KURAN'DA FİRAVUN KARAKTERİ - 3
Dünya üzerinde en vicdanlı ve akıl olarak en ileri seviyeye sahip olan insanlar iman sahibi olanlardır. Çünkü kendilerine seçtikleri yol bir insanın yaşamı için seçebileceği en mükemmel yoldur. Müminler kendilerine herşeyi bilen, sonsuz akıl sahibi Allah'ın onlara bildirdiği yolu seçerler. Bu onların tavır, konuşma, ahlak ve yaşam tarzı olarak dünyanın en yüksek kalitesine sahip olan seçkin ve saygın insanlar olmalarına sebep olur. Çünkü önlerinde kendilerine ihtiyaçları olan her konuda doğru yolu gösterecek ve Allah'ın eseri olan bir rehber vardır. Bu nedenle müminler tavır mükemmelliğinde yollarını kolaylıkla bulabilirler.
Ayrıca insanlar sakınmaları gereken karakter bozukluklarının ne olduğunu da Kuran'da verilen inkarcılarla ilgili örneklerden de rahatlıkla anlayabilirler. Bu örnekler içinde Firavun karakteri en çok yer tutmaktadır. Çünkü Firavun tarihin en azgın karakterli ve en kötü ahlaklı insanlarından bir tanesidir. Bundan önceki yazılarımda bu karakterin farklı yönlerine değinmiştim. Bu yazıda Firavun'un alaycılığı ve çıkarcılığı nasıl kullandığıyla ilgili örnekler vereceğim.
Firavun'un çevresine karşı takındığı alaycı tavır
Firavun karakterinde alaycılık en temel bir ahlak bozukluklarından biridir. Firavun hem insanların fiziki özellikleriyle, hem kendi halkıyla alay etmektedir. Aşağıdaki ayette Firavunun kendi halkına karşı tavrı anlatılmaktadır.
Böylelikle kendi kavmini küçümsedi, onlar da ona boyun eğdiler. Gerçekten onlar, fasık olan bir kavimdi. (Zuhruf Suresi, 54)
İnsanların fiziki kusurlarıyla veya sosyal konumlarıyla alay etmek, insanların kendilerini yüceltmek için kullandıkları çok zalimce bir yöntemdir. Bir insanın kekeleyerek konuşmasıyla, fakirliğiyle, saflığıyla veya bilgisizliğiyle alay etmenin altında o kişinin kendi enaniyetini tatmin etme istediği yatar. Başkalarının eksikliklerine dikkat çekerek, kendisinin bu tip eksiklikleri olmadığını ve dolayısıyla diğer insanlara göre üstün niteliklere sahip olduğunu vurgulamak toplumda yaygın olarak görülen bir tavır bozukluğudur. Din ahlakının yaşanmadığı ortamlarda genellikle konuşmalar ve espriler insanların birbirlerinin kusurlarıyla alay etmesi temeline dayalıdır. İnsanların gözlüklü olmasıyla, şişmanlığıyla, sesinin tonuyla, burnunun şekliyle, boyunun kısalığıyla veya buna benzer vasıflarıyla alay etmeye dayalı sohbetler heryerde rastlanan günlük konuşmalardır. Bu İslam ahlakının insanlar arasında yaygın şekilde yaşanmamasından kaynaklanır.
Halbuki Firavun karakterinin özelliklerinden biri olan alaycılık, Allah'ın çirkin gördüğü bir ahlak bozukluğudur. İnsan olmaya yakışır ve asil olan tavır her zaman kişinin karşısındakini onore etmesi, hoşuna girecek güzel sözler söylemesi ve her ne kadar kusuru olursa olsun iyi ve nitelikli yönlerini ön plana çıkarmasıdır. Üstelik Allah katında tek üstünlük imanda derinlek ve takvadır. O nedenle kimsenin bir diğerinin Allah katındaki değerini bilmesi mümkün değildir. Allah Hucurat Suresi'nde şu şekilde bildirmektedir:
Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi 'olmadık-kötü lakablarla' çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir. (Hucurat Suresi, 11)
Firavun'un çıkarcılığı
Enaniyetli insanların en büyük özelliklerinden biri, hayatta herşeyden çok kendilerini sevmeleridir. Kendilerine olan sevgileri her konuda bu insanları egoist ve bencil yapar. Her türlü lüksün, rahatın ve nimetin kendilerine ait olmasını ister ve bütün bunlara en layık olan kişinin kendileri olduğunu düşünürler.
Böyle bir insan kendisine verdiği önemden dolayı çevresindeki insanlara kıymet vermez. Kimseyi uğrunda fedakarlık yapılacak, sevgi gösterilecek, saygı gösterilecek değerde görmez. Her zaman ilginin, alakanın, saygının kendisine yönelik olmasını ister. Bu nedenle Firavun karakterinin en belirgin özelliklerinden biri de insanlarla olan münasebetinin sevgiye ve dostluğa değil, kendi çıkarlarına dayalı olmasıdır. Çevresinde hiç bir insana kıymet vermeyen birinin arkadaşlığı ve beraberliği, ancak o kişiden elde edeceği menfaate göre belirlenir. Örneğin Firavun hiçbir gerçek dostu olmayan yanlız bir insandır. Kendisinden başka hiç kimseye değer vermediği için, çevresindeki insanları sadece çıkarlarına hizmet ettikleri için yanında tutmaktadır. Sihirbazlar, yakın adamları, halkı ve onun dünyasında varolan herkes, ona hizmet etmekdedir. Bu bakış açısıyla insanlara yaklaşan ve çevresinin kalabalıklığına rağmen hayatta tek bir gerçek dostu bile olmayan insanlara günümüzde çok fazla sayıdadır. Çünkü Kuran ahlakı, insanı ahlakına göre değerlendirmeyi ve dünyevi hiçbir değere sahip olmasa bile, sadece imanından dolayı birbirine sevgi ve saygı duymayı emretmektedir. Bu nedenle din ahlakının yaşanmadığı yerlerde insanlar evliliklerini, arkadaşlıklarını, ortaklıklarını hep çıkarı olup olmamasına göre ayarlar. Kimse ileride kendisine faydası dokunacağını düşünmediği birine herhangi bir yardımda bulunmaz. Kimse hiç bir karşılık olmadan insanlar için fedakarlıkta bulunmaz. Günümüz fedakarlığın, karşılıksız yardımın, özverinin tümüyle unutulduğu bir dönemdir. Firavunun karakterindeki bu bozukluk, günümüzde yaşayan insanların çoğunda görülen ve herkesin doğal insan özelliği olarak benimsediği bir vasıftır.
Kuran'da kıyamete kadar ibret vesilesi olarak bedeni Allah tarafından muhafaza edilen ve tarihin en azgın insanlarında biri olan Firavun'un karakter bozukluklarının günümüzde bir çok insana hakim olması ve herkes tarafından doğal karşılanan bir karakter olarak kabullenilmesi İslam ahlakının anlatmanın aciliyetini göstermektedir. Bu vazife ise Allah tarafından tüm müminlere yüklenmiştir. Kimsenin bu sorumluluğu görmezlikten gelmemesi, hem kendi ahireti hem de başkalarının ahireti açısından büyük önem arz etmektedir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder