ÖZÜ BİLMEK
Kur'an-ı Kerim temiz akıl sahiplerine doğruyu yanlıştan ayıran bir anlayış ve nur verir. Allah-u Teala kendisine iman eden kullarını bu Kitap ile karanlıklardan aydınlığa, övgüye layık olan Zatı'nın yoluna ulaştırır. Kur'an ayetlerini vicdanın sesini dinleyerek okuyan ve uygulayan bir mümin, Cenab-ı Allah'ın Rab sıfatı ile kendisini eğitmesine şahit olur.
Cahiliye hayatını terk ederek samimi imanı yaşamaya niyet eden bir müslüman için artık bambaşka bir hayat başlar. Allah'a karşı son derece boyun eğici ve itaatli bir ahlak gösterir. Ve karşısına çıkan her olayda Cenab-ı Allah'ın rızasını gözetmeye yönelir. Eski hayatında sürekli boş işlerde bulunup nefsinin peşinde sürüklenirken, kalbini Allah'a bağladığı andan itibaren salih ameller peşinde koşar. Üstelik bir salih amelden boşaldığı anda hemen bir diğerine yönelerek ciddi bir çaba gösterir.
İşte bu ciddi çabanın sonucunda iman eden salih bir müminin ruhunda da büyük bir değişim olur. Allah'ın varlığını kavradıkça ve hak kitabı uyguladıkça imanın sırları kendisine açılır. Rahman olan Allah katından bir lütuf olarak müminlere sonsuz fazlından açar ve onlara birçok insanın bilmediği ilimler öğretir.Kuşkusuz Allah-u Teala'nın iman ehline açtığı en büyük ilim "batın ilmi"dir. Bu ilim mümine Allah'ın (c.c) tek İlah olduğu gerçeğini kavratır. Bu bilgiyi tam olarak hakkıyla kavrayan bir insan çok önemli bir bilgiyi farketmiş olur. Bu mutlak varlığın sadece Allah(c.c) olması ve herşeyin Allah'ın kontrolünde hareket etmesi anlamına gelmektedir. Nitekim bu son derece önemli bilgi Kur'an-ı Kerim'in bir çok ayet-i kerimesi ile iman edenlere beyan edilmektedir:
"- Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir kitaptadır." (Enfal Suresi 59)
Bu ayette, " karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez" ifadesi Allah(c.c) 'ı tüm kullarına tanıtmaktadır. Öyle ki Rahman olan Allah kainatın her noktasına her an Hakim sıfatı ile hakim olan, yeryüzünün her zerresine Şahit sıfatı ile Şahit olan, konuşulan her sesi, edilen her duayı, seslenen her kulu Semi sıfatı ile duyandır. Allah'ın bilgisi dışında hiç bir şey gerçekleşemez. Çünkü Allah(c.c) ayet-i kerimede bildirildiği üzere "Yaratan'dır ve kusursuzca varedendir."
Kur'an-ı Kerim'in yüzlerce ayet-i kerimesi Allah(c.c) 'ın birliğini ve tek kudret olduğunu anlatır. Bu gerçeği düşünmek Allah-u Tela'nın dünyayı sadece bir imtihan olarak yarattığını, gösterdiği her olayda kullarını denediğini ve verdikleri tepkilere de şahitlik ettiğini insana farkettirir. Bu dünyanın sahte yüzünün değişmesi, gaflet perdesinin yırtılması ve gerçek yüzünün açığa çıkmasıdır. Mümin imanın kendisine kazandırdığı bu önemli ilim sayesinde dünyanın gerçek yönünün şuuruna varmıştır. Bu kör ve sağır bir insanın görmeye ve işitmeye başlaması gibidir.
Nitekim Allah(c.c)'ın varlığından ve birliğinden habersiz bir hayat yaşayan cahiliye olağanüstü şuursuz bir hayat yaşamaktadır. Dünyanın süslü, aldatıcı ve nefse çekici gelen yüzünü gerçek zannederek büyük bir akılsızlık sergiler. Sadece nefsinin bitmek tükenmek bilmeyen arzularının peşinde koşar. Ömrünün sonuna kadar onu tatmin etmeye çalışır. Beyhude bir çaba ile oyalanır. Bu nedenle Allah(c.c) Kur'an'da onlar için şöyle bir benzetme yapar:
"Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir sekilde karanlıklar içinde bırakıverir. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler." (Bakara Suresi 17-18)
Müşriklerin bu durumu gaflet içinde yaşayan insanın düştüğü hali çok açık tarif eder.Oysa iman edenler zahire dalmadıkları ve batını kavradıkları için hiç bir zaman böyle bir konuma düşmezler. Allah(c.c) 'ın tek İlah ve tek güç olduğunu kavrayan ve buna göre salih davranan bir insan Allah'ın katında şerefli ve üstün bir makama sahiptir. Çünkü Allah-u Teala'nın onu denemek için özel olaylar yarattığının bilincinde olarak daima en güzel olan ahlakı uygulamakta ve en salih amele yönelmektedir. Dünya her anını Allah'ın yarattığı bir imtihan mekanıdır. Kendisi de bunun içinde diğer varlıklar gibi sürekli olarak Allah(c.c) tarafından yaratılmaktadır. Herşeyin özü budur ve bu gerçek ayette şöyle bildirilir:
"Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır." (Saffat suresi 96)
Bediüzzaman Said Nursi tüm kainatın Allah(c.c.)'ın kontrolünde olduğunu şu sözü ile çok güzel açıklamaktadır;
"Manen sevdiğin ve alakadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin kainat, bir Kadir-i Rahimin mülküdür. Mülkü sahibine teslim et, O'na bırak; cefasını değil, safasını çek, O hem hakimdir, hem Rahimdir. Mülkünde, istediği gib tasarruf eder, çevirir." (Mektubat,s.246; Asay-ı Musa,s.228)
Şüphesiz hem tüm kainat hem insanın kendisi Allah'ın kontrolündedir. Allah'ın alnından tutup denetlemediği hiçbir varlık yoktur. İnsanlar, hayvanlar, gökyüzü, fırtınalar, depremler, sular, bulutlar, gezegenler ve diğerleri her an Rabbimizin emriyle hareket ederler. Öyle ise tek dostumuza teslimiyetle güvenmek ve Bediüzzaman'ın dediği gibi bu teslimiyetin sefasıyla, O'nun takdir ettiklerini izlemekten başka bizlere düşen bir sorumluluk yoktur. Herşeyin özü budur, gerçek iman da budur.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder