"BEDİÜZZAMAN'IN GÜZEL AHLAKINDAN ÖRNEKLER"
-24-
SAİD NURSİ MÜSLÜMANLARA PEYGAMBER AHLAKINI HEDEFLEMEYİ ÖĞÜTLERDİ
Kimi insanlar hemen her konuda kendilerini yeterli görürler. Bundan dolayı da ne kişiliklerini, ne ahlaklarını, ne yeteneklerini geliştirme yönünde bir çaba içinde olmazlar. Onlara göre kişilik değişecek bir şey değildir. Ahlaklarını ise beğendikleri ve beğenmedikleri yönleriyle sayabilir, ama öylece kabullenirler. Olumsuz özelliklerini değiştirme ihtiyacı hissetmezler. Kuran yerine diğer insanları ve toplumda geçerli kuralları kıstas aldıklarından, hem karakterlerini hem de ahlaklarını yeterli görürler. Akıllarını beğendikleri için dışarıdan gelecek bir öğüde, tavsiyeye ya da yenilik fikrine kapalıdırlar.
Allah Kuran'da bu ahlakı kınamakta ve insanların kendilerini müstağni gördüklerinde azgınlaştıklarını bildirmektedir. Gerçek Müslümanlar müstağniyetten titizlikle sakınırlar. Çünkü Müslüman Allah karşısındaki aczinin, fakrının farkındadır. Hiçbir konuda kendisini yeterli görecek bir eminlik içinde olamayacağını bilir. Unutabilir, yanılabilir, hataya düşebilir, eksiklikleri, kusurları olur. Bu yüzden de her zaman kendisini geliştirme, değiştirme, yenileme gayreti ve şevki içindedir. Her ne kadar insani hataları olsa da samimiyette, güzel ahlakta adeta bir mükemmellik arayışı içindedir. Bilir ki herşeyin, her güzel özelliğin daha da fazlası vardır, bu yüzden kendisine sınır koymaz. Allah Kuran'da her bilenden daha iyi bir bilen biri olduğunu bildirmiştir. Aynı şekilde samimiyette, doğrulukta, dürüstlükte, sabırda kısaca tüm güzel ahlak özelliklerinde kendisinden daha iyisinin olabileceğini düşünür ve güzel ahlak konusunda yarış içindedir.
Allah Kuran'da, bir orta yolu tutan insanlardan bir de hayırlarda yarışıp öne geçenlerden bahseder. İşte gerçek bir Müslüman orta yolu tutmayı kendisine yakıştırmaz. Onun hedefi Allah'ın rızasının en fazlasını aramak ve hayırlarda yarışta öne geçmektir. Bunun için bir günün diğer bir gününe benzememesine özen gösterir. Her gün dünden daha vicdanlı olmaya, Allah'ı daha çok razı etmeye, O'na daha çok dua etmeye ve yakınlaşmaya çalışır.
Allah insanlara bu konuda bir sınır koymamıştır. İmtihanın gereği olarak tüm insanlar eşit fırsata sahiptirler. Her insan Allah'ın en sevdiği, razı olduğu kulu olmayı isteyebilir, dua edebilir ve bunun için çalışabilir. Bir Müslümanın bu hayır yarışında öncülüğü başkalarına bırakması olmaz. Herkes müstakil olarak imtihan olmaktadır ve herkesin ecri kendisine aittir.
Nitekim Said Nursi Bediüzzaman da, Müslümanlara kendileri için peygamber ahlakını hedeflemelerini öğütlemiş, bu ahlak aulaşmanın mümkün olduğunu vurgulayarak onları bu konuda teşvik etmiştir. Şam'da verdiği bir hutbe bu konuda güzel bir örnek teşkil eder:
Şam'daki alimler, kendisinin Emeviye camisinde bir vaaz ve hutbe vermesini şiddetle arzu etmişlerdi. Konuşma günü Emeviye camisinde, içlerinde belki yüz alimin de hazır bulunduğu muhteşem bir cemaate, uzunca bir hutbe okumuştu. Bu konuşmada İslam dünyasının maddi manevi geri kalmışlığının sebeblerini ortaya koydu ve "Nasıl ilerleyebiliriz?" sorusunun cevaplarını uzun uzun anlattı.
İslam aleminde hüküm süren yes'in, ümitsizliğin, nemelazımcılığın bir an önce def'edilmesi için pek çok akli deliller ortaya koyarak, atalet ve uyuşukluğun yerini yeni bir azim ve iştiyakın alması gerektiğini anlattı.....
"Evet... Kuran'ın üstadiyetinden ve dersinin işaretinden fehmediyoruz ki, Kuran, peygamberlerin mucizelerini zikretmesiyle, beşeri, istikbalde o mucizatın nazirelerini terakki ile vücuda geleceğine beşere ders verip teşvik ediyor:
Haydi çalış, bu mucizatın numunelerini göster. Süleyman (A.S.) gibi iki aylık yolu bir günde git. İsa (A.S.) gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalış. Hz. Musa'nın asası gibi taştan ab-ı hayat çıkar, beşeri kurtar. İbrahim (A.S.) gibi ateş yakmayacak maddeleri bul, giy. Bazı enbiyalar gibi şark ve garbdan en uzak sesleri işit, suretleri gör. Davud (A.S.) gibi demiri hamur gibi yumuşat, beşerin bütün sanatına medar olacak demiri, balmumu gibi yap. Yusuf (A.S.) ve Nuh (A.S.)'ın birer mucizesi olan saat ve gemiden nasıl istifade ediyorsunuz; öyle de, sair enbiyanın size ders verdiği mucizelerden dahi o saat ve sefine gibi istifade ediniz. Taklitlerini yapınız.
Işte buna kıyasen Kur'an, her cihetle beşeri maddi manevi terakkiyata sevketmek için, ders veriyor. Üstad-ı Küll olduğunu isbat ediyor"...
Yaşasın doğruluk!..
Ölsün ümitsizlik!..
Gönüllerde sevgi devam etsin!...
Meşverek ve şura kuvvet bulsun!..
Bütün kötülükler kendi kötü heveslerine tabi olanlara olsun!...
Selam ve selamet, Hüda'ya tabi olanların üstüne olsun.!..
(Bediüzzaman Said Nursi, Necmeddin Şahiner, s.68-69)
Üstad'ın da ifade ettiği gibi Müslümanların önünde yapacak çok iş, başarılacak çok zorluk vardır. Bu nedenle zaman çalışkanlık, şevk, heyecan, cesaret, çaba ve gayret zamanıdır. Ve müminler Allah'ın izniyle bu ihlaslı gayretlerinin sonunda mutlaka başarılı olacaklardır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder