ALLAH DUALARI KABUL EDENDİR
"Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar." (Bakara Suresi, 186)
Kullarına şah damarlarından dahi daha yakın olan Allah, tüm insanları Kendisine dua etmeye çağırır. Dua ile Allah'tan yardım istemek Allah'ın lütfu ve insanlara verdiği çok büyük bir nimettir.
Dua, insanın aczinin farkında olduğunun mühim bir delilidir. Dua eden insan, herşeyi yaratanın ve herşeye gücü yetenin Allah olduğunu bilerek yalnızca Rabbinden istekte bulunur. İmanın göstergesi olan dua, Allah'a samimiyetle yönelmenin bir sonucudur. Bütün gücün ve kuvvetin sahibi olan Allah duayla ve samimiyetle kendisine teslim olduğu taktirde, o kişinin dostu ve yardımcısıdır. Pek çok eserinde bu önemli konunun üstünde duran Bediüzzaman Said Nursi, müminlerin bu önemli ibadetini şöyle ifade etmiştir:
"Dua bir ibadettir. Kul kendi aczini ve fakrını dua ile ilan eder." (Mektubat, s. 328)
Dua, mümin için çok büyük bir nimettir. Mümin yaptığı her işte Allah'a yönelip döner. İçin için, yalvara yalvara dua eder. En zor şartlarda bile imanlı bir insan asla ümitsizliğe kapılmadan, Allah'tan güç, kuvvet ve sabır diler. Allah'ın her zaman her şeyin en hayırlısını yarattığını bilerek umutla ve korkuyla yalnızca Allah'a yalvarır. Allah'tan istediği herşeyin en hayırlı şekilde son bulacağını bilir.
Her nerede olursa olsun Allah, müminle birlikte ve onun her yaptığına şahit olandır. Bu nedenle mümin için kontrol altında olmayan hiçbir olay yoktur. En sıkışık gözüken anda da Allah müminin yanındadır. İşte bu nedenle mümin böyle bir anı yaşarken muhakkak teslimiyetli bir ahlak gösterir. Allah bütün olayların başını sonunu bildiğinden ve bunların hepsini yaratan Kendisi olduğundan, önemli olan zaten sonu belli olan bir konuda müminin en güzel tavrı göstermesidir. Çünkü insanın göstereceği telaş, panik ve heyecan sonucu değiştirmeyecek, Allah'a tevekkül eden teslim olan müslüman hem dünyası hem de ahireti için büyük bir kazanç içinde olacaktır. Allah Kuran'da Hz. Musa peygamberin böyle bir andaki teslimiyet ve ümitvarlığını tüm inananlara örnek olarak bildirmiştir:
İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa'nın adamları: "Gerçekten yakalandık" dediler. (Musa:) "Hayır" dedi. "Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir."Bunun üzerine Musa'ya: "Asanla denize vur" diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu. Ötekileri de buraya yaklaştırdık. Musa'yı ve onunla birlikte olanların hepsini kurtarmış olduk. Sonra ötekileri suda boğduk. Şüphesiz, bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu iman etmiş değildirler. (Şuara Suresi, 61-67)
Bütün güç Allah'ın elindedir. Birşeyin olup olmaması yalnızca Allah'ın dilemesine bağlıdır. Mümin bunu bilerek Rabbine dua ettiği taktirde, Allah o insanın duasına onun için en hayırlı ve en güzeliyle icabet eder.
Mümin Allah'ın kendisini işittiğini, gördüğünü, düşüncelerini bildiğini bilerek dua eder. Bu nedenle mümin içinden geçirdiği bir anlık bir şeyi bile Rabbinin bildiğini bilerek bu önemli ibadeti yer, zaman ayırt etmeden istediği şekilde yapabilir. Böyle önemli bir ibadette Allah'ın verdiği kolaylık mümin için lütuftur.
Mümin bu ibadetin de hiçbir sınır tanımadan yalnızca Allah'ın kendisine yardımcı olabileceğine gönülden iman eder. Allah için hiçbir engel yoktur, çünkü olayı da engeli de yaratan zaten Allah'tır. Buna kesin olarak iman eden mümin içinde bulunduğu durumun zorluğunu farketmeden yaşar. Çünkü bilir ki, Allah her zorlukla beraber bir kolaylık yaratır. Allah Kuran'da en zor görünen, zahiren tüm çarelerin tükendiğinin düşünüldüğü bir anda, hiç benzeri yaşanmamış yardımlarla müminlere yardım etmiştir. İnkar eden kavmi Hz. İbrahim'i ateşe atmış, ateş ise ona esenlik olmuştur. Yine Kuran'da Allah savaşta müminlere yardımını şöyle bildirmektedir:
Siz Rabbinizden yardım talep ediyordunuz, O da: "Şüphesiz Ben size birbiri ardınca bin melek ile yardım ediciyim" diye cevap vermişti. Allah, bunu, yalnızca bir müjde ve kalplerinizin tatmin bulması için yapmıştı; (yoksa) Allah'ın katından başkasında nusret (zafer ve yardım) yoktur. Hiç şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Enfal Suresi, 9-10)
İşte hiç kimsenin asla engel olamadığı bu yardımı Allah dua ile istekte bulunan mümine nasip eder. Rahman ve Rahim olan Allah'ın, her dua edenin duasına icabet edeceğini bilmek, iman edenler için Allah'ın büyük bir rahmeti, nimeti ve lütfudur.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder