ÇOĞUNLUĞA UYMAK İNSANI DOĞRULARDAN UZAKLAŞTIRIR
İman eden bir kişinin en önemli özelliği her an vicdanıyla hareket etmesi ve yaptığı her işte, söylediği her sözde Allah'ın rızasını aramasıdır. Bunun için de tek ölçü sadece Kuran olmalıdır. Kuran'da tarif edilen doğrular onun için doğru, kötü ahlak olarak tarif edilenler de onun için kötü olmalıdır. Bu insan için çok büyük bir kolaylıktır. Çünkü tek yapması gereken kendisine doğru yolu gösteren vicdanının sesini dinlemesidir.
Ancak insanın önünde vicdanlı davranmasını engellemek isteyen bir güç vardır. Bu güç tüm insanları doğru yoldan saptırmayı kendine hedef edinmiş olan şeytandır. Şeytan insanın vicdanının sesi doğrultusunda karar vermesini engellemeye çalışır. Bunu yaparken kullandığı yöntem ise kişiyi "aksi yönde davranan insanların çokluğuyla" kandırmasıdır. Çünkü çoğu insan vicdanında doğruyu bulsa bile, bir karar verirken çevresindeki insanların etkisinde kalır. Toplumu oluşturan insanların yaşam şekli, ahlaki yapıları, hayat tercihleri ve içinde bulundukları durum insanı hemen yanıltabilir. Örneğin bir kişi tam eline Kuran alıp okumaya başlayacağı sırada, şeytan ona bazı kuruntular vermeye başlar. Arkadaşları bir barda ya da kafeteryada otururken, Kuran okumasına gerek olmadığını, zaten hiçkimsenin Kuran okumadığını fısıldayarak onu bu doğru yolundan alıkoymaya çalışır. Hak olan seçim Kuran okumak iken, şeytan insanı bundan engellemeye çalışır. Ya da İslam yolunda bir fedakarlık yapacağı, fakir bir kişiye yardım edeceği, bir sadakada bulunacağı zaman "insanların büyük bir bölümünün fedakarlık yapmadığını, bunu yapmanın enayilik" olduğunu söyleyerek bu hayrı engellemeye çalışır. Çoğu zaman da bu çağrısına karşılık bulur.
Oysa Allah "Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar" (Enam Suresi, 116) ayetiyle insanların büyük bir bölümünün içinde bulundukları durumunu insanlara bildirmiştir. Bu iman edenler için çok önemli bir uyarıdır.
Çünkü herhangi bir kötülüğü, kötü ahlakı ya da Kuran'a muhalif bir tavrı çok kişinin yapması bu olayı ya da hareketi meşru hale getirmez. Bunu yapan kişilerin sayısı ister binlerle isterse milyonlarla ölçülsün sonuç değişmeyecektir. Kuran'da haramlar, helaller ve Allah'ın razı olacağı ahlak detaylı olarak tarif edilmiştir. Bunun dışında olan herşey batıldır.
İşte insanların büyük bir bölümünün Allah'ı inkar etmelerinin ya da Kuran ahlakını yaşamamalarının nedeni "çoğunluğun yolunu takip etmeleri", Kuran'a uymamalarıdır. Oysa çoğunluğa uyanların Kuran'a göre konumu açıklandığı halde, bunu gözardı etmek, hakka, doğruya, vicdanına göre değil de, çoğunluğa göre hareket etmek iman etmiş bir kişinin şiddetle kaçınacağı bir ahlaktır. Bunun nedeni insanın vicdanının sesini dinlememekte ısrar etmesi ve artık vicdanının körelmesidir. Oysa vicdanın üzerindeki tüm baskı ve telkinleri kaldırarak, samimi olarak Allah'a yönelmek insanı kurtuluşa götürecek tek yoldur.
Çoğunluğun basit ve ibret dolu yaşamının tercih edilmesi şeytanın etkisinin bir sonucudur. İnsan şeytana karşı her an dikkatli olmalı, kendisini türlü yöntemlerle etkilemesine izin vermemelidir. Çünkü şeytanın sunduklarında her ne kadar dünya şartları içinde cazip gibi gözükse de, insanı kesinlikle yanıltmamalıdır. Dünya hayatı geçicidir ve şeytanın bu kısa hayat içinde sundukları kısa bir süre içinde yokolup gidecektir. Bunlarda cazip olan hiçbir yön olmadığı gibi, aksine ibret alınması gereken çok şey mevcuttur. Çoğunluğun şeytanın telkinlerine uyup, dünya hayatına kanan insan cehennem ehlinin çok büyük bir kalabalık olduğunu da asla aklından çıkarmamalıdır.
Allah iman edenlerin sayısının her zaman az olduğunu ve cennet ehlinin de az sayıda olacağını ayetleriyle bildirmiştir. Bu nedenle "çoğunluk birşeyi yapıyorsa o mutlaka doğrudur" şeklindeki bir düşünce insanı dönüşü olmayan bir yola götürebilir, cehennem ehliyle birlikte haşredilmesine neden olabilir. İnsan vicdanında Kuran'ı ölçü alarak neyi doğru buluyorsa onu yaşamalıdır. Çünkü en adil hükmü verecek olan Allah'tır ve Kuran'da inanan ve şeytana uyan insanların sonları şu şekilde bildirilmektedir:
Rabbinin rahmet ettikleri dışında. Onları bunun için yarattı. Böylece Rabbinin (şu) sözü tamamlanıp gerçekleşmiştir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan, (kafirlerin) tümüyle dolduracağım." Hud Suresi, 119
"Andolsun, senden ve içlerinde sana tabi olacak olanlardan tümüyle cehennemi dolduracağım." Sad Suresi, 85
Allah'ın ayetleriyle de bildirdiği bu gerçeği gözardı ederek yaşamak çok büyük bir akılsızlıktır. Ahirette sonsuz nimetlerle ödüllendirilmek için insanın dünya hayatında vicdanının sesini dinlemesi şarttır. Aksi ise yukarıdaki ayette de bildirildiği gibi bir son olacaktır. Doğruyu gördüğü halde "bunu bir tek ben mi değiştireceğim" diyerek herkesin yaptığına katılmak insanı kaçınılmaz son olan cehenneme sürükler. Asla akıldan çıkarılmaması gereken gerçek "her insanın tek başına, yapayalnız ve yalın olarak Rabbine hesap vereceği"dir. Bu hesap anında kimse kimseyi kurtaramayacak, kimse kimseye yardım edemeyecek, "onlar yaptığı için ben yaptım" şeklinde bir açıklama yapamayacaktır. Aksine herkes kendini bu duruma düşürenlere karşı yoğun bir kin ve nefret duyacak, lanet okuyacaktır. Ancak o gün gelip çattığı zaman, bu pişmanlıkların hiçbiri fayda vermeyecek, o şiddetli azaptan kurtulmaya çare olmayacaktır. İşte bu nedenle henüz dünyada iken insanın vicdanının sesini izlemesi ve kendine yol olarak Kuran'ın yolunu seçmesi gerekir. Doğruya iletecek ve doğruda başarılı kılacak olan ise alemlerin Rabbi olan Allah'tır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder