İNKARCILARA İSABET EDEN AZAP ÇEŞİTLERİ - 2
İnkar edenlere, Allah'ın çağrısına icabet etmemeleri ve azgın tutumlarını sürdürmeleri karşılığında Cenab-ı Allah'ın verdiği bir çok azap çeşiti vardır. Dün üzerinde durduğum azap çeşitlerinden diğer bazıları şunlardır.
KALPLERİ KASKATI KILINDI
Allah (c.c.) Kur'an da bir bela çeşidi olarak kalpleri kaskatı kılınanlardan bahseder. Bu insanlar her türlü duyarlılıktan yoksun bırakılan, vicdanları katılaşanlardır. İnkarları ve Allah'a karşı itaatsizlikleri nedeniyle kalplerine bu damga vurulmuştur. Kalbin kaskatı kılınması, küfür için şiddetli bir beladır. Çünkü kalbi katılaşan bir insan artık vicdanını harekete geçiremeyen, Allah'ın (c.c.) ayetlerinden etkilenmeyen bir kişi haline gelmiştir. Bu isyanda ısrarla direnenlere verilen bir azaptır. Sürekli uyarıldıkları ve Allah'ın (c.c.) ayetleri ile korkutuldukları halde şirkten vazgeçmeyenlere indirilen bir beladır. Allah bu belayı Kur'an da şöyle zikreder:
"Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay almayı unuttular…" (Maide Suresi 13)
Bu ayet-i kerime de kalpleri kaskatı kılınan bir topluluğun hiç güvenilir olmadıkları da bildirilmektedir. Onlar müminlerle yaptıkları her anlaşmayı bozan, dil eğip bükerek iftira düzen ve sık sık kendilerine yapılan uyarıları unutanlardır. Bu nedenle böyle bir azapla karşılaşmışlardır.
DÜNYADA ZULÜM İÇİNDE YAŞARLAR
Allah (c.c.) katında iyiliğin karşılığı iyilik, kötülüğünde karşılığı kötülüktür. Her kul yapmakta oldukları ile karşılık görür. Eğer Allah'a (c.c.) karşı boyun eğici ve teslimiyetli ise güzel bir hayat yaşamakla ödüllendirilir. Eğer isyankar ve suçlu günahkarlardan ise onun için dünya ve ahirette sıkıntı ve zorluk vardır. Nitekim Allah (c.c.) inkar edenlere büyük bir azap olarak dünyada zorlu kimseleri başlarına geçirerek karşılık vermiştir. Zulmedenler kendilerinden daha çok zulüm sahibi olan kişilerin boyunduruğuna girmişler ve onların emirlerine hizmet etmeye mahkum olmuşlardır. Allah kendisine kulluk etmeyenleri başkalarının adeta kölesi haline getirmiştir. Bu şekilde bir çok toplum zulüm, şiddetli baskı ve zorluklar içinde yaşamak zorunda kalmıştır. Elbette bu onlar için dünyada büyük bir sıkıntı olmuştur. Allah (c.c.) Kur'an da küfrün birbirine zulmüne bir çok ayetinde değinir:
"Böylece biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz. (Enam Suresi 129)
Ve başka bir ayette küfrün birbirine yaptığı baskının dehşeti, aralarında nasıl korkunç bir zulüm olduğu tarif edilir:
"De ki: "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azab göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp-anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz? (Enam Suresi 65)
Kuşkusuz böyle bir zulme uğrama inkarcıların dünyada karşılaştıkları azaplardan yalnızca biridir. Küfür hak ettiği cezayı çeşitli azaplarla karşılar. Bu azapların her biri onlar için Allah'ın katında belirlenmiştir. Tarihte yaşanmış birçok olay ve Kuran'da Firavun'un zulmü altında yaşayanlar bu gerçeğin örneğidirler.
FİRAVUN ALLAH'TAN BİR AZAP SAĞANAĞINA TUTULDU
Kur'an'da Allah'a karşı direnen Mısır Hükümdarı Firavun'a geniş yer verilmiştir. Yahudilere peygamber olarak gönderilen Hz. Musa'ya karşı büyüklenmeye kapılarak direnen, hatta onu öldürme talebine varacak kadar azgınlaşan Firavun, mütekkebbirlerin en büyüklerindendir. Allah'a karşı büyüklenmiş ve azgınlığını günden güne artırmıştır. Hz. Musa'nın ve onunla birlikte kardeşi Hz. Harun'un tebliğlerine ve uyarıp korkutmalarına önem vermeyerek kibirinden vazgeçmemiştir. Kendi malına ve ordusuna güvenerek böyle akılsız bir cesaret göstermiştir.
Nitekim Kur'an'da Firavun'un Hz. Musa'ya ve müminlere karşı büyük bir mücadele verdiğinden de bahsedilir.
"Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik; Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi."(Zariyat Suresi 38-39)
Ne var ki, Firavun'un ayetlerde belirtildiği gibi Mısır'a ve Nil'in tüm zenginliklerine sahip olması ona çeşit çeşit gönderilen azabı engelleyememişti. Allah (c.c.) Firavun'u inkarı dolayısıyla bir çok belaya uğrattı. Öyle ki, Firavun olanca zenginliğine rağmen uzun süren bir ürün kıtlığına uğramıştır. Ne var ki bu Firavun 'a verilen azaplardan yalnızca bir tanesidir. Bu azap çeşitleri ayetlerde şu şekilde geçer:
" Bunun üzerine, ayrı ayrı mucizeler (ayetler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buğday güvesi, kurbağa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar ve suçlu-günahkar bir kavim oldular. Başlarına iğrenç bir azab çökünce dediler ki: "Ey Musa, Rabbine -sana verdiği ahid adına- bizim için dua et. Eğer bu iğrenç azabı üzerimizden çekip-giderirsen, andolsun sana iman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz." (Araf Suresi 133-134)
Bu ayetler Firavun'un tufan, çekirge, buğday güvesi ve kan belasına uğradığını bildirmektedir. Tufan, çekirge ve buğday güvesi ürünlere gelen en büyük belalardan biridir. Çekirge ordusu bir ülkeye musallat olduğunda oradaki ürünlerde büyük tahribat yaratacak şekilde zarar verebilir. Kuşkusuz Firavun'a gönderilen çekirge ordusunun onun ülkesinde de büyük bir kıtlığa neden olacak bir yıkım yapmış olması mümkündür. Firavun ve kavmi, ayette bildirilen bu azaplardan sonra diz çökmüş ve iman etmeyi kabul etmiştir. Fakat ayetin devamında Firavun'un başından bela gidince tekrar azgınlaştığı ve verdiği sözü tutmadığı haber verilir. Bunun üzerine Allah (c.c.) Firavun ve ordusunu suda boğarak helak etmiştir.
"Biz de onlardan intikam aldık ve ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan habersizmişler (gibi) olmaları nedeniyle onları suda boğduk." (Araf Suresi 136)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder