YÜZYILLARDIR İNSANLARIN BEKLEDİĞİ ÇAĞ
Her insan dört bir köşesinde huzurun, mutluluğun, güvenliğin, sevgi ve saygının, barış ve hoşgörünün, eşitlik ve adaletin hakim olduğu, herkesin kardeşçe yaşadığı ve tüm zulümatların ortadan kalktığı bir dünya olsun ister. Ancak böyle bir yaşamın dünyada mümkün olmayacağını düşünür. Oysa gerçekleşmesini istediği bu model Kuran ahlakının mutlak surette yaşanması ile mümkündür.
Üstelik bilinmelidir ki böyle bir dönem hiç de uzakta değildir, yanı başımızdadır. Pek çok ayet ve hadis tüm güzelliklerin yeryüzüne hakim olacağı bir çağın bizleri beklediği gerçeğini haber vermektedir. Allah Kuran'da, inkar edenlerin Allah'ın nurunu söndürmek istediklerini, bunun için hileli düzenler kurduklarını, ancak Allah'ın kurulan tüm tuzakları mutlaka boşa çıkaracağını, onlar hoş görmese de nurunu mutlaka tamamlayacağını bildirmektedir. Peygamberimizin hadis-i şerifleri ve kıymetli din büyüklerimizin sözleri de bu ayetler ile çok büyük bir paralellik göstermektedir. Hepsi, böyle bir dönemin gerçekleşeceğinde hemfikirdirler. Nitekim Bediüzzaman bir sözünde bu önemli dönemin gerçekleşeceğine şöyle dikkat çekmiştir:
"Cenab-ı Hak bir dakika zarfında beyn-es sema vel-arz âlemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin nümunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden Kadîr-i Zülcelal; âlem-i İslâmın zulümatını dağıtabilir. Ve va'detmiştir, va'dini elbette yapacaktır… Böyle olmak ve böyle olmasını; bu kıştan sonra baharın gelmesi gibi, âdetullahtan ve rahmet-i İlahiyeden bekleriz ve beklemekte haklıyız." (Mektubat, s.441)
Ancak Allah İslam ahlakının hakim olduğu böyle bir dönemin yaşanabilmesi için öncelikle, insanların yalnızca Kendisi'ne kulluk etmelerini ve hiçbir şeyi ortak koşmamalarını şart göstermektedir. Bu durum Kuran'ın Nur Suresi'nin 55. ayetinde şöyle bildirilmektedir:
"Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır." (Nur Suresi, 55)
Ayetten de anlaşıldığı gibi İslam'ın sunduğu maddi ve manevi güzelliklerin yaşanabilmesi, insanların Allah'a olan kesin imanı ile mümkün olacaktır. Ve bir kez daha belirtmeliyim ki, Allah'ın izniyle bu dönem uzak değildir.
Biraz önce de söylediğim gibi Peygamber Efendimizin pek çok hadisinde ve İslam büyüklerimizin sözlerinde böyle bir dönemin yaşanacağı müjdelenmiştir. Bu izahlarda sözkonusu dönem "ahir zaman" yani kıyamet öncesi "son dönem" olarak adlandırılmış ve birçok alameti bizlere bildirilmiştir. Bu dönemin, dünyanın hercü merc içinde olduğu, yani her türlü ahlaksızlığın, fuhşun, adaletsizliğin, sapıklığın ve kötülüğün yaygınlaştığı, insanların huzura ve güvenliğe şiddetle ihtiyaç duydukları bir dönemde yaşanacağı bildirilmiştir.
Hadislerde altınçağ olarak da adlandırılan bu dönem Peygamber Efendimiz zamanındaki "asr-ı saadet" benzeri bir dönem olacaktır. Kuran ahlakına hassasiyetle uyulacağı için Allah bir lütuf olarak yeryüzünü sayısız nimetlerle donatacaktır. Teknolojik gelişmelerden ulaşıma, ekonomiden iletişim alanına, bilimden sanata, tıp alanındaki yeni buluşlardan tarıma kadar her alanda çok büyük başarılar elde edilecektir. Yeryüzü barış ve esenlik yurdu haline gelecektir. Her türlü sıkıntının yerini refah ve huzur, zenginlik, bolluk ve bereket alacak, ahlaki dejenerasyon, sapkınlık, adaletsizlik tümüyle ortadan kalkacaktır. İnsana insan olarak ve Allah'ın yarattığı tecelliler olarak değer verilecektir. Dolayısıyla yardımseverlik, fedakarlık, hürmet, ikram ve ihsanda bulunma artacaktır. İnsanlar saygı, sevgi, hürmet, şefkat ve merhamet hislerinin yoğun olarak yaşandığı bir ortam içerisinde ömür süreceklerdir. Fitne, fesat, bozgunculuk, anarşi, hırsızlık, rüşvet, cinayetler sona erecek, yeryüzü adalet, eşitlik, hak ile dolup taşacaktır. Aralarında adavet ve husumet olan kitleler barış ve huzura, güvenliğe kavuşacak, dost ve kardeşler olarak sabahlayacaklardır. Nitekim hadislerde bu dönem, "silahların susacağı" bir dönem olarak bildirilmektedir. Toplumsal yaşantı çok huzurlu ve güvenli olacaktır. Sosyal adalet hakim olacak ve kimsenin kimseyi sömürmediği, haklarını elinden almadığı, ezmediği bir ortam oluşacaktır. Maddi ihtiyaç içinde kimse bulunmayacak, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve darlık yaşanmayacak, herkesin her şeyden dilediği miktarda alacağı kadar bir bolluk ve nimet artışı olacaktır. Elbette ki tüm bunlar, Allah'ın iman edip salih amellerde bulunanları güzel bir hayat ile yaşatması vaadinin bir tezahürü olacaktır. Nahl Suresi 97. ayetinde Allah; "Erkek olsun, kadın olsun, bir mü'min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz." demektedir.
İşte içinde bulunduğumuz 21. yüzyılın insanların yüzyıllardır beklediği, Rabbimizin izniyle Kuran ahlakının hakim olacağı, maddi ve manevi bereketlerin, güzelliklerin had safhaya çıkacağı bu mübarek dönem olacağını ummaktayız. Zira hadis ve ayetlerde detaylı olarak tarif edilen alametlerin büyük bir çoğunluğu yüzyılımızda zuhur etmiştir. (Detaylı bilgi için bkz. Harun Yahya, Altınçağ)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder