NİMETLERE ŞÜKRETMEK-2-
Şükretmek bir insanın kendisine verilen nimetlerin değerini bildiğini ve bunların Rabbinden gelen büyük bir lütuf olduğunun şuurunda olduğunu göstermesi için yaptığı bir ibadettir. Bediüzzaman'ın şükretmenin önemini anlattığı sözlerinden biri şu şekildedir:
"İnsanı camiiyetine göre en ala mevki olan ahsen-i takvime çıkarmak vasıtası şükürdür. Şükür olmazsa esfel-i safiline düşer, bir zulm-ü azimi irtikab eder."
Müminler verdiği tüm nimetler için Rablerine sözlü olarak sık sık şükrederlerken, bir yandan da bu nimetleri hayır işlerinde, Allah yolunda kullanarak fiili olarak da şükretmiş olurlar. İnsanın kendisine verilen her nimet için farklı bir şükretme yolu vardır.
Bir insanın sağlığı için nasıl şükretmesi gerektiğine bir önceki yazımda değinmiştim. Bu yazımda ise müminlerle birlikte olmanın şükrünün nasıl verilmesi gerektiği üzerinde durmak istiyorum. Müminlerle birlikte olmak Allah'ın bir insana verdiği en büyük nimetlerden biridir. Çünkü müminler Allah'ın yeryüzündeki halifeleridir. Allah'ın güzel ahlakla tecelli ettiği emin insanlardır.
Bir müminle birlikte olmak insanı her an her koşulda, her açıdan destekleyecek sağlam bir dostun yanında olmak anlamına gelir. Çünkü insanın içinden çıkamadığı konularda samimiyetine ve dürüstlüğüne güvenebileceği, aklına ve fikrine danışabileceği, verilen tavsiyenin hiçbir art niyet içermediğinden emin olabileceği tek insan salih bir mümindir. Nitekim Allah'tan korkmayan bir insan, çevresindekileri kendi çıkarlarına göre yönlendirmek isteyebilir, bu nedenle kendisine danışıldığında karşısındakinin değil, kendisinin faydasına olacak bir tavsiyede bulunup gerçeği gizleyebilir. Ancak Allah'tan korkan bir insan kendi çıkarlarıyla çatışsa bile doğru olan cevabı karşı tarafa dürüstçe dile getirir. Karşı tarafın iyiliği ve başarısı kendi iyiliği ve başarısından daha önemli olur. Bu nedenle müminlerle birlikte hareket eden bir insan kolay kolay dara ve sıkıntıya düşmez.
Kur'an'da Allah müminlerin birbirlerinin velileri olduğunu bildirmiştir. Bu nedenle müminler, birbirlerinin sadece aklını değil, moralini, sağlığını, neşesini, imanını, gücünü ve şevkini de destekleyen ve koruyan insanlardır. Her mümin bir diğeri için Allah'ın yeryüzüne özel olarak gönderdiği yardımcı ve destekçi konumundadır. Müminlerin uyduğu bir yola uyan insan da ömür boyu sırtını rahatlıkla dayayabileceği, her zor anında yanında bulabileceği, kendisine asla sadakatsizlik, vefasızlık yapmayacak, hiçbir zaman şaşırtmayacak, doğru yoldan asla alıkoymayacak cennet arkadaşlarıyla birlikte bir ömür sürmüş olur.
Nitekim Hz. Musa Allah'tan gelen vahiy üzerine Firavun'a tebliğ yapmaya giderken, Allah'tan kendisine ailesinden bir yardımcı kılmasını, kardeşi Harun'u yanına vermesini, onunla arkasını kuvvetlendirmesini, işinde ortak yapmasını istemiştir. Böylece iki kişi beraber Allah'ı daha fazla anacaklarını ve daha çok tesbih edeceklerini söylemiştir. Allah bu duanın karşılığı olarak Musa peygambere destekçi olarak kardeşi Harun'u yanına vermiştir. Kur'an'da dile getirilen Hz.Musa'nın bu duası, tek bir müminin destekçi olmasının bile insan için ne kadar büyük bir nimet olduğunu anlamamız için yeterlidir.
Bu nedenle müminlerle birlikte olmak, Allah'a karşı şükrünün çok iyi verilmesi gereken bir nimettir. Bunun ise iki yolu vardır. Biri bu nimeti kendisine verdiği için Allah'a olan şükrünü sözlü olarak dile getirmek, ikincisi ise müminlerin kıymetini bildiğini hal ve tavrıyla Allah'a ve müminlere göstermektir.Nitekim müminlerin kıymetini bilmek bir çok şekilde olur. Onların en güzel, en rahat koşullarda yaşamasını sağlamak için çaba sarf etmek bunun yollarından biridir. Müminlerin bulundukları ortamları güzelleştirmek, temizlemek, rahat etmeleri için gereken her türlü imkanı sağlamak müminlere verilen kıymetin bir alametidir. Nitekim Allah'ın İbrahim peygambere verdiği şu güzel tavsiyeler, müminlerin bulundukları yerlere itina etmenin onlara verilen değerin bir işareti olduğunu açıkça göstermektedir.
"Hani biz İbrahim'e Evin (Kabe'nin) yerini belirtip hazırladığımız zaman (şöyle emretmiştik:) "Bana hiç bir şeyi ortak koşma, tavaf edenler, kıyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut." (Hac Suresi, 26)
Bir insanın müminlerle birlikte yaşamaktan dolayı duyduğu sevinci göstermesinin diğer bir yolu ise onlara manevi olarak destek olmak ve tüm müslümanları cehennem azabından korumak için çabalamaktır. Müminlerin kalbindeki neşeyi artırmak, olabilecek en güzel tarzda onlarla konuşmak, yapılan her hayırlı işte müminleri şevklendirip teşvik etmek ve her zaman cennet müjdeleri vermek bunun için yapılması gerekenlerdendir.
Zira çoğu zaman insanlar karşılarındaki insanların moraline, keyfine dikkat etmez. Bilerek veya bilmeyerek kalp kırıcı, küçük düşürücü, alaycı konuşmalar yapıp insanları taciz eder, etraflarına rahatsızlık verirler. Tüm bunlar insanın karşısındaki kişiye değer vermediğinde ortaya çıkan tavır bozukluklarıdır. Bu nedenledir ki, müminlere verilen değerin gösterilmesi tüm bunları yapmamaya itina ederek olur. Müminlerin kıymetini bilen bir kişi, onların rahatsız olacağı, keyiflerini kaçıran, taciz eden hiçbir tavır, hal içine girmez ve her zaman düşünerek ve karşısındaki müminin ruh halini hesaba katarak konuşur. Saygısını, sevgisini en güzel kelimelerle ve en güzel tavırlarla belli eder.
Müminlere verilen değeri göstermenin diğer bir yolu da zor zamanlarda müslüamanlara destek olmak, inkarcılardan gelen baskılara karşı onları en güzel şekilde savunmak, uğranabilecek iftiralara karşı kesin tavır göstererek müminlerin yanında yer almak ve menfaat çatışması söz konusu olsa bile, böyle anlarda müminlere destek olup savunmaktır.
Ancak bütün bunların yanısıra müminlerin varlığından dolayı duyulan heyecanı ve sevgiyi göstererek şükretmenin belki de en güzel yolu, onları cehennem azabından korumak için gösterilen çabadır. Müslümanların hatalarını uyarmak, gaflete düşmelerine engel olmak için Allah'ı ve ahireti hatırlatmak, yol göstermek ve yakinlerini artırıcı tedbirler almak bir insanın iman edenlerle birlikte yaşadığı hayatın şükrünü vermesinin en makbul yoludur.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder