NİMETLERE ŞÜKRETMEK-1-
Allah'ın insanlara verdiği nimetlerin sayısı o kadar fazla, türü o kadar çoktur ki, bu nimetleri saymaya kalkışsak, hatta gruplandırarak saymaya çalışsak bile, sayıp bitirmeye güç yetiremeyiz. Üstelik sahip olduğumuz nimetlerin her birisi yaşamımızı devam ettirebilmemiz için son derece önemli olduğu gibi, pek çoğu da hayatımızı güzelleştirmekte ve kolaylaştırmaktadır. Bize verilen nimetlerden herhangi birinin kısa bir süre için bile eksilmesi veya azalması bunun ne kadar kıymetli ve değerli olduğunu bize göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Bu nedenle inananların sahip oldukları küçük büyük herşey için, tüm bunları kendilerine lütfeden Allah'a şükretmeleri çok önemli bir ahlak güzelliğidir. Müslümana yakışan kendisine ikram edilmiş olan nimetleri tek tek düşünmek ve her biri için Allah'ı anıp, O'na gönülden teşekkür etmektir.
Bir insanın dolabındaki kıyafetlerinden, buzdolabının içindeki meyva ve sebzelerine, üzerinde oturduğu koltuğundan, içinde konforla yolculuk ettiği arabasına, seyretmekten zevk aldığı televizyonundan, dinlemekle huzur bulduğu radyosuna kadar hayatının her anında sahip olduğu herşeyi kendisine veren Allah'tır. Allah'ın insana verdiği sayısız nimetten sadece bir tanesinin eksik olması bile kişinin yaşam düzenini tamamen değiştirir.
İnsanları genelde şükretmekten alıkoyan temel unsurlardan birisi yaşamlarının pek çok safhasında herşeyin eksiksiz ve düzenli olmasına alışmış olmalarıdır. Çoğu insanının her sabah uyandığında sağlığının yerinde olması, gözünün görür, kulağının her günkü gibi duyar olması, ailesinin ve sevdiklerinin yanında olması, dolabını açtığında mutlaka yiyecek bir şey bulabilmesi, sokağa çıktığında gideceği yere güvenlik içinde ulaşabiliyor olması detaylardaki güzellikleri fark etmesine engel olur.
Halbuki herşeyin tam ve düzenli olması insanı şükretmekten alıkoyan değil, bilakis Allah'a daha da yakınlaşmaya vesile olacak çok büyük bir nimettir. Allah milyarlarca nimet vererek insanlar için bu hayatı kusursuz olarak yaratmıştır ve kusursuz olarak devam ettirmektedir. Bunun karşılığında ise insanın yapması gereken şükretmektir. Ancak Allah insanların bir çoğunun şükretmediğini bildirir. Arkadaşının kendisine verdiği küçük bir hediye karşısında bile teşekkürünü nasıl ifade edeceğini şaşıran insanların büyük çoğunluğu, emirlerine verilen güneş, ay, yıldızlar, dünya, yaşam ve diğer tüm nimetler için Allah'a şükretmeyi akıllarına getirmezler. Kendilerine sağlanan ufak bir konfor karşısında kalplerinde kendilerine bu konforu sağlayan kişiye karşı büyük bir sevgi ve hürmet beslerken, kendilerine bir yoktan yaşam ve sonsuz nimetler veren Allah'a karşı sevgi duymaz, saygı ve hürmet beslemezler. Bu durum insanların nankör ve cahil olmalarından, kendilerine bir rehber olarak verilen vicdanlarını kullanmamalarından kaynaklanır.
Müminler ise herşeyden ve herkesten çok sevdikleri Rablerinin kendilerine lutfettiği nimetlerin öneminin farkındadırlar ve sahip oldukları herşey için Allah'a şükrederler. Bu müminleri diğer insanlardan ayıran çok önemli bir ahlak üstünlüğüdür. Nitekim Allah'ın büyüklüğünün ve merhametinin farkında olan Bediüzzaman Said Nursi de, müminlere şükrün ne kadar önemli olduğunu şu kıymetli sözleriyle hatırlatmaktadır.
"Netice-i hilkat-i alemin en mühimmi şükürdür. Güya şu secere-i hilkatin en mühim meyvesi şükürdür. Ve şu kainat fabrikasının çıkardığı mahsulatın en alası şükürdür."
Ancak şükrün iki farklı yönü vardır. Bunlardan biri sözlü, diğeri ise fiili şükürdür. Bazen insanlar sadece sözlü olarak şükretmelerinin yeterli olacağını düşünürler. Bu nedenle arada bir sadece Allah'a şükrettiklerini ifade eden sözler söylemek onları rahatlatır. Halbuki Allah'a şükretmek, hem sözlü hem de fiili olarak birlikte yapıldığında makbul olur. Salih müslümanlar şükürlerini sözle dile getirdikleri gibi, tavırlarıyla da Rablerine şükredicilerdir.
Sağlığa şükretmenin yolu bedene gösterilen ihtimamdır
İnsan bedeni çok aciz bir yaratılışa sahiptir. Çok güçlü bir beden bir toz zerreciğinden daha küçük olan, gözle bile görülmeyen bir mikroba yenik düşebilmektedir. Ve yaşadığımız ortamda binlerce bakteri, virüs, mikrop çevremizde kol gezmektedir. Tutuğumuz kapının kolunda, yazı yazdığımız bilgisayarın klavyesinde, bindiğimiz taksinin koltuğunda, manavdan aldığımız portakalların kabuklarında, hatta şu an elinizde tuttuğunuz gazetenin üzerinde bile tahmin edemeyeceğiniz kadar fazla sayıda ve çeşitte mikrop bulunmaktadır. Ancak bu kadar tehlikeli bir ortamda yaşamamıza rağmen yaşamımıza devam edebilmekte ve hastalandığımızda da kolaylıkla iyileşebilmekteyiz. Bunun sebebi Allah'ın bize verdiği şifa ve güçtür. Eğer Allah bedenimizden korumasını kaldırırsa, sadece elinize aldığınız bir kalemin üzerindeki mikroplar dahi sizi öldürmek için yeterli olur. Bu nedenle sağlık insanın Allah'a sürekli olarak şükretmesi gereken ve Allah'ın koruması olmadan bir saniye bile yaşayamayacağını insana sürekli hatırlatan çok büyük bir nimettir. İnsanların bir çoğu sağlığı için ara ara şükreder ve bu şükrün kendisini dinç tutacağına inanır. Halbuki insanların güzel söz söylemek kadar bu sözlerini destekleyecek güzel tavırlar için de olmaları da son derece önemlidir. Zira söylenen güzel sözleri yükseltecek olan şey salih ameldir. (Fatır Suresi, 10)
İnsana nimet olarak verilen sağlığın şükrü de ancak kendisine verilen bedene en iyi şekilde bakmasıyla ve bu bedeni Allah yolunda en güzeliyle kullanmasıyla mümkün olur. Sağlıklı bir insan bu emanete en güzel şekilde bakmak, korumakla ve gücü yettiği müddetçe bedenini Allah yolunda hizmet ettirmekle yükümlüdür. Çünkü bedenin asıl sahibi Allah'tır ve O, vakti geldiğinde bizden geri alacaktır. Hiç kimse "bu beden benim bedenim, istediğim zararı verir, dilediğim şekilde yaşarım" deme hakkına sahip değildir. Dolayısıyla insanın sağlığına dikkat etmesi, kendisine zarar verecek bir tavır içine girmemesi Allah'ın kendisine yüklediği bir sorumluluk ve bir ibadettir.
İnsanın sağlığı gibi, şükretmesi gereken daha bir çok nimet vardır. Bunlardan bir tanesi de müminlerle beraber olmaktır. Müminlerle beraber olduğu için Allah'a şükretmek isteyen bir insanın neler yapması gerektiğini ise bir sonraki yazımda sizlere aktaracağım.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder