KADERE İMAN EDEN BİR İNSANDA HÜZÜN OLMAZ
Allah'a iman eden insanların üzerinde huzurlu, rahat bir ruh hali vardır. Onlar yaşamış oldukları ve yaşayacakları şeyler karşısında son derece mütevekkil bir ahlak içindedirler. Başlarına gelen hiçbir olay, hiçbir zorluk, hiçbir sıkıntı, yaptıkları hiçbir hata onların üzüntüye kapılmasına neden olmaz. Çünkü onlar başlarına gelen irili ufaklı herşeyin, Allah'ın kendileri için hazırladığı kaderlerinde binlerce yıl öncesinden belli olduğunu bilirler.
"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır." (Hadid Suresi, 22)
Ancak insanların büyük bir çoğunluğu hüzünlenmeye açıktır. Bu kişiler yaşadıkları olaylardan çok çabuk etkilenir ve henüz bunların sonucunu görmeden, kendi mantıklarıyla hemen kötüye yorar, hüzne kapılırlar. Zihinlerini gerçekliği olmayan, henüz gerçekleşmemiş, gerçekleşmiş olsa bile ileride nasıl sonuçlanacağı belli olmayan konularla meşgul ederler. Her nereye dönseler akıllarında hep bu olumsuzluklar olur. Bunları hayra yormak, Allah'ın bir hikmet üzere yarattığını düşünmek gibi bir fikri akıllarına dahi getirmezler. Adeta hüzünlenmekten zevk alırcasına, bu mantıklarını değiştirmemekte direnirler.
Oysa hüzün insanın Allah'ı unuttuğunun, herşeyin kontrolünün O'nda olduğundan gafil olunduğunun önemli bir alametidir. Bu, kalbi Allah'tan uzak, dünyanın yaratılış amacını unutan insanların içine düştüğü kirli bir ruh halidir. İnsanı şeytanın vereceği vesveselere açık bir hale sokan, Rahmani bilginin etkili olmasını engelleyen şeytani bir örtüdür. Bu nedenle hüzne kapılan bir insan hem beyin olarak hem de fiziksel olarak hızla çöker. Mantık örgüsünde keskin bozukluklar oluşur. Düz mantıklar dahi kuramaz bir hale gelir. Ruhen sağlıklı bir insanın konuşması gibi konuşamaz, cümle kurmakta zorlanır. Sesinde, yüzünde, bakışlarında ve mantığında sürekli olarak yaşadığı hüzün açık bir şekilde görülür. Unutulmamalıdır ki hüzün, içinde yaşadıkları cahiliye toplumunun insanlara getirdiği önemli bir beladır. Ancak şeytan hüznü insanlara süsleyerek sunduğundan ona uyanlar hüzünden zevk alır hale gelirler. Bunun büyük bir bela olduğunu farketmezler. Şeytan onlara hüznü güzel bir duyguymuş gibi gösterir ve ruhunda bu duyguyu yaşamayanların duygusuz olacakları yönünde telkin yapar. Oysa şeytanın insanları mutsuz etme yönünde bir çabası olduğuna Kuran'da dikkat çekilmiştir. Allah Hz. Adem ve eşini bu konuda uyarmış ve şeytana uydukları takdirde mutsuz olacaklarını bildirmiştir: "Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun." (Taha Suresi, 117)
Gerçekten de hüzün şeytanın insanlara karşı kurduğu tuzağın önemli bir bölümüdür. Amacı insanları ağlamaktan hoşlanan, gülmekten korkan kişiler yaparak cennetin özlemini, güzel ahlakın nimet olma özelliğini hissetmelerini engellemektir. Bu nedenle kendisine kulak verenleri gerçeklerle değil, hayal kırıklıkları ve hüzün dolu, kabusa andırır bir hayatın içine sokar. Kendilerini düşünmekten, Allah'ı düşünemeyen, mutlu olmak için gittikçe batıl yolların içine sapan, tevekkül etmenin ne demek olduğundan habersiz bir nesil yetiştirir. Kalplerine Allah sevgisinin yerleşmesine bu şekilde mani olur. Onları hüzünle oyalayıp durur. Onların üzerinde isyankar, kavgacı bir model oluşturarak itaatin, mütevaziliğin etkisini yok etmeye çalışır. İnsanları kadere karşı isyankar bir ruh haline sokarak; başlarına gelenlerden dolayı hesap soran, ağlayan, kızan, hüzne kapılan insanlar meydana getirir.
Şu bir gerçektir ki bir insan haktan kaçınıp batıla sarılmayı güzel görürse Allah ona zorluk ve mutsuzluk dolu bir hayat yaşatır. Elini attığı herşey ona sıkıntı ve zorluk olarak geri döner. O kişi baktığı güzel şeylerden dahi zevk alamaz bir hale gelir. Üzerinde gülmekten çok ağlayan, sevinmekten çok, üzülen bir hal oluşur. Bu onların Allah'ı inkar etmelerine karşılık olan cezalarıdır. Allah Tevbe Suresi 82. ayetinde "Öyleyse kazandıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar." şeklinde bildirir.
Ayrıca Allah, iman etmekten ve O'nun öğüdünü dinlemekten kaçınan bu insanların hayatları boyunca mutsuz ve bedbaht olacağını da A'la Suresi'nde bildirmiştir:"Allah'tan 'İçi titreyerek korkan' öğüt alır-düşünür. 'Mutsuz-bedbaht' olan ondan kaçınır."(A'la Suresi, 10-11)
Oysa Allah'a iman edenlerin üzerinde Kuran ruhunun hakimiyeti açık bir şekilde hissedilir. Mantıklarında cahiliyenin yaşadığı hüznün etkisi görülmez. Onların ruhları ve bedenleri neşeye ayarlıdır. Çünkü insanın bir yandan imanı yaşarken, diğer yandan hüznü yaşaması mümkün değildir. Kalbini tümüyle Allah'a bağlayan, O'nun Kitab'ına tam anlamıyla uyan insanların ruhlarında hüzne yer olmaz. Hüznün yerini neşe, mutluluk, huzur ve güven duygusu alır. Rablerine olan güvenleri onları bu karamsar dünyadan uzak tutar. Bu nedenle de başlarına gelen her ne olursa olsun onları hüzne kaptırmaz. Neşelerini bozmaz, morallerini etkilemez. Müminler cennetteki sonsuz hayata ayarlı insanlardır. Allah'ın oranın halkı ile ilgili olarak Kuran'da verdiği ahlaki özelliklere sahip olmak için itina ederler. Kuran'da cennet halkıyla ilgili olarak Allah'ın verdiği örneklerden biri de onların sürekli olarak sevinç ve mutluluk içinde olduklarıdır:
"Gerçek şu ki, bugün cennet halkı, 'sevinç ve mutluluk dolu' bir meşguliyet içindedirler."(Yasin Suresi, 55)
Allah Kendi yoluna uyan samimi insanları dünya hayatında da ahiret hayatında da mutsuz etmez, onlara hüznü, sıkıntıyı tattırmaz. Bu samimi insanlara güzelliklerin yollarını açar, onları bol nimetleriyle rızıklandırır. Anlayışlarını açar, güzelliklerden diğer insanlara göre daha fazla zevk almalarını sağlar.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder