KIYMETLİ BİR HAZİNE: DUA
Bir müminin imanını güzelleştirmesi ve derinleştirmesi için, dua, en güzel ve güçlü vasıtalardan biridir. Rabbimiz olan Allah, "Bana dua edin, size icabet edeyim" (Mümin Suresi, 60) ayeti ile duanın bizim için önemini ifade etmiştir.
Allah bizlere pek yakındır. Dua edenin duasına karşılık verir. Dua etmek, Allah'a dayanıp güvenmek ve her şeyin O'nun kontrolünde olduğunu bilmektir. Buna iman eden müminlerin duası bu yüzden süreklidir. İçinde bulundukları durumlar değişse de, kimi zaman iyilikle, kimi zaman zor anlarla karşılaşsalar da, iman eden insanlar daima dua halindedirler ve her şeyi Rablerinden isterler. Çünkü bütün gücün Allah'ın kontrolünde olduğuna gönülden iman ederler.
İnkarcılar ise, sadece zorluk anlarında dua ederler. Kuran-ı Kerim'de bir çok ayette zorluk anında Allah'a yönelip dua eden, kurtuluşa ve rahata erdiğinde ise inkarına devam eden kişilerden bahsedilmektedir. Bunlar, ayetlerde bildirildiği üzere "Andolsun, bizi bundan kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden oluruz" demekte, fakat Allah üzerlerindeki her türlü sıkıntıyı giderdiğinde yine şirk koşmaktadırlar. Bu ruh hali şüphesiz, iki yüzlü ve nankör bir karakteri gösterir. İnsana bir zarar dokunduğunda, sürekli olarak Allah'a yalvarması; zararı üstünden kaldırıldığı zaman ise, daha önce Allah'a dua ettiğini unutarak bunu giderenin kendisi olduğunu düşünmesi büyük bir fitne ve Allah'a karşı bir iftiradır. Fakat tarih boyunca inkar edenlerin tavırları hep bu şekilde olmuştur. Bu karakterlerinin sebebi ise içlerindeki büyüklenme duygusudur. Allah, kendisine ibadet etmede büyüklenenlerin büyük hüsrana uğrayacağını bildirmiştir.
Ku'ran-ı Kerim'i "herşeyin açıklayıcısı" olarak gönderen Rabbimiz bize nasıl dua etmemiz gerektiğini de bildirmiştir. Yeryüzünde, gökyüzünde ve ikisi arasında bulunan her canlı Allah'ı tesbih eder ve O'na dua eder. Hepsinin ayrı dua etme şekilleri vardır. Müminler de kendilerine Kuran'da belirtildiği gibi, "yalvara yalvara ve için için", "korkarak ve umut taşıyarak", "Allah'ı en güzel isimleri ile tesbih ederek" ve duaların sonunda da "Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah'ındır" diyerek dua ederler. Bu duanın kali ve kalbi kısmıdır. Ayrıca, Bediüzzaman'ın da belirttiği gibi duanın bir de, fiili ve hali yanı vardır. İnsan, Rabbine dua ettiğinde fiili olarak da bu isteğinin yerine gelmesi için çaba gösterir, bu yönde davranır. Güzel olan ve mümine yakışan da bu yönde bir ahlak göstermesidir.Kuran'da müminlerin dualarına ve Allah'ın bu dualara nasıl icabet ettiğine dair bir çok ayet vardır. Hz. Zekeriya, "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım" diyerek Allah'a kendisine bir erkek evlat vermesi için dua etmiştir. Allah duasına icabet etmiş ve kendisine Yahya adında bir erkek çocuğu müjdelemiştir. Hz. İbrahim ise, "Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım" diyerek inkar eden kavminden ayrılmıştır. Bunun karşılığında ise Allah, Hz. İbrahim'e İshak'ı ve oğlu Yakub'u armağan etmiş ve her birine peygamberlik nasip etmiştir. Hz. Eyüp ise, "Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın" diyerek Rabbine çağrıda bulunmuştur. Böylece Allah, onun duasına icabet etmiş ve katından bir rahmet olarak o derdi üstünden gidermiştir. Peygamberler, hayırlarda yarıştıkları, umarak ve korkarak kendisine dua ettikleri ve derin saygı gösterdikleri için Allah, bu samimi kullarının dualarına icabet ettiğini bildirmiştir.
Kuran-ı Kerim'de bildirildiği gibi, Allah her güçlükle beraber bir kolaylık yaratır. Önemli olan, her türlü zorluk durumunda, sıkıntıda, darlıkta ama aynı zamanda da bollukta, rahatlıkta, kolaylıkta Rabbimiz'e rağbet etmemiz, duamızla daima O'na yönelip dönmemizdir. Bediüzzaman Said Nursi de "İşte ey aciz insan ve ey fakir beşer! Dua gibi hazine-i rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medarı olan bir vesileyi elden bırakma; ona yapış; ala-yı illiyin-i insaniyete çık. Bir sultan gibi, bütün kainatın dualarını kendi duan içine al; bir abd-i külli ve vekil-i umumi gibi, "Ancak Senden yardım isteriz" de; kainatın güzel bir takvimi ol" diyerek elimizdeki en önemli hazinenin duamız olduğunu ifade etmiştir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder