BEDİÜZZAMAN'DAN HİKMETLİ HATIRALAR-2
Allah'a iman insanın tüm hayatını değiştirir; hareketlerini, ahlakını, kişiliğini, konuşmalarını mükemmelleştirir. İslam ahlakını benimseyen bir insan her konuda olumlu, olgun, faydalı ve akılcı hareket etmeye başlar. Olayları pozitif ve hayırlı değerlendirmek de Kuran ahlakının insanlara kazandırdığı güzel özelliklerden bir tanesidir.
Halk arasında olaylar genellikle ya en kötü yönleriyle ya da olduğundan daha olumsuz gösterilerek etrafa yayılır. İnsanlar kötü haber vererek, sıradışı, korkutucu ya da şaşırtıcı olmak isterler. Bunun sebebi şeytanın insanları daima kaosa, kargaşaya, çözümsüzlüğe yöneltmek istemesi ve kalplere korku ve tedirginlik vermeye çalışmasıdır. Şeytan sakin, akılcı, huzurlu ortamları sevmez. Felaket haberleriyle insanlara endişe vermek, Allah'ı unutturmak, dinin onlara getirdiği güzellikleri yaşamalarını engellemek ve kendi dertlerine düşürmek ister. Dünya hayatının sorunlarıyla oyalayarak, ahireti unutturmayı hedefler.
Bu nedenle Allah iman edenleri olumsuz düşünmekten ve konuşmaktan meneder. Olayları akılcı, mantıklı, ancak her zaman hayır yönünü arayarak, olumlu değerlendirmeyi emreder. Kuran'ın bir çok ayetinde Müslümanlar kendi aralarında müjde verici, şevklendirici, kalbe rahatlık ve neşe veren konuşmalar yapmaya teşvik edilir. Nitekim peygamberlerin en zor şartlar altında bile yaptıkları konuşmalar kalbe huzur veren, olumlu konuşmalardır. Her zaman, her olayda kaderi, Allah'ın olaylar üzerindeki kontrolünü, merhametini, gücünü, aklını, dostluğunu hatırlatan konuşmalar yaptıkları görülür. Üslupları sakinleştirici, itidali sağlayıcı ve yatıştırcıdır.
Kuran ahlakının bu özelliğini Bediüzzaman Sait Nursi'nin hayatının her anında görmek mümkündür. Bediüzzaman da her zaman çevresindeki insanlara olayları hayırla ve güzellikle değerlendirmelerini tavsiye etmiş ve kendisine olumuz konuşmalar yapılmasını engellemiştir. Talebelerini güzel ve hikmetli konuşacak şekilde eğitmiştir. Nitekim Üstad'la tanışma ve onun yanında yeralma şerefine kavuşmuş olan bir çok kişi onun bu özelliğine şahit olmuştur.
1927'de Malatya'da doğan, 1950'lerde Büyük Doğu mecmuasında çalışan ve çeşitli kereler Üstad'la görüşmeleri olan Ahmed Ramazan, bu kişilerden birisidir. Bir anısında Bediüzzaman'ın kendisine verdiği "olayları olumlu değerlendirme" tavsiyesini şu şekilde bizlere aktarmıştır.
"Irak, Suriye ve Mısır'ı dolaşmış ve Üstad'ın ziyaretine gitmiştim. Gezdiğim yerlerdeki Müslümanların İslam'a uyamyan gayr-i islami hallerini üzülerek görmüştüm. Bunları Üstad'a anlatmak istedim. Daha ilk cümlede Üstad eliyle "Sus" işareti yaparak, "Bana onların iyi taraflarını anlat, fena vaziyetlerini anlatma" diyerek ikaz etti.
Bediüzzaman'ın buradaki tepkisi her olayın Allah'ın kontrolünde ve bir hikmetle gerçekleştiğini bilmenin getirdiği bir mümin tavrıdır. Allah heryerde ve her insanın üzerinde tek hakimdir. Olumsuz gibi görünen olaylar da Allah katında belirlenmiş bir kadere tabi olarak gerçekleşir. Allah dünyayı bir imtihan yeri olarak yaratmıştır. Günleri lehte bir aleyhte çevireceğini bildirmiş ve bu durumun insanların İslam ahlakında gösterecekleri sabrı denemek için gerçekleşeceğini açıklamıştır. Bu nedenle olumsuz gibi görünen olaylar aslında kişinin Allah'a olan güvenini ve bağlılığı göstermesi için eline geçen önemli fırsatlardır.
Ayrıca sorun gibi görünen her olayın bir çözümü vardır. Yapılması gereken tek şey samimi, ihlaslı davranmak ve Allah'a tevekkül etmektir. Bu nedenle imanlı bir insanın felaket ya da uğursuzluk olarak değerlendirebileceği hiç bir şey olamaz. Müslümanlar herhangi bir olayı çevrelerine anlatırken önemini ya da ibret alınması gereken yönünü bildirmenin yanısıra mutlaka hayırlarını ve getireceği güzellikleri de anlatmalıdır.
Nitekim Üstad'ın hasta bir yakınını ziyarete gittiğinde söylediği şu sözler bir Müslümanın karşılaştığı her olayı bir hayır olarak değerlendirmesi gerektiğine çok güzel bir örnektir.
Hastanın "ben yüz gündür başımı yastığa koyup yatamadım" diye yaptığı acı şikayetine karşı ben çok acıdım, birden hatırıma geldi ve dedim: "Kardeşim, geçmiş sıkıntılı yüz günün şimdi sürurlu yüz günün hükmündedir. Onları düşünüp şekva etme: onlara bakıp şükret. Gelecek günler ise, madem daha gelmemişler, Rabbin olan Rahman-ür Rahimin rahmetine itimat edip, dövülmeden ağlama, hiçten korkma, ademe vücud rengi verme, bu saati düşün; sendeki sabır kuvveti bu saate kafi gelir. Divane bir kumandan gibi yapma, bütün kuvvetini bu saate karşı tahşid et, rahmet-i İlahiyeyi ve mükafat-ı uhreviyeyi ve fani ve kısa ömrünü, uzun ve baki bir surete çevirdiğini düşün. Bu acı şekva yerine ferahla, bir şükret" diye mukabele ederek örnek bir teselli dersi verir.
Üstad, Müslümanlara has olan "güzel gözle değerlendirme" özelliğini karşılaştığı her olayda en güzel şekilde göstermiştir. Bediüzzaman'ın tefekkürlerini kaleme aldığı eserlerindeki her izahın ve her satırın insanın kalbine ferahlık ve neşe vermesinin sebeplerinden biri de budur. Çünkü onun anlatımında hiçbir zaman çözümsüzlük ya da olumsuzluk yoktur. Diğer insanların zor gibi değerlendireceği durumları Üstad kolaylaştırarak anlatmış, her konunun özünü açıklamış ve kendisine sorun olarak sunulan her konunun çözümünü Müslümanlara açıklamıştır.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder