HASMINI MAĞLUP ETMEK İSTERSEN, FENALIĞINA KARŞI İYİLİKLE KARŞILIK VER
Alaycılık, gurur, kibir, öfke ve bunun gibi nefsin azgınlığından kaynaklanan karakter bozukluklarını insanların bir çoğunda görmek mümkündür. Ancak kimi zaman bu tip karakter bozuklukları bir insanın üzerinde açıkça fark edilemiyebilir. Çünkü insanların bazıları bu çirkin ahlak özelliklerini gizlice muhafaza edip, gizli gizli devam ettirirler. İnsanların kötü ahlak özelliklerinden tamamen arınıp, ahlaklarını güzelleştirmek yerine gizliden gizliye çirkin bir ahlakı yaşamalarının çeşitli sebepleri olabilir. Kendisini koruma isteği ve karşısından kendisine gelebilecek zararlardan ancak bu şekilde korunabileceği düşüncesi öne sürülen bu gerekçelerden bazılarıdır.
Bu tip gizli ahlaksızlıklar bir anlamda "kötülüğün sessiz dili" gibidir. Kin insanın nefsinde bulunan duygulardan biridir. İnsanlar genellikle kolay öfkelenebilir ve karşı tarafa karşı kolay kinlenebilirler. Eğer bir insan vicdanını ve iradesini kullanarak karşı tarafa merhamet ve hoşgörüyle yaklaşmazsa, o zaman duyduğu öfke onu bütünüyle etkisi altına alabilir. Karşısındaki insanın yaptığı bir hataya, söylediği yanlış bir söze, yaptığı yanlış bir harekete karşı nefsinde hemen öfke duygusu kabarır. Ancak Allah bu öfkenin iradeyle yenilmesini makbul tutmuştur. Bu nedenle müminler öfkelerinin kendilerini yönlendirmesine izin vermezler. Zira öfkesine yenilen bir insanın bir insanın merhametli, adaletli veya vicdanlı bir karar alması imkansız hale gelir.
İnsanların bir çoğu ise öfkelerine karşı vicdanlarını kullanabilecek bir irade göstermezler. Öfkeleri nedeniyle affedici ve bağışlayıcı olmak yerine, intikam alıcı ve kindar olmayı yeğlerler. Mutlaka karşı tarafa öfkenlendiklerini ve kızdıklarını bir şekilde belli etmeyi arzularlar. Kötülük gördüklerinde, bu kötülüğü karşıdaki kişiye zarar vererek ödetmeye çalışırlar. Ancak kimi insan bunu açıkça, kimi insan ise gizlice yapar. Gizli öfkeyi karşı tarafa belli etmenin çeşitli yolları vardır. Bunlardan biri de gizli protestodur.
Karşısındaki kişiye öfke duyan bir insan eğer bunu açık açık belli etmekten herhangi bir sebeple çekiniyorsa bunu yüzüyle, ses tonuyla veya tavırlarıyla belli eder. Her zamankinden farklı bir davranış şekli sergiler. Örneğin her zaman sevgi gösteriyorsa o gün göstermez. Her zaman neşeli, dışa dönük, canlı veya güler yüzlüyse, öfkelendiği gün asık yüzlü, içe kapalı veya sinirli olur. Her zamanki gibi candan konuşmaz, tavırları sevgisiz ve asabidir. Sorulara cevap vermez veya geç ve isteksiz cevap verir, yapılan şakalara gülmez, öfkelendiği kişiyle konuşmaz, selamlaşmaz, ilgilenmez. Kendisine rahatsızlık veren tavrı açıkça dile getirip samimi hislerini karşı tarafa söylemek yerine, imalı ve samimiyetsiz bir tavır içine girerek öfkesini belli eder. Karşı tarafı da bir şekilde rahatsız ederek kendi duyduğu rahatsızlığın adeta intikamını almış olur.
Halbuki İslam ahlakında böyle rahatsız edici ve ikiyüzlü bir tavır kesinlikle yasaklanmıştır. Herşeyden önce müminler kötülüğe iyilikle karşılık verir, Allah rızası için insanlara karşı son derece merhametli ve yumuşak ahlaklı davranırlar. Yusuf Suresi'nde anlatılan Hz. Yusuf ve kardeşleri arasında geçen konuşmalar müminin bu ahlakına çok güzel bir örnektir. Hz. Yusuf'un kardeşleri onu öldürmek için bir plan kurarak küçük bir çocukken bir kuyunun içinde ölüme terk etmişlerdir. Ancak yıllar sonra kardeşlerinin karşısına çok zengin ve güçlü bir insan olarak çıkan Hz.Yusuf kardeşlerine ne ima yollu bir serzenişte bulunmuş, ne intikam almaya kalkmış, ne kendisine yaptıklarını onlara tek tek hatırlatmış, ne de kin gütmüştür. Aksine son derece merhametli ve vicdanlı davranarak, yaptıkları hatayı onlara açıkça hatırlatmış ve Allah'tan onlar için bağışlanma dilemiştir. Yaşadığı tüm olayalra karşın Hz.Yusuf'un kardeşlerine söylediği söz şudur: "Dedi ki: "Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir." (Yusuf Suresi, 92)
Değerli İslam büyüklerinden Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatı da müminin gizli veya açık herhangi bir öfke ve kini içinde barındırmaması gerektiği konusunda çok güzel bir örnektir. Said Nursi bütün hayatı boyunca hiçbir geçerli sebep olmadığı halde dostlarından ve arkadaşlarından ayrı tutulmuş, yurdundan sürgün edilmiş, aç bırakılmış, fiziki işkenceler görmüştür. Hayatının en güzel yıllarını bir odanın içinde tek başına yaşayarak geçirmiştir. Ancak tüm bunlara rağmen hiçbir zaman insanlara karşı iğneleyici, kindar, küskün bir tavır içinde olmamış, bilakis kendisine kötülük yapanları iyiliğe ve Allah'a imana davet etmiştir. Onlara yaptıkları zulmün Allah katında nasıl bir sorumluluğu olacağını söylemiş ve tüm yapılanlara karşı Allah'a sığındığını defalarca tekrarlamıştır. Nitekim Bediüzzaman'ın öfkenin gizli veya açık olanına karşı söylediği şu sözler onun kişiliğinin bu yönünü açıkça ortaya koymaktadır:
"Evet nasıl ki muhabbet sıfatı muhabbete layıktır. Eğer hasmını mağlup etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü eğer fenalıkla mukabele edersen husumet çoğalır. Zahiren mağlub bile olsa, kalben kin bağlar, düşmanlığı devam eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, pişmanlık eder, sana dost olur."
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder