini kazanmak isteyen kişinin bunun için çok ciddi bir şekilde çaba sarf etmesi ve gayret içinde olması gerekmektedir.
Ancak bu gayreti gösterebilmek için insanın öncelikle Allah'ın nasıl bir ahlaktan razı olacağını çok iyi bilmesi gerekir. Kuran ahlakını çok iyi öğrenmeli ve Allah'ın Kuran'da örnek gösterdiği müminler gibi hareket etmelidir. Sadece Allah'a karşı sorumlu olduğunu ve hesap gününde tüm yapıp ettiklerinden hesaba çekileceğini bir an bile unutmamalıdır. Dünya hayatının geçici bir yararlandırma ve bir deneme olduğunu, sahip olduğu her türlü maddi zenginliğin ölümle birlikte yokolacağını asla aklından çıkarmamalıdır. Aksi durumda, rüyada gördüklerini gerçek zanneden ve Bediüzzaman'ın da bir sözünde ifade ettiği gibi "eline verilen cam parçasını elmas zanneden, zengin ancak divane bir adam" gibi olur. Ya da "sarhoş olduğundan bir grup çocuğu komutan zanneden padişah" örneğinde olduğu gibi dünyanın geçici metalarına haddinden fazla değer vererek yaşar. Üstelik böyle bir durumda olan kişi sonsuz ahiret hayatı karşılığında geçici dünya hayatını tercih ettiğinin farkında bile olmaz. Kuran'da Allah insanlara şu şekilde bir uyarıda bulunmaktadır:
"Allah'ın ahdini ucuz bir değere karşılık satmayın. Eğer bilirseniz, Allah katında olan sizin için daha hayırlıdır." (Nahl Suresi 95)
Üstad ise insanların dünyaperestlikleri nedeniyle düştükleri bu durumu şu örnekle açıklamıştır:
"Eğer desen: ne için ehl-i küfür ve dalalet dünyada ehl-i hidayete galip geliyor?
Elcevap: çünkü küfrün divaneliğiyle ve dalaletin sarhoşluğuyla ve gafletin sersemliğiyle ebedi elmasları satın almak için verilen güzellikler ve istidat-ı insaniye sermayesini fani şişelere soğuk buzlara veriyor. Elbette ham cam ve sert buz elmas fiyatıyla alındığı için en ala ve en parlak buz alınır.
Bir vakit elmasçı zengin bir adam divane olur, çarşıya gider, beş paralık cam parçasına beş altın verir. O zengin divaneye, herkes en iyi camlarını verir. Hatta çocuklarda güzel buz parçalarını ona veriyor, bir altın alıyorlardı.
Hem bir vakit bir padişah sarhoş olur, çocukların içine girer, onları komutan ve askeri amir zanneder. Şahane emir verir, çocukların hoşuna gider, iyi itaat ettiklerinden güzelce bir eğlence yapar.
İşte küfür bir divaneliktir, delalet bir sarhoşluktur, gaflet bir sersemliktir ki, baki meta yerine fani metaı alır. İşte şu sırdandır ki, ehl-i delaletin hissiyatları şiddetlidir. İnadı, hırsı, hasedi gibi herşeyi şediddir. Bir dakika meraka değmeyen birşeye bir sene inat eder."
Üstadın da ifade ettiği gibi insanların büyük bir bölümünün yaptığı gibi ahiretin varlığından yana gafil bir hayat sürmek bir çeşit sarhoşluk, divaneliktir. Çünkü bu insanlar dünya hayatındaki değerlerle kıyas dahi edilemeyecek kadar büyük nimetleri görmezden gelmektedirler. Ancak bu kişiler ahiret gününde değer verdikleri herşeyin kendilerinden uzaklaştığını görecek ve çok büyük bir pişmanlıkyaşayacaklardır. Üstad bir diğer sözünde şu şekilde ifade etmiştir:
"Biliniz ki mevcudat içinde en kıymettar hayattır. Ve vazifeler içinde en kıymettar hayata hizmettir. Ve hidemat-ı hayatiye içinde en kıymettarı, hayat-ı faniyenin hayat-ı bakıyeye inkılab etmesi için sa'y etmektir. Şu hayatın büyütn kıymeti ve ehemmiyeti ise, bir hayat-ı bakiyeye çekirdek ve mebde ve menşe olması cihetindedir. Yoksa hayat-ı ebediyeyi zehirleyecek ve bozacak bir tarzda şu hayat-ı faniyeye hasr- nazar etmek; ani bir şimşeği, sermedi bir güneşe tercih etmek gibi bir divaneliktir."
Üstad'ın da bu sözünde ifade ettiği gibi insan dünya hayatına gerektiği kadar önem vermelidir. Ancak unutulmamalıdır ki, insan bugüne kadar ahiretin varlığını inkar edip, dünya hayatıyla tutkuyla bağlanmış olsa bile, her zaman tevbe etme imkanına sahiptir. Tüm yapıp ettiklerinden vazgeçip, Allah'a teslim olmak için hiçbir zaman geç değildir.
Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Maide Suresi, 39)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder