KENDİSİNE HİKMET VERİLENE BÜYÜK BİR HAYIR DA VERİLMİŞTİR
Hikmet her şeyin en doğrusunu, en isabetlisini, en etkileyici olanını, tam olması gerektiği şekilde tespit edebilme yeteneğidir. Hikmet sahibi bir insan bu özelliği ile, diğer kişilerden hemen ayırt edilir. Böyle bir kişinin konuşması, aldığı kararlar, tüm hali ve tavırları olabilecek en akılcı ve en isabetli şekilde olur. Allah bir insana hikmet verdiyse, o insan bir konuyu en doğru, en özlü, en akılcı, en vurucu şekilde tam olarak anlatabilir. Karşılaştığı durumlar ve olaylar karşısında en doğru teşhisi yapar ve karşı karşıya olduğu durumu en isabetli şekilde çözümler. Olaylara akılcı tepkiler gösterir ve güzel tavırlar sergiler. Dolayısıyla hikmet sahibi kişiler yüksek bir akla sahip insanlardır. Allah "Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez" ayetiyle (Bakara Suresi, 269) hikmetin bir insan için ne kadar büyük bir nimet olduğunu bildirmiştir.
Her insan hikmet sahibi olamaz. Ayette belirtildiği gibi Allah hikmeti dilediği kişilere verir. Allah kendisine içtenlikle inanan kullarına, Kendinden bir nimet olarak hikmet vermekle onlara kimsenin sahip olmaya güç yetiremeyeceği nadide bir destek ve güç nasip etmiştir. Hikmet Allah'ın dilemesiyle elde edilen, derin bir imanla, Kuran'ı yaşamakla, Kuran'a uymakla gelen bir özelliktir. Allah'a gönülden teslim olan, her işinde Allah'a yönelip dönen ve O'nun emir ve tavsiyelerine büyük bir titizlik gösteren kişi düşüncelerinde, konuşmalarında ve tavırlarında doğal olarak en güzel ve en isabetli olanı seçer. Zira bu kişi en güzel, en üstün, en mükemmel tavrı insanlara öğreten Kuran'ı kendisine rehber edinmiştir.
Elbette bu konuda bizlere en iyi örnek teşkil eden kişiler Allah'ın Kuran'da ismini zikrettiği, bu yönleriyle bizlere örnek verdiği, hayatlarından kıssalar aktardığı peygamberlerdir. Örneğin Allah Hz. Davud'dan Sad Suresi'nin, 20. ayetinde "Onun mülkünü güçlendirmiştik. Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığı vermiştik." diyerek müslümanlara hikmetin Allah katından verilen bir özellik olduğunu belirtmiştir. Ayette bahsedilen anlatım çarpıcılığı ise en doğru olanı, en özlü ve en anlaşılır biçimde karşı tarafa aktarma, karşı tarafın kalbinde bir etki meydana getirme anlamına gelir. Bu gibi, özlü hikmet içeren konuşmaların en önemli özelliği, karşı tarafın vicdanını harekete geçirecek samimiyette ve akıcılıkta olmasıdır. Anlatım çarpıcılığına sahip olan bir kimsenin söyledikleri -karşıdaki insanın görüşü ve fikri ne olursa olsun- o kişi üzerinde her zaman için derin bir etki meydana getirir. Çünkü hikmette derin anlamlar vardır.
Ancak hikmet demek süslü konuşma demek değildir. Süslü ve kendisini karşısındakine beğendirmeyi hedefleyen bir konuşmada tam anlamıyla bir samimiyet ve netlik yoktur. Konuşmalar süslenmeye çalışıldığı için ifade edilmek istenen net olarak anlatılamaz ve konu karmaşık bir biçimde sürekli uzatılır. Oysa temiz akıl sahibi olan bir kimsenin sözlerinin hikmetli olmasının sebebi ilk olarak konuşmanın temelinin Allah'ın ayetlerine dayalı olması ve kişinin hiçbir şekilde sözcüklere takılmaksızın, samimi bir biçimde, kalpten konuşuyor olmasıdır. Bunun altında yatan neden ise iman sahibi olan müminlerin nutku verenin Allah olduğunu, Allah dilemese ağızlarından tek harf dahi çıkamayacağını bilmeleridir. Bu teslimiyet beraberinde hikmeti, candan ve samimi konuşmayı da getirir.
Samimi olan, kalpten ifade edilen her konu çok büyük bir zevkle ve heyecanla dinlenir. Hatta bu içtenlik ve akıl içeren hikmetli sözler karşı taraftaki kişinin yanlış olan fikirlerinde, ideolojilerinde, hayat tarzında değişiklikler yapmasına ve doğru olanı kabul etmesine vesile olur.
Ancak kimi insanlar hikmetli konuşmayı ve anlatım çarpıcılığını, anlaşılamaz felsefi konuşmalar yapmak zannederler. Oysa hikmette tam bir netlik ve kesin ifadeler vardır. Diğerinde ise bir türlü kimsenin tam olarak kavrayamadığı, felsefe yapmak adına kimsenin tam olarak ne demek istendiğini algılayamadığı muğlak ifadeler söz konusudur. Aynı şekilde hikmeti kültürel bilgiler içeren konuşmalar yapmak, kimsenin anlayamadığı sözcükler kullanarak bilinmeyen bilgiler aktarmak olduğunu düşünmek de son derece yanlış olur. Çünkü hikmet aslında son derece sade ve yalın olan, ancak bunca yalınlığına ve sadeliğine karşın kimsenin taklit edemeyeceği bir konuşma şeklidir. Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, anlatım çarpıcılığı kişinin çok kültürlü olması, çok kitap okuması, iki üniversite bitirmesi, kullandığı dile ve dilbilgisi kurallarına çok iyi hakim olup, kusursuz cümleler kurmasıyla ilgili değildir. Hikmet sahibi olmak için hatip olmak, iyi bir edebiyatçı veya filozof olmak gerektiğini düşünmek, çok büyük bir hata olur. Çünkü bu mesleklere sahip olan, ancak kendisine Kuran'ı rehber edinmemiş kişilerin, hikmetli ve kalpten kalbe giden samimi konuşmalar yapmaları mümkün değildir. Hikmet Allah'ın imanı kuvvetli, takva sahibi ve samimi olan kullarına lütuf olarak verdiği bir nimettir. Hikmet sahibi insanların yaptığı konuşmaların vurucu ve sözlerinin tesirli olmasının nedeni, yaptıkları konuşmaların içeriği ve bu içeriğin en samimi şekilde ifade edilmesidir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder