"BEDİÜZZAMAN'IN GÜZEL AHLAKINDAN ÖRNEKLER"
-10-
ÜSTAD'IN ALLAH'IN HÜKÜMLERİNİ UYGULAMADAKİ TİTİZLİĞİ
Allah'ı tanımanın, kavramanın ve Allah'a imanda derinleşmenin bir sınırı yoktur. Bir insan Allah'a yakın olmak ve O'nu daha iyi tanımak için ne kadar fazla çaba harcarsa, ne kadar fazla düşünürse, imanı, aklı ve Allah korkusu o derece güçlenir. Bu nedenle Allah yolunda hizmet etmek için büyük çaba harcayan ve Allah'a yakınlaşmak için derin tefekkür eden müminler, her zaman diğer insanlara göre aklı ve ahlakıyla ön plana çıkan insanlar olurlar. Bu insanların en önemli özelliklerinden biri ise Allah'ın hükümlerini uygulama konusunda gösterdikleri titizliktir. Vicdanlarını kullanma konusunda gösterdikleri hassasiyettir.
Bediüzzaman'ın hayatında ve tavırlarında da Allah'a yakınlığın getirdiği bu titizliği binlerce örnekte görebiliriz. Üstad'ın bütün hayatı Allah'a yakınlaşabilmek, O'nun sevgisini ve rızasını kazanabilmek ve takva bir mümin olabilmek için gayret ederek geçmiştir. Ayrıca Risaleler de Üstad'ın Allah'a yakınlaşabilmek ve O'nu daha iyi tanıyabilmek için sürekli olarak tefekkür ettiğini gösteren delillerle doludur. Said Nursi eserlerinde Allah'ın varlığının delillerini birbirinden samimi, akılcı ve hikmetli örneklerle anlatmıştır. Allah'ın insanlar için emrettiği ahlakın nasıl yaşanması gerektiğini çok detaylı tarif etmiştir. İnsan nefsinin azgınlığını bir çok örnekle açıklamış ve vicdanın nasıl kullanılması gerektiğinin yollarını göstermiştir. Said Nursi'nin müminlere verdiği her tavsiye onun derin tefekkürünün ve samimiyetinin bir ürünüdür. Bu nedenle külliyat, dünya üzerinde bu kadar etki uyandırmış, yüzbinlerce insanın Allah'a iman etmesine, hayatının yönünü değiştirmesine, kişiliğinin geri dönmeyecek şekilde farklılaşmasına sebep olmuştur.
Üstad Allah'tan çok korkan ve Allah'a bütün kalbiyle bağlı olan bir insandır. Bediüzzaman Allah'ın emirlerini yerine getirirken, çok büyük bir kararlılık ve titizlik göstermiştir. Olanaksızlıklar, zorluklar, baskılar, tehditler onun Kur'an hükümlerini yerine getirmesine engel olmamıştır. Bütün imkansızlıklar içinde kendisine imkan meydana getirmiş ve Allah'ın hükümlerini uygulama konusunda en ufak bir aksaklık oluşmasına izin vermemiştir. Bir çok kişinin kendi hayatını kurtarma telaşı içine düşeceği durumlarda, onun en çok önem verdiği konu Allah'a olan kulluğunda bir eksiklik ve aksama olmaması olmuştur.
Bediüzzaman'ın jandarma eşliğinde Barla'ya sürgüne yollandığı sırada, içinde bulunduğu kayığı durdurarak namazını kılması onun Allah hükümlerini her türlü koşulda dahi titizlikle koruduğunu açıkça göstermektedir. Bu olay Re'fet Kavukçu'nun Bediüzzaman Albümü adlı eserinde şöyle aktarılır:
1972 Temmuzu'nda köyündeki evinde ziyaret ettiğimiz jandarma eri Şevket Demiray, Bediüzzaman'ın Barla'ya götürülüşünü şöyle anlatır:
Eğridir Pazarı'ndan bir gün sonra sabahleyin, beni belediyeden çağırdılar. Gittim. Orada kaymakam, jandarma kumandanı, belediye encümeni azaları bir de 40 yaşlarında gözüken, başında sarığı, sırtında cübbesi olan, bakışları heybetli bir zat vardı. Jandarma kumandanı bana hitaben; "Bak oğlum, bu Hocaefendiyi alıp Barla'ya götüreceksin. Bu zat meşhur Bediüzzaman Said Nursi Efendi'dir. Vazifen çok mühimdir. Orada karakola teslim edince evrakları imzalatır, durumu da buraya bildirirsin." dedi. "Başüstüne" diye vazifeyi aldım. Ve oradan Hocaefendi'yle çıktım. Yolda hocam sen benim atamsın, kusura bakma ne yapalım vazifedir." dedim. İskeleye geldik. Orada bir kayıkçıyla anlaştık. Elli kuruşa götürmeyi kabul etti. Kayık parasını Bediüzzaman Efendi çıkardı verdi. Sonra on kuruşu vererek bir kilo çekirdeksiz üzüm aldırdı. Kayığa binerken, eşya olarak elinde bir sepeti, sepetin içinde çay demliği ve birkaç bardak, bir tane seccade, diğer elinde uzun bir sopa ile buzları kırarak, yelkenli kayığa yol açıyordu. Bediüzzaman Efendi yolda bize birer parça kuru üzüm ve şark işi pestil ikram etti. Dikkatle haline bakıyordum. Son derece sakin ve mutedil idi. Etraftaki dağları ve gölü seyrediyordu. Parmakları ince uzun idi. Sanki içinde elektirik yanıyor gibi pırıl pırıl parlıyordu. Taşlı bir gümüş yüzüğü, sırtında çok kıymetli kumaştan bir elbisesi vardı.
Günler kısa olduğu için hemen ikindi namazının vakti girmişti. Kayıkta namaz kılmak istedi. Kayığın yönünü kıbleye çevirdik. "Allahu ekber" diye bir sada duydum. Ömrümde bu şekilde heybetli ve haşmetli bir tekbir alışı ilk defa ondan işittim. Öyle bir tekbir ile namaza durdu ki, hepimiz ürperdik. Hali hiçbir hocanın haline benzemiyordu. Biz kayığı kıbleden ayırmamaya çalışıyorduk. Bu arada namazı bitiren Bediüzzaman Efendi selam verdi. Bize dönerek kardeşim zahmet ettiniz" dedi. Çok nazik ve efendi bir adamdı."
Üstad için durum ya da ortam ne olursa olsun ibadetini yerine getirmek her zaman öncelikli gelmiştir. Denizin ortasında olması, sürgüne yollanıyor olması ya da geceyi karakolda geçirecek olması onu ilgilendirmemiştir. O anda Allah'a olan yükümlülüğünü yerine getirmeyi düşünmüş, hiç tereddütsüz namazını kılmak için kayığı durdurmalarını ve kıbleye çevirmelerini teklif etmiştir. Onun gösterdiği ihlas, Allah'a olan bağlılığı ve Allah korkusunun karşılığı ise yanındaki insanların bu ahlaka karşı duydukları hayranlık ve istediğini titizlikle yerine getirmeleridir. Nitekim Allah ayetlerinde her zorlukla beraber bir kolaylık olduğunu ve müminlere zorlukları kolaylaştıracağını belirtmiştir. Üstad'ın niyeti doğrultusunda her zorluk ona kolaylığa çevrilmiş ve Allah ona ibadetlerini en güzel şekilde yerine getirebileceği ortamlar hazırlamıştır. Burada tüm müminler için çok önemli bir ders vardır. İnsanın her ne koşulda olursa olsun ümitsizliğe kapılmaması, Allah'ın dinini herşeyin üzerinde tutması, Allah'a güvenmesi ve Kur'an'ın hükümlerini yerine getirirken hiçbir zaman kendisine bir bahane bulmaması çok önemlidir. Bu, müminlerin ihlasının, takvasının ve aklının en önemli alametlerinden biridir.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder