DÜNYAYA BAĞLANMAMAK
Kur'an ahlakını yaşamayan insanların en belirgin özelliklerinden bir tanesi dünya hayatına olan bağlılıklarıdır. Kur'an'da Allah tarafından "tutkulu bir oyalanma" olarak ifade edilen dünya hayatı, bu insanlara adeta hiç bitmeyecek ve sonsuza kadar devam edecekmiş gibi gelir. Kurdukları bütün planlar, yaptıkları bütün hesaplar dünyaya yöneliktir. Kendilerince olabilecek en rahat, en konforlu, en zengin hayatı elde etmek onlar için en büyük amaçtır.
Halbuki dünya hayatına bağlanmak ve dünyayı kalıcı zannetmek büyük bir hatadır. Çünkü dünya hayatı sadece geçici bir süre için yaratılmıştır. Allah katında zamanı belli bir günde dünya, üzerindeki herşeyle birlikte paramparça olarak yok olacaktır. İnsan hayatı ise bir çırpıda bitiveren çok kısa bir süredir. Çocukluğun ardından insan nasıl olduğunu anlayamadan gençliğe, gençlikten ise kısa bir süre içinde ve hiç beklemediği kadar hızlı bir süratle yaşlılığa adım atar. Yaşlılık ise insanı bir çırpıda ölüme götürür. Nitekim Allah ölümün insanlara çok yakın olduğunu, insanın nerede ve ne zaman öleceğini bilmeyeceğini Kur'an'da bize şöyle haber verir:
Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah'ın katındadır. Yağmuru yağdırır; rahimlerde olanı bilir. Hiç kimse, yarın ne kazanacağını bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceğini bilmez. Hiç şüphesiz Allah bilendir, haberdardır. (Lokman Suresi, 34)
Dünya hayatı çok eksik ve kusurludur..
Allah bu dünyayı çok eksik ve kusurlu yaratmıştır. Ancak insanların ruhuna herşeyin mükemmelini elde edebilme arzusu vermiştir. İnsanların yaradılışında olan bu istek, onların dünya hayatında asla tatmin olamamalarını sağlar. Böylece Allah inanaların ahirete olan özlemini arttırır ve cenneti daha büyük bir istekle arzu etmelerini sağlar. Dünyanın bu eksikliklerini düşünmek bile insanın dünya hayatının sadece bir ara mekan olduğunu ve asıl hayatın ahirette başlayacağını anlaması ve dünyaya bağlanmaması için yeterlidir. Dünyanın geçiciliği ve değersizliğini işaret eden ayetlerden biri de Nisa Suresinin 77. ayetidir.
"Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksınız."
İnananlar için asıl olan hayat ahiret hayatıdır. Tüm insanlar fıtratlarında olan bütün istekleri ancak ahirette karşılayabilecekleri bir kanunla yaratılmışlardır. Örneğin her insanda sonsuza kadar yaşama isteği vardır ancak dünya çok kısadır ve ölüm hemen insanı yakalamaktadır. Sonsuza kadar yaşamak ise ancak ahirette mümkündür. Üstelik, insan sonsuza kadar genç kalma isteğindedir ancak dünyada yaşlılık vardır. İnsan kusursuz bir güzelliğe sahip olmak ister, ancak dünyadaki bedenimiz hem çok kusurludur hem de kısa süre içinde yaşlılık bütün güzelliği alır. Ancak ahirette Allah müminleri, dünyada gösterdikleri güzel ahlaka karşılık olarak, hayal bile edemeyecekleri bir güzellikle yeniden yaratacaktır. Bu nedenle asıl bağlanılacak ve umut edilecek olan dünya değil ahiret hayatıdır.
İnsanlar dünyaya sadece denenmek amacıyla gelirler..
"O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı." (Mülk Suresi, 2) ayetinde de bildirildiği gibi insanlar dünyaya sadece denenmek amacıyla gelirler. Dünya hayatı güzel ahlaklı, vicdanlı ve samimi olan insanlarla, zalim ve vicdansız olanları birbirinden ayırma mekanıdır. Ahirette altından ırmaklar akan cennetlerdeki yüksek köşklerde kimlerin oturacağı ve cehennemdeki azabın içine kimlerin gireceği burada belirlenir. Bu nedenle insanın dünya hayatını çok iyi değerlendirmesi ve ahiret için çok ciddi bir hazırlık içinde olması gerekir. Dünyaya ait olan herşeyin imtihan için yaratıldığı ve tümünün kısa bir süre sonra yokolup geriye sadece kişinin kazandıklarının kalacağı hiç akıldan çıkarılmamalıdır.
İnsanlar dünya hayatında okullarda okur, bir meslek sahibi olur, evlenir, çocuklar edinir, eğlenir, dostlar kazanır, ticaretle ilgilenir ve bunun gibi pek çok şeyle hayatlarını geçirirler. Ancak bütün bunları yaparken unutulmaması gereken en önemli şey bütün bunların bir "amaç" olmadığıdır. İnsan dünyaya sadece Allah'a kulluk etmek amacıyla gelmiştir. Bu sırrı, Allah Kur'an'da "Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım." diye haber vermektedir. İyi bir meslek, okumak, eğlenmek, dostlar edinmek, ticari gelir elde etmek Allah'ın dünya hayatında insanlara sunduğu nimetler arasındadır, ancak bunların Allah'ın rızasını kazanmak için birer araç olarak yaratıldığını hiç akıldan çıkarmamak gerekir. Eğer insan Allah'ı ve ahireti unutarak dünya hayatını bir amaç haline getirirse mesleği, evliliği, dostları, bilgileri ona büyük bir bela haline dönüşebilir. Aradığı huzuru ve mutluluğu bunlarla edinemez, rahat bir hayat yaşayamaz ve en önemlisi de Allah kendisinden razı olmayacağı için ahirette sonsuza kadar azab çekmekten kurtulamaz. İşte bu nedenle, müminler için aslolan Allah'ın dünyada verdiği nimetler ile Allah'ın rızasını aramak, hepimizin hesaba çekileceği o büyük günün şiddetinden sakınıp korkmak ve o gün için hazırlık yapmaktır.
Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi. (Ankebut Suresi, 64)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder