ASIRLARDIR BEKLENEN ZAMAN: ALTINÇAĞ
Allah bu dünyayı insanlar için sayısız nimetlerle donatmıştır. Karşılığında insanlardan istediği ise şükretmeleri ve Kuran ahlakını yaşamalarıdır. Şayet bunu yaparlarsa arzu ettikleri huzurlu ve mutlu yaşama dünyada da kavuşmaları mümkündür. Unutmamak gerekir ki mülkün sahibi Allah'tır. Allah kullarına bundan dilediği kadarını indirir ve eğer dilerse insanların üzerindeki rahmet hazinelerini açar. Kuran'da bu gerçek şöyle ifade edilmiştir;
Hiç bir şey yoktur ki, hazineleri bizim katımızda olmasın; ancak onu belirlenmiş bir miktar olarak indiririz. (Hicr Suresi, 21)
Allah, müminleri, samimi olarak iman ettikleri zaman, yeryüzünde Kuran ahlakını hakim kılacağıyla müjdelemektedir. Kuran ahlakının hakimiyeti ise insanların maddi ve manevi tüm sıkıntılardan kurtuluşu demektir. Allah'ın Kuran'daki bazı ayetlerle işaret ettiği bu dönemi, Peygamber Efendimiz bir çok sözü ile de müjdelemiştir. Söz konusu hadislerde tasvir edilen ortam öylesine mükemmeldir ki, pek çok alim tarafından "Altınçağ" olarak isimlendirilmiştir. Bu devir tarif edilirken topluma ve fertlere huzur ve güvenin hakim olacağı, ürünlere, mallara bolluk ve bereket geleceği, toplumda asayişin tam anlamıyla sağlanacağı, sosyal adaletin tam anlamıyla yaşanabileceği belirtilmektedir. Bununla birlikte teknolojik gelişmelerin artacağı, insanların çağın bütün nimetlerinden yararlanacağı, asırlar boyu süregelen toplumsal sorunların ortadan kalkacağı, her yere barışın, huzurun ve güvenin hakim olacağı da müjdelenmektedir. Bir hadisi şerifte altınçağ şöyle tarif edilmektedir:
"...Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki o güne dek O'nun mislini kesinlikle bulmamıştır. Yer yemişini (gıda ürünlerini) verecek ve insanlardan hiçbir şey saklamayacak (vermemezlik etmeyecek) tır. Mal da o gün çok birikmiş olacaktır..." (Sünen-i İbni Mace 10/ 347, Rumuz-El -Ahadis 508 (İbni Mace- Tabarani'nin Kebiri)
Bir başka hadiste ise peygamberimiz bu kutlu dönemden şu şekilde bahsetmektedir:
"O zaman ümmetim, iyisi kötüsü hepsi de mislini görmedikleri nimetlerle nimetlenir. Allah onlara bol yağmur gönderir. Arz nebattan bir şey saklamaz..." (Kitap-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 16
)
Hadislerde anlatılanlara göre bolluk ve bereket altın çağın en önemli simgesi olacaktır: "çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek." (Kıyamet Alametleri, 164)
Dünyanın ikinci bin yıla girmek üzere hazırlık yaptığı şu günlerde "altın devrin" de yakınlaştığının işaretleri görülmektedir. Aslında dünyanın mevcut imkanları düşünüldüğünde, bunların tüm insanlara bol bol yeteceği görülür. Hatta bunların sayısal değerlerine bakıldığında dünya üzerinde açlık, kıtlık ve benzer sıkıntılar yaşanmasının anlamsızlığı da ortaya çıkar. O halde adaletli ve dürüst bir paylaşım ile pek çok problem kökünden çözülecektir. Üstelik gelişen teknoloji günümüzde çorak ve verimsiz gibi gözüken topraklarda dahi tarım yapmaya imkan tanımaktadır. Bu amaçla yürütülen birçok başarılı proje vardır ve bunlar kurak topraklarda ve çöl ortamlarında denenmektedir. Aynı şekilde gen teknolojisi de insanlara ürünlerde verim artışına yol açacak yenilikler sunmaktadır. En fakir bilinen ülkeler dahi yalnızca sahip olduğu yer altı zenginlikleriyle refaha kavuşabilecek imkanlara sahiptir. Kısacası dünya üzerindeki yer altı ve yer üstü zenginlikleri vicdanlı ve doğru kullanıldıkları takdirde yeryüzünde açlık ya da benzer sıkıntılar çeken tek bir insan dahi kalmayabilir.
Ne var ki bunun için insanların Kuran'da bildirilen ahlakı benimsemeleri gereklidir. Mal hırsının yapılmadığı, insanların sevdikleri şeyleri dahi çekinmeden infak edebildikleri, gerektiğinde yiyeceklerini savaş esirleriyle paylaşabildikleri, fedakarlığın, hoşgörünün, barışın, dürüstlüğün, güzel söz söylemenin, sevginin, saygının, merhametin ve şefkatin hakim olduğu bir ahlaktır bu... Bunlar tam anlamıyla uygulandığında ise yeryüzüne büyük bir huzurun, güvenin ve bereketin geleceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle beklenen "Altınçağ"ı bu ahlakın gereği gibi yaşandığı ve bunun karşılığında zenginliğin, güzelliğin ve bereketin hakim olduğu bir dönem olarak düşünmek gerekir.
Altınçağ bu bolluk ve bereketin herkesi içine aldığı, tüm insanları kucakladığı bir dönem olacaktır. Bu, tüm insanların tarih boyunca bekledikleri bir dönemdir ve unutmamak gerekir ki Allah için insanların hayatlarını bu şekilde değiştirmek son derece kolaydır. Ancak bunun için insanların Allah'ın hak dinine yani Kuran'a yönelmeleri, O'nun emir ve yasaklarına titizlik göstermeleri gerekmektedir. Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri de ahir zamanda böyle bir değişimin olacağına dikkat çektikten sonra, bu değişimin nasıl olacağını şöyle açıklamıştır:
"...Cenab-ı Hak bir dakika zarfında beyn-es sema vel-arz âlemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi, bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin nümunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eder..."
Gerçekten de beklenen "Altınçağ"ın gelmesi Allah için çok kolaydır. Allah'ın Kuran'da kullarına bu yönde pek çok işaretleri ve müjdeleri vardır. Allah bir ayetinde müminleri şöyle müjdeler:
Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir... (Enam Suresi, 134)
Hem ayetlerin işari manaları, hem peygamberimizin hadisleri, hem de Bediüzzüman hazretleri gibi büyük alimlerimizin sözleri insanlara güzel günleri ve beklenen dönemi müjdelemektedir. Altınçağ karanlık bir dönemi kapatıp, aydınlık bir dönemi başlatacaktır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder