İNKARCILARA İSABET EDEN AZAP ÇEŞİTLERİ - 1
Kur'an tüm müslümanlara Allah (c.c.) tarafından indirilen bir rahmettir. Hidayet rehberi ve yol gösterici olarak indirilmiştir. Ve Cenab-ı Allah bu vahyiyle kullarını hem uyarıp korkutmakta, hem de müjdelemektedir. Bunun yanında Kur'an geçmiş kavimlerin yaşantılarından, peygamberlerinden, müminlerin peygamberlerine olan teslimiyetinden, kavmin inkarcılarının peygamberlere olan isyanından ve onların sonlarından da haber verir. Kur'an'ın bu özelliği inananlar için son derece önemlidir. Zira Kur'an geçmiş kavimlerin şiddetli helakına bir çok ayeti ile geniş yer verir. Bu müminlerin korkup sakınmaları, ibret almaları ve dosdoğru yolu izlemeleri içindir. Allah (c.c.) kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'in bu yönünü şu ayetinde açıklar:
"Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir."(Yusuf Suresi 111)
Allah-u Teala'nın peygambere indirdiği yüce kelamdaki kıssalara bakıldığında geçmiş kavimlerden inkar edenlerin her birinin farklı azaplarla önce uyarıldıkları daha sonra da şiddetli helak edildikleri görülür. Allah (c.c.) kendisine iman etmeyen, elçisine itaat etmeyen isyankar toplulukları kendi katından gönderdiği çok çeşitli azaplarla yıkıma uğratmıştır. İnkarda direnen, peygambere inen vahyi tanımayan ve şirk koşan her kavmin yıkımı kaçınılmaz olmuştur. Kuşkusuz bu Allah-u Teala'nın Kur'an ile bildirdiği bir vaaddir. Konu ile ilgili olarak Hakka Suresinin 69. ayet-i kerimesinde şöyle buyrulmaktadır:
"Firavun (kavmi), ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler (halkı da hep) o hata ile (tarih sahnesine) geldiler. Böylece Rablerinin elçisine isyan ettiler. Bu yüzden onları, şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı." (Hakka Suresi, 9-10)
Allah'ın kendisinden razı olmadığı topluluklara indirdiği azaplar her kavim için farklı olmuştur. Ne var ki, herbiri Allah'ın Müntakim (intikam alan) sıfatının bir tecellisi olduğu için çok şiddetli, kahredici ve acıyla yüklüdür. Bu azapların neler olduğunu bilmek ve Allah'ın ne şekilde intikam aldığını öğrenmek, kuşkusuz müminlerin hem Allah (c.c.) korkularını artırmaları hem de küfrün karşılaştığı sonu daha dünyada iken görerek ruhen ferahlamalarını sağlar.
ÜZERLERİNE HORLUK VE YOKSULLUK DAMGASI VURULUR
Kur'an da iman etmeyenlerin üzerine çöken azaplardan biri dünya hayatında yoksulluk ve sıkıntılar içinde bırakılmalarıdır. Allah'a (c.c.) şirk koşan kavimlerden bazılarının özellikleri açlıktan kırılmaları, büyük bir sefalet içinde yaşamalarıdır. Bu dünya hayatının onlara dar kılındığını ve Allah'ın (c.c.) onların üzerindeki rahmetini şiddetle kıstığını gösterir.Allah Kur'an-ı Kerim'de söz konusu kavimlerin üzerine neden yoksulluk damgası vurduğunu şöyle açıklar:
"Siz (ise şöyle) demiştiniz: "Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın." (O zaman Musa:) "Hayırlı olanı, şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır" demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi. (Bakara Suresi 61)
Bakara Suresi' nin 61. Ayeti bu zorlu azabın nedeninin açıkça Allah'a (c.c.) ve peygamberine isyan olduğunu belirtir. Hatta bu kavimlerin azgınlıklarının şiddetini bildirmek için peygamberleri haksız yere öldürdüklerini, haddi aşarak büyük bir taşkınlık gösterdiklerini de bildirir.
Şunu unutmamak gerekir ki, elbette Allah iman edenleri de yoksulluk ile deneyebilir. Ancak bu Cenab-ı Allah'a sonuna kadar tevekkül eden ve her ne olursa olsun kendilerine hayır olması için yaratıldığını bilen müminlerin imanlarını ve ahiret özlemlerini arttır. Yani aynı konu küfür için bir aşağılanma ve horlanma nedeniyken, müminler için hayır ve takvaca yükselme nedeni olur.
İnsanların uğradığı zorlukların bir diğer hikmeti ise Kuran'da şu şekilde açıklanır.
"Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp-yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk (yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz. ."(Araf Suresi 94)
Allah (c.c.) bu ayeti ile bir topluluğa peygamber geldiğinde, onların içinde bulundukları inkarı anlamaları için mutlaka şiddetli bir yoksulluk vereceğini bildirmektedir. İnkar edenler için Allah'tan (c.c.) bir bela olarak indirilen bu yoksulluğun şiddetini ayetteki "dayanılmaz" ifadesi en hikmetli şekilde açıklamaktadır. Şirk koşan kavim Allah'ın bereketinden mahrum bırakılarak, ürün kıtlığına uğramıştır ve yoksulluk içinde bırakılmıştır. Ve bu yoksulluğun da elbette onlara getirdiği türlü türlü sıkıntılara katlanmak zorudndadırlar.
Ancak aynı zorluk içlerinden vicdanlı olanlar için yine bir hayır vesilesidir. Çünkü sıkıntı bu insanların acizliklerini anlayıp, vicdanlarını kullanarak Allah'a yönelmelerine vesile olmuştur.
DÜNYA HAYATINDA HOR VE AŞAĞILIK KILINDILAR
Allah-u Teala'nın küfre dünya hayatında verdiği en şiddetli belalardan biri 'hor ve aşağılık kılınmalarıdır. Allah'ın (c.c.) kesin bir vaadi olarak, isyankar bir topluluk zillet içinde aşağılanmış ve müslümanların önünde küçük düşmeye mahkum olmuştur. Kur'an Allah'tan indirilen bu azap çeşidini şu ayeti ile haber verir:
"…Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkar mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir. (Bakara Suresi 85)
Dünya hayatında hor ve aşağılık kılınan bir kavim son derece azgın bir kavimdir. Allah'ın hükümlerini ve emirlerini tanımayarak kendi cahiliye inancı ile yaşamakta direnir. Ve isyankar bir topluluk inkarı ile tüm topluma zarar verme eğilimindedir. Sürekli fitne, bozgun, karışıklık çıkarır ve yeryüzünde dirlik ve düzen bırakmaz. Allah (c.c.) dünyada hor kılınanların kitabın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmadıklarını bildirmektedir. Bu onların kendilerince bir din anlayışı geliştirdiklerini ve Allah'ın dinine tabi olmadıklarını gösterir. Onlar kendi zanlarınca bir din uydurmuşlardır ve ona tabii olmuşlardır. Ve bunun cezası olarak aşağılık bir konuma düşmüşlerdir.
Bunun yanında Allah (c.c.) dünya hayatında aşağılık kılınan kişilerin müminleri yollarından döndürmeye çalışan, onlara karşı aleyhte faaliyetler yapan, hatta onların evlerine kadar girip Allah'a ibadet etmelerini engelleyen kişiler olduklarını da söyler. Bunlar münafıkane bir tavır içerisinde müminlere gizli düşmanlık beslemekte ve onları doğru yollarından saptırmak istemektedir. Ve bunun karşılığı olarak aşağılanma azabına uğratılırlar.
"Allah'ın mescidlerinde O'nun isminin anılmasını engelleyen ve bunların yıkılmasına çaba harcayandan daha zalim kim olabilir? Onların (durumu) içlerine korkarak girmekten başkası değildir. Onlar için dünyada bir aşağılanma, ahirette büyük bir azab vardır. (Bakara Suresi 114)
Allah'ın dünyada onlara verdiği bir azap olan aşağılanmanın şiddetini Kur'an'ın bir ayetinde ifade edilen " aşağılanma damgası " çok açık bir şekilde ifade eder. Vurulan bu damga kafirlerin üzerinden hiç gitmeyecek, yaşadıkları sürece de devam edecek bir aşağılanmadır. Allah katında değerleri olmayan, büyük bir aşağılanmaya uğrayan bu insanların ahirette görecekleri aşağılanma ise elbette sonsuza kadar sürecek olan şiddetli bir azap ve aşağılanmadır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder