"BEDİÜZZAMAN'IN GÜZEL AHLAKINDAN ÖRNEKLER"
-8-
BEDİÜZZAMAN'IN ALLAH'IN DİNİNİ TEBLİĞ ETMEDEKİ KARARLI TAVRI
Allah Kuran'da gerçekten iman eden ve dinin gereklerini titizlikle yerine getiren insanların sayısının çok az olacağını bildirmiştir. Buna karşılık insanları dünyaya çeken, ahiret gününü unutturan, onlara Kuran'da geçen ifadeyle "yaldızlı sözler fısıldayarak" Allah yolundan engelleyen insanların ise sayıca çok kalabalık olacağını haber vermiştir. Allah Kuran'da insanların çok azının iman edeceğini şöyle belirtmektedir:
Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitab'ın ayetleridir. Ve sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların çoğu iman etmezler. (Rad Suresi, 1)
Allah Hicr Suresi 13-15. ayetlerinde de insanların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açılsa ve oradan yükselseler de iman etmeyeceklerini, "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerini haber verir. Ayrıca Allah peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'e "Sen şiddetle arzu etsen bile, insanların çoğu iman edecek değildir." (Yusuf Suresi, 103) demiştir.
Gerçekten de peygamberlerin her biri tek başlarına kavimlerinin karşısına çıkıp Allah'ı ve dini tebliğ etmeye başladıklarında onlara iman eden, savunup destekleyenler ancak çok az bir topluluk olmuştur. Örneğin Hz. İbrahim peygambere iman eden bir ev halkı kadar insan olduğu Kuran'da haber verilmektedir. (Zariyat Suresi, 36) Hz. İsa peygambere tabi olanlar da birkaç havari olmuştur. Hz. Musa peygambere de Firavun'un ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla kendi kavminin azınlık olan gençlerinden başka iman eden olmamıştır. (Yunus Suresi, 83) Bu, tarih boyunca da hep böyle süregelmiştir. Çünkü bu, Allah'ın Kuran'daki sünnetidir ve Allah'ın sünnetinde bir değişiklik olmayacağı bildirilir. (İsra Suresi, 77)
Elbette ki geçmişte yaşamış bu kişi ve toplulukların isimleri, tarihleri, bulundukları mekan ve ülkelerin konumları değişmişse de, inkarcıların sahip oldukları ahlak ve bakış açıları, dini red amaçlı kullandıkları ifadeler ve ileri sürdükleri mantıklar hep aynı olmuştur. Bu durum Kuran'da "Onlar bunu tarih boyunca birbirlerine vasiyet mi ettiler?.." (Zariyat Suresi, 53) ayetiyle bildirilmektedir. Bu nedenle Allah Kuran'ın pek çok ayetinde insanların çoğunluğuna uymanın zarar getireceğini bildirmiştir.
İşte tarih boyunca mümin topluluklarının azınlık olmasına bir örnek de Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin yaşadığı dönemdir. Nitekim tüm kalbi ile Allah'a yönelen Üstad İslam dinini çevresine büyük bir sabır ile anlatmasına rağmen belirli bir sayıdaki Nur talebesi dışındaki insanlar Allah'ın dosdoğru olan yolunu kabul etmemişlerdir. Ancak Allah'a katıksızca yönelen Üstad Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmayı her türlü dünyevi menfaatin üzerinde görmüş, az sayıda bir mümin topluluğu olsalar da din tebliğine ölene kadar devam etmiştir. Çok çeşitli sıkıntı ve zorluklarla karşılaşmışsa da büyük bir sabır ve cesaret göstererek daima Kuran ile hükmetmiş ve Allah'ın istediği davranışları göstermiştir. Daima şükreden, Allah'a yönelen ve ahiret gününü düşünen bir kul olmuştur. Bu konuda Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri yanındaki dava arkadaşlarına da, "Muvaffakiyet halis niyetin refikidir, yani arkadaşıdır. Kim Allah için hareket ederse, Allah da onunla beraberdir" diyerek öğütte bulunmuştur.
Üstad Allah'ın kuvvet sahibi, üstün ve güçlü olduğunu ve Kuran'da haber verilen galip gelenlerin her zaman için Allah'ın taraftarlarının olacağı vaadine (Maide Suresi, 56) iman etmiştir. Bu nedenle de onlarca insan içerisinde kendisi ve sayısı az din kardeşi ile birlikte Kuran'ın tüm hükümlerini büyük bir titizlikle yerine getirmiştir. Daima Hak yoldan ilerlemiştir. Kimi zaman ise inkarcıların baskıları sonucu tek başına sürgün edilip ayrı bir mekanda tecrit edilmişse de, Allah'ın dinini yaşama ve çevresindekilere anlatma konusunda her zaman için büyük bir azim ve sebat içerisinde olmuştur.
Elbette ki Üstad, Allah'ın müminleri az sayıda olarak takdir etmesinde pek çok hayır ve güzellikler görmüştür. Öncelikle, sayıca az olmanın kendisinin ve din arkadaşlarının imanlarını, ihlaslarını, sabırlarını, tevekküllerini, sadakatlerini, kararlılıklarını, cesaretlerini ispatlamaları için bir vesile olduğunu düşünmüştür. Kötülerin sayısının çoğunlukta olması az sayıda olan iyilerin kıymetini daha da ortaya çıkarttığını söylemiştir. Bir sözünde "Her şey zıttıyla bilinir. Güzelliğin güzelliğini artıran çirkinin çirkinliğidir." demiştir.
Elbette ki kötülüklerin ve kötülerin olması, iyilerin ve iyiliklerin kıymetini artırır. İmtihan olan insanlar bu iki ayrı yapı arasında seçim yaparak sonsuz hayatlarındaki mekanlarını belirlerler. Bediüzzaman Said Nursi'nin de dediği gibi;
"Din bir imtihandır. İlahi sorumluluk bir tecrübedir. Sonuçta aşağılık ruhlar ile yüksek ruhların birbirinden ayrılması içindir. Nasıl ki bir madene ateş veriliyor, sonuçta elmas ile kömür, altın ile toprak birbirinden ayrılır. Aynı şekilde bu imtihan yurdunda mevcut olan ilahi sorumluluk yarışmaya sevktir; insan madeninde bulunan üstün cevher ile aşağı unsurlar birbirinden ayrılsın. Madem Kuran, bu imtihan yurdunda insanlığın ilerlemesi için indirilmiştir."
Bu nedenle Üstad'ın ve Kuran'da zikredilen peygamberlerin yaşamlarını kendilerine örnek alan Müslümanlar, Allah'ın yardımı, ihlas ve iman ile her güçlüğün üzerinden gelebileceğini bilmelidirler. Allah nice az toplulukları, daha çok sayıda olan inkarcı topluluklara karşı galip getirmiş, yardımıylı Müslümanları desteklemiştir. (Bakara Suresi, 249)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder