CEHENNEMDE YAŞANAN IZDIRAP DOLU HAYAT
DÜNYADAYKEN YIĞIP BİRİKTİRDİKLERİNİ TATMAK
Cehennem ehli, dünyadayken tüm hayatlarını belli değerleri elde etmeye adarlar. Öleceklerini unutarak sanki bu dünyadan hiç ayrılmayacakmış gibi yaşayanlar bir anda biriktirdikleri paraları harcayamadan, kazandıklarından yararlanamadan melekleri sırtlarına vururlarken bulurlar. Suçları büyüktür. Yaratılış amaçlarını göz ardı etmek ve sahip olduklarından dolayı kendilerini bir güç sahibi zannederek Allah'tan yüz çevirmek, hatta O'na karşı büyüklenmek. Bunun bedelini sonsuza kadar azaptan azaba sürülerek öderler. Ama fiziksel azapla birlikte yaşadıkları pişmanlık da kendilerine ayrıca bir azap kaynağı olarak acı verir.
İnkarcının dünyada sahip olduğu her şey artık kendisine acı ve azap vermek için vardır. Dünyada havasına girdiği herşey; özellikle ziynetleri, malları, biriktirip yığdığı herşey cehennemde hazır bulundurulur ama bu sefer gösteriş yapması için değil, bambaşka bir sebeple: bunlarla kendisi dağlanacak, böylece biriktirdiklerini tatmış olacaktır. Allah bu gerçeği ayette şöyle haber verir:
....Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele. Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) "İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın" (denilecek). (Tevbe Suresi, 34-35)
İnkarcının vücudu bunlarla dağlanırken, ruhu dayanılmaz acılar içindedir. Yaptıklarından dolayı son derece pişmandır ama kişinin hatasını anlamış olmasının, buna pişman olmasının, tövbe etmesinin, dua edip yalvarmasının hiç önemi yoktur. Üstelik bu dağlama bir kereye iki kereye mahsus da değildir. Milyarlarca, trilyonlarca yıl, sonsuza kadar diğer maddi ve manevi azaplarla birlikte hep bu da olacaktır. Dağlandığı herşeyi kendi elleriyle hazırlamıştır. Biriktirip de Allah yolunda kullanmadığı şeyleri hep tadacak, bu suçunu hiç unutmayacaktır.
İnkarcı dünyada bunlar için harcadığı zamanı, emeği, çabayı düşündükçe yüreği yanar. Bu zamanı, bu emeği Allah için kullanmış olsa nasıl bir kurtuluş içinde olacağını düşünür. Yani tek bir niyet farkı. Bunları düşünmek onu daha da yıkar; yani Allah'ın istediklerinin son derece kolay olması ve kendisinin bu kadar büyük bir fırsatı kaçırmış olması...
DÜNYADAKİ NİMETLERİN KIYMETİNİ CEHENNEMDE ANLAMAK
İnkarcı kendisine gelen onca uyarıp korkutmalara rağmen dünyayı ahirete tercih etmiştir. Oysa tercih ettiği dünya hayatı ahirete göre son derece eksik ve geçicidir. Basit bir değerlendirme yapılacak olursa, zaten insan ömrünün neredeyse üçte birinin uykuda geçtiği görülür. Geri kalan zamanın çok büyük bir bölümü ise dünyaya ait acizliklerin giderilmesi için her gün tekrarlanan işlerle geçer. İnkarcının nefsi için yaşadıkları saat saat toplansa acaba bir yıl eder mi ya da etse bile sonsuz bir hayat ile karşılaştırıldığında bir önemi kalır mı?
İşte inkar edenler bu gerçeği dünyadayken düşünmezler, ama cehennem ateşini gördüklerinde çok iyi anlarlar. Dünyada ne kadar kaldıkları sorusuna "Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık" cevabını veren inkarcı bu kısacık zamana karşılık sonsuz hayatını nasıl harcadığını düşündükçe azabı daha da artar.
Şimdi dünyada hiç bir zaman kadrini bilemediği, takdir edemediği nimetlerden mahrumiyeti an an yaşar. Azabı yaşadıkça dünyada kendisine bol bol hesapsızca verilen nimetlerin kıymetini anlar.
Nefes almasından, sağlıklı ve rahat olmasından, yattığı yataktan içtiği suya kadar...
Dünyadayken bir nimet olarak hiç düşünmediği bir şeydir nefes almak. Ama cehennemde bunun farkına varır. Şimdi kendisi için ayette bildirildiği gibi kahırla ve acıyla nefes alıp vermeler vardır.
Bir yandan da açlık içini kemirir. Ama bulabildiği tek yiyecek zakkum ve darı dikenidir. İnkarcı boğazını ve içini yırtan bu dikenleri bir türlü yutamaz, yutmayı başardığı kısmı ise karnında pota gibi kaynar durur. Bunca çektiği azaba rağmen bu yiyeceklere muhtaçtır. Her seferinde çekeceği ızdırabı bile bile bunları yer, yemek zorundadır. Yememesi gibi bir tercih hakkı yoktur.
Cehennem ehli aç olarak azaptan azaba sokulurken susuzluktan içi yanar. Kana kana su içmeye hasrettir. O bu halde susuzluktan kıvranırken kendisine kaynar su karıştırılmış bir içki içirilir. Bu içki inkarcının bağırsaklarını parça parça koparır ve bu halde tekrar ateş azabına döndürülür. İçindeki hararet sonsuza kadar dinmez. Kaynar suyun yanında bir de kendisine sunulan başka bir içecek de vardır ki yutkundukça yutkunur ama boğazından geçirmeyi başaramaz. Bu içecek kan ve irin karışımıdır. Kan ve irin kokuları insanın tahammül derecesini aşan, olabilecek en iğrenç maddelerdir. Tüm azaplarla beraber bu açlık ve susuzluk da sonsuza kadar sürüp gider. Allah bunun kendilerine uygun bir ceza olduğunu ayetinde şöylebildirir:
"Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek. Kaynar sudan ve irinden başka. (İşlediklerine) Uygun olan bir ceza olarak, doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı. Bizim ayetlerimizi yalanlayabildikleri kadar yalanlıyorlardı. Oysa Biz, herşeyi yazıp saymışızdır. Şimdi tadın. Size artık azabtan başkasını arttırmayacağız." (Nebe Suresi, 24-30)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder