BEDİÜZZAMAN'DAN HİKMETLİ SÖZLER - 3
Üstad Risale-i Nurları bundan neredeyse yarım asır evvel, çok zor koşullar altında ve yıllarca tek bir insan bile görmeden yazmıştır. Risalelerde insanların daha rahat, daha mutlu yaşamaları için gereken her türlü tavsiye, hayatlarına sıkıntı getiren her türlü problemin çözümü ve karakter bozukluklarının nasıl tedavi edilebileceğiyle ilgili çeşitli hikmetli sözler, bilgiler yer alır. Üstad'ın oldukça zor koşullar altında yazdığı bu kıymetli eserinin, kendisinden sonraki tüm nesillere şifa olması, onun ileri görüşlülüğünün, aklının ve yüksek ilminin bir delilidir. Nitekim Külliyata baktığınızda bugün çözümü aranan bir çok toplumsal, kişisel veya ekomonik sorunun, temelde hangi ana kaidelerle çözümlenmesi gerektiğini buluruz.
Bilindiği gibi İslam ahlakına uygun yaşamayan insanların hayatlarına sıkıntı veren bir çok sorunları vardır. Bunlardan bir tanesi de "iştişare"yi, yani fikir alışverişi yapmayı, bilmemeleridir. Günümüzde belki de televizyonlarda en çok yayınlanan programlar, tartışma programlarıdır. Dünyanın heryerinde, her konuyla ilgili sayısız tartışma programı yapılmaktadır. Bu programlar çoğunlukla saatler süren, bir çok kişinin katılımıyla gerçekleşen, belirli bir ilmi veya sosyal konu üzerine yapılan ve konunun çözüme kavuşturulması hedefiyle düzenlenen programlardır. Ancak yapılan bu programların hemen hemen hiçbirinde, tartışılan ve münakaşası yapılan konunun çözüme kavuşturulması mümkün olmaz. Çünkü cahiliye ahlakına sahip olan insanların hayatlarının ana amacı, üstünlük elde edebilmektir.
Güzellik, bilgi, tecrübe, yetenek, kültür gibi hayatın tüm alanlarında, cahiliye toplumu arasında büyük bir rekabet ve hırs vardır. Bu hırsı ve rekabeti, toplumun en küçük biriminden en geniş birimlerine kadar her kesiminde görmek mümkündür. İki komşu arasında, eşler arasında, kardeşler arasında, sınıf arkadaşları arasında, okullar arasında, şirketler arasında, siyasi partiler arasında, hatta bakkalar, manavlar, seyyar satıcılar, manifaturacılar ve aklınıza gelebilecek her insan ve her kurum arasında bir üstünlük yarışı vardır.
Temeli kibir ve enaniyete dayalı bu ahlakın hakimiyeti, cahiliyenin her konuda olduğu gibi tartışma ve münakaşalarda da hiç bir fayda ve kazanç elde edememesine sebep olur. Nitekim tartışma programlarını izlediğinizde bu gerçekle yüzyüze gelirsiniz. Genellikle bu programlara katılan insanlar, oraya bir fikir edinmek, bilmediği bir şeyi öğrenmek ve hakkı bulmak amacıyla değil, kendi firkirini kabul ettirme hırsıyla katılırlar. Tek düşündükleri kendi fikirlerini dile getirme ve insanlara benimsetme olur. Bu düşünceyle tartışmaya gelen yüz kişi katılımlı bir toplantı düşünün. Böyle bir toplantıda yüz ayrı kişiden yüz ayrı fikir çıkacak, herkes kendi fikrinde ısrar edecek, hiç kimse gururundan dolayı hatalı olduğunu kabul etmeyecek ve dolayısıyla tartışma sonuçlanmadan bu şekilde uzayıp gidecektir.
Cahiliye toplumu bu soruna bu güne kadar bir türlü çözüm bulamamıştır. Tartışma programları hiç bir zaman istedikleri neticeyi vermemiş ve hiç bir zaman aralarında ortak bir kanaat ve doğruyla sonuçlanan bir toplantı yapılamamıştır. İslam ahlakının yaşanmamasından kaynaklanan bu soruna Üstad, hikmetli bir sözüyle getirdiği çözümü şöyle açıklar.
"Dini ve ilmi mesaili münakaşa etmenin birinci şartı, insaf ile, hakkı bulmak niyetiyle, inadsız bir surette, ehil olanların mabeyninde, su-i telakkiye sebep olmadan müzakeresi caiz olabilir. O müzakere hak için olduğuna delil şudur ki: eğer hak, muarızın elinde zahir olsa, müteessir olmasın, belki memnun olsun; çünkü bilmediği şeyi öğrendi. Eğer kendi elinde zahir olsa, fazla bir şey öğrenmedi, belki gurura düşmek ihtimali var. "Bediüzzaman ilmi veya dini bir konuda tartışmanın ilk şartının insaf olduğuna dikkat çekmektedir. İnsanların bir çoğu, fikir almak niyetiyle değil, fikrini kabul ettirmek ve üstün gelmek maksadıyla tartışmaya katıldıkları için karşı tarafa karşı acımasız ve adaletsiz bir tavır içinde olurlar. Ancak Üstad bir tartışmanın ilk düsturu olarak insanlara insaflı olmayı tavsiye eder. Sonuç alınması umulan bir tartışmada taraflar biribirine karşı merhametli, adil ve hoşgörülü olmalıdır. Karşı tarafa üstün gelip, onun nefsini ezmek için konuşmamalı, aksine karşı tarafın haksız olduğu durumlarda bile onları kırmadan, taciz etmeden ve gururunu ezmeden hakkı anlatmalıdır.
Unutmamak gerekir ki, bir insanın fikrinin doğru olması bir zafer değil, bir tevazu sebebidir. Bir insan ancak Allah kendisine doğruyu ilham ettiği için doğruyu bilebilir. Bunun dışında hiç bir insan kendi aklı ve kendi yeteneğiyle doğruyu bulma gücüne sahip değildir. Bir insana aklı Allah verdiği gibi dilediği an alabilecek güç de O'na aittir. Bu nedenle doğruyu bilmek insanın Allah'a minnetini, şükrünü ve boyun eğiciliğini artıran bir tevazu sebebidir. Dolayısıyla bir münakaşada tarafların kendilerine akıl veren gücün Allah olduğunu bilmeleri ve bunun alçak gönüllülüğü içinde karşı tarafa insaf ve merhametle yaklaşması, bir münakaşadan netice alınabilmesi için gereken birinci şarttır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder