ALLAH'IN RAHMETİ HERŞEYİ SARIP KUŞATMIŞTIR
İnsan -ayetin ifadesiyle- son derece 'zalim ve cahil' olmasına rağmen Allah-u Teala'nın insan üzerindeki şefkati, merhameti ve lütfu sonsuzdur. Allah'ın insana vadettiği, insanı çağırdığı ve karşılıksız olarak sunduğu öyle kolaylıklar ve nimetler vardır ki her biri yalnızca Allah'ın büyüklüğünden ve şanındandır.
Örneğin insan onca bilgisine, uyarılıp korkutulmasına, elinde Allah'ın kitabı apaçık olmasına rağmen sürekli olarak hata yapar. Buna karşılık Allah'ın tövbe kapısı daima ardına kadar açıktır. Her insan samimi olarak tövbe ettiği taktirde Allah'ı mutlaka affedici olarak bulur. Üstelik Allah bu konuda, kullarını pek çok ayetle ümitlerini kesmemeleri için de uyarır ve samimi oldukları takdirde kesin olarak tüm günahları bağışlayacağını hatırlatır. Allah insanın düşebileceği hataların mahiyetine dair de bir sınırlama getirmemiştir. Yapılan hata her ne olursa olsun ayırım yapılmaksızın insanlara af vadedilmiştir. Yalnız bu da değil, samimi tövbenin ardından Allah mümin kullarının kötülüklerini örteceğini, hatta onları iyiliklere çevireceğini de bildirmiştir.
Ayrıca Allah dünyada insanları, yaptıkları onca şeye rağmen hemen cezalandırmaz. Onları belli bir günün vaktine erteleyerek süre tanır ki belki dönerler, telafi ederler diye... Kuşkusuz Allah dilese hemen cezalandırabilir ama bu O'nun kullarına olan sonsuz merhametinin bir yansımasıdır.
Allah kullarının bütün dualarına icabet eder. İnsan içinden bir fısıltıyla Allah'a yönelse Allah onu mutlaka kabul eder ve karşılığını verir. Bunun gibi Allah tüm samimi amellerin de karşılığını eksiksiz olarak verir. İnsan zerre kadar iyilik yapsa onu kat kat kılar. Allah insanlara, yaptıkları her iyiliğin karşılığını on katı fazlasıyla vereceğini vadederken, kötülüğün karşılığının ise yalnızca misliyle olduğunu bildirir. Şükredene artırır ki nimetleri lütfeden Kendisidir ve şükretmek insanın üzerine bir borçtur. Ama Allah rahmetinden dolayı buna da karşılık verir. İnsan salih olarak ne yaparsa Allah onun karşılığını eksiksiz olarak verir.
Allah, Rahman ve Rahim sıfatıyla nimetlerini tüm yeryüzüne yayar. İnkarcılar da dahil olmak üzere tüm insanlar Allah'ın bu nimetlerinden faydalanırlar. Belki düşünüp anlarlar diye...
Allah katından bir rahmet olarak mümin kullarının aleyhine hiç kimseye yol vermez. Onlar üzerindeki korumasını her an hissettirir. Şüphesiz Allah'ın desteğini bilmek bir mümin için olabilecek en büyük rahmetlerden biridir. Allah, inkarcıların tuzaklarını bozar ve müminlerden onların kötülüklerini uzaklaştırır. Kimi zaman müminlerin bundan haberleri bile olmayabilir.
Allah mümin kullarının yollarını daima açar. İşlerini kolaylaştırır. Onlar için en şer gibi görünen olaylarda bile hayır kılar. Mutlaka arkasından bir güzellik çıkartır. Kalplerine huzur ve güvenlik duygusu indirir. En güzel rızıkları verir ve güzel bir hayatla yaşatır.
Bediüzzaman Said Nursi, aciz ve ölümlü insan için yaratılmış olan kainatın Allah'ın rahmeti olduğunu şöye ifade eder:
"Kat'iyyen anla ki, senin gibi zaif-i mutlak, aciz-i mutlak, fani, küçük bir mahluka bu koca kainatı musahhar etmek ve onun imdadına göndermek, elbette hikmet ve inayet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat-i rahmettir." (Sözler, s.10)
Allah sonsuz rahmeti ile mümin kulları için cenneti yaratır ve onların hayal güçlerinin çok ötesinde nimetlerle donatır. Daha canları alınırken bile mümin kullarının hiç korkmayacakları şekilde, selamla, meleklere kendilerine müjdeler verdirterek, yumuşacık çekip aldırtır. Sonrasında kolay bir hesap hazırlamıştır ve cennetin kapısında mümin kullarını ebedilik müjdeleri ile karşılatır. Cennette onlara şölen hazırlamıştır ve ayette bildirildiği gibi hepsinin ötesinde kullarına Kendisinden sözlü bir selam olacaktır. Kuşkusuz bu tarifsiz mutlulukların her birini kullarına yaşatması gerçekten yalnızca Allah'ın yüce ahlakındandır. Rahmetiyle, halim ve lütuf sahibi olmasıyla kullarını hidayete erdirir, eğitir ve kurtarır.
Allah'ın rahmetinin eserleri saymakla bitmez. Allah insanlara hep sevgi, güzellik, nimet ve rahmet sunar. İnsana düşen ise yalnızca bunları görerek Allah'ın kadrini hakkıyla takdir etmek ve O'na şükretmektir. Bir ayetinde Allah bunu şöyle bildirir:
Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? (Nisa Suresi, 147)
Ayrıca Allah insanlara nasıl şükredeceklerini, Kendi rızasını nasıl kazanacaklarını öğreten elçiler ve kitaplar da gönderir ki ayetin bildirdiği gibi, insanlar "biz bundan habersizdik" demesinler diye.... Sonsuz adaleti burada da tecelli eder. Uyarmadan hiçbir topluluğu helak etmez, azaplandırmaz.
Ama tüm bunlara rağmen bir insan Allah'ın bu sonsuz rahmeti içinde tüm nimetlerini kullanıp, tüm zevklerini yaşayıp, sonra da Allah'ı inkar etmeye kalkarsa işte o zaman o insana sonsuza kadar "Allah'ın edeceği azabı kimse edemez, O'nun vuracağı bağı kimse vuramaz."
Allah bir ayetinde şöyle bildirir:
... "Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır; ......" (Araf Suresi, 156)
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder