CAHİLİYENİN ŞIMARIKLIĞINA KURAN'DAN ÖRNEKLER
Cenab-ı Allah iman edenlerle, peygamberleri ve onlara indirdiği kitapları yoluyla bağlantı kurmaktadır. Allah (c.c.) mümin kullarından istediklerini, hoşnut olduğu veya olmadığı tavırları peygamberlerine gönderdiği vahiy ile bildirmektedir. Bunun yanında iman edenler, Kur'an-ı Kerim vasıtasıyla hayatlarında çok önemli yer tutan bazı bilgilere de ulaşırlar. Öyle ki, Rahman olan Allah salih kullarına, karşılarında yer alan, onlara düşmanlık besleyen kişilerin kimliğini, hedeflerini, kuracakları tuzakları birer birer Kur'an ile beyan eder. Kuşkusuz bu Allah (c.c.)'tan iman edenlere gelen çok büyük bir nimet ve rahmettir. Zira Cenab-ı Allah cahiliyeyi oluşturan müşrik topluluğunu sadece tanıtmakla kalmamakta, onu sistemi ile birlikte çökertecek tüm yolları da göstermektedir.
Kuşkusuz Allah (c.c.)'tan ve dinden ruhen uzak yaşayan müşriklerin en belirgin özelliklerinden biri son derece azgın ve şımarık bir ruh hali içinde yaşamalarıdır. Bu insanlar Allah (c.c.)'a iman etmedikleri gibi inananlara karşı da büyük bir kin beslemektedirler. Zira onların kendi beğendikleri ahlakı tamamen değiştirmek ve onun yerine Allah'ın razı olacağı İslam ahlakını getirmek istediklerini de bilmektedirler. Ve elçilerin tebliğ ettiği güzel ahlak bu insanların nefisleriyle çatışmaktadır. Bu nedenle gerçeği ya göremezler ya da gördükleri halde görmemezlikten gelirler. Ve iman edenleri kızdırmaya çalışmak için özellikle "şımarık ve alaycı" bir uslup kullanırlar. Kur'an cahiliyenin bu şımarık tavrına dikkat çeker:
"Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın 'refah içinde şımaran önde gelenleri': "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiginiz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir." (Sebe Suresi 34)
Cahiliye topluluğu içinde iman edenlere karşı olumsuz bir tavır takınan ve bu konuda oldukça aşırı giden grup, küfrün önde gelenleridir. Bu insanlar son derece kibirli ve enaniyetli oldukları için iman edenleri kendilerince alaya alarak nefislerini tatmin etmek isterler. Bu nedenle de her kavmin ileri gelenleri kendilerine bir elçi geldiğinde özellikle de bu değerli şahsa karşı, böyle ahlaksız bir tavra girmişlerdir.
Cahiliyenin "şımarık" tavır takınmasındaki amaç bu şekilde iman edenlerin tebliğ gücünü, şevklerini azaltabileceklerini sanmalarıdır. Bu şekilde onların dini tebliğ etmelerini engellemeyi, hatta onları da dinden geri çevirmeyi amaçlamaktadırlar.Sözkonusu şımarık tavır müşriklerin birçok hareket ve konuşmasında görülür. Kur'an onların bu ahlaklarını açıkça ortaya koyan bir çok örnek verir:
Oldukça azgın bir topluluk olarak ayetlerde tanımlanan Hz. Nuh'un kavmi de, şımarık ve alaycı bir tavır ile peygamberlerini yıldırmaya çalışmışlar. Onları sonsuz cehennem azabından kurtarmak için gece gündüz durmaksızın uyaran, üstelik her türlü gizli ve açık yolu deneyen Hz.Nuh'u dinlememekte inat etmişlerdi. En sonunda Allah (c.c.) vahiy ile Hz. Nuh'a gemi yapmasını bildirmiş ve zulmedenler konusunda kendisi ile muhatap olmamasını emretmiştir. Ne var ki, azabın bu kadar yaklaşmasına ve uyarılanları böylesine tehdit altında bırakmasına rağmen, müşrikler son derece akılsızca tavırlarına devam etmişler, peygamber gemiyi inşa ederken onun yanına her geldiklerinde alay ederek psikolojik bir baskı uygulamaya çalışmışlardır. Kur'an'da onların bu şımarıklıkları şu şekilde bildirilmektedir:
"Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu. O: "Eğer bizimle alay ederseniz, alay ettiğiniz gibi biz de sizlerle alay edeceğiz" dedi." (Hud Suresi 38)
Ayet-i kerime kavmin ne derece şımarık ve enaniyetli olduğunun çok kesin bir kanıtıdır. Ayrıca bu tavırları elçiye karşı ne kadar büyük bir kin duyduklarını da göstermektedir.Kuran-ı Kerim bu şekilde kendilerine gelen elçilere karşı kavmin yaptığı alaycı tavırların birçok örneğini vermektedir. Peygamberimiz zamanında bir çok müşrik, münafık ve inkarcı Hz. Muhammed (S.A.V) ve onunla birlikte olan müminlerle alay etmeye çalışmıştır.
Fakat cahiliye peygamberlerin ve iman edenlerin Allah (c.c.)'ın katında ne kadar değerli olduklarını hiç hesaba katmamaktadır. Öyle ki , Rahman olan Allah özellikle kendi dinini tebliğ eden peygamberlerine yapılan her hareketi, söylenen her sözü tek tek yazmaktadır. Kuran'da inkarlarında şımarıkça ısrar eden bu kişilerin sonlarının nasıl olacağını bildiren ayetlerden bir tanesi şu şekildedir.
"Andolsun, senden önceki elçiler de alaya alındı da alaya aldıkları şey, onlardan maskaralık yapanları çepeçevre kuşatıverdi." (Enam Suresi, 10)
Allah'ın verdikleriyle şımaran ayrı bir model ise Hz. Musa'nın kavminden olan Karun'dur. Allah-u Teala Karun'a pek çok kuluna vermediği bir zenginlik bahşetmişti. Ona verilen bu zenginlik Kur'an 'da şu ayet ile bildirimektedir:
"Gerçek şu ki, Karun, Musa'nın kavmindendi, ancak onlara karşı azgınlaştı. Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları, birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. Hani kavmi ona demişti ki: "Şımararak sevinme, çünkü Allah, şımararak sevince kapılanları sevmez." (Kasas Suresi, 76)
Karun Allah (c.c.)'ın kendisine verdiği mülk ile kavmi içinde enaniyete kapılmış ve azgınlaşmıştı. Ayette geçen "şımararak sevinme" uyarısı onun mal varlığı karşısında nasıl bir ahlak gösterdiğini açıklamaktadır. Bu arada kavmin bir kısmı da ona verilen bu nimetlere özenmekte hatta onun yerinde olmayı şiddetle arzulamaktadır. Karun ise kavmin bu tavrı karşısında daha da kibirlenmiş ve çirkin bir cesaret göstererek "bu mülk bana bilgim dolayısıyla verildi" şeklinde beyanda bulunmuştur. Allah'ın lütfederek kendisine verdiği mülke şükürle karşılık vermek yerine, bu malın sahibi olduğunu iddia edip şımaran Karun'a Cenab-ı Allah'ın verdiği karşılık oldukça büyük olmuştur. Rahman olan Allah iman edenlerin kalplerini tam olarak ferahlatacak, içlerindeki öfkeyi dindirecek şekilde Karun'u cezalandırmıştır:
"Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi." (Kasas Suresi 81)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de bir sözünde Allah (c.c.)'a karşı yapılan kibirin ne kadar büyük akılsızlık olduğunu şu şekilde anlatmaktadır:
"Ey insan! Kur'an'ın desatirindendir ki, Cenab-ı Hakkın masivasından hiç bir şeyi ona tahabbüd edecek bir derecede kendinden büyük zannetme. Hem, sen kendini hiçbir şeyden tekebbür edecek derecede büyük tutma. Çünkü lahlukat, mabudiyetten uzaklık noktasında müsavi oldukları gibi, mahlukiyet nisbetinde de birdirler." (Mesnevi Nuriye, syf. 140)
Dünya tarihi şımarık bir ahlak gösterdiği için ellerindeki nimetlerden olan bir çok insanın ibretlik öyküsüyle doludur. Karun onların arasında müşriklerden bir insandır. Yalnızca iman edenlere ibret olması ve korkularının artması bakımından Kur'an-ı Kerim de zikredilen önemli bir örnektir. Kuşkusuz onun ve diğerlerinin de bu hüsranlı sonları küfredenlere de bir ibret olması, onların vicdanlarını harekete geçirerek dine dönmelerine vesile olması için verilmektedir. Umulur ki onlar da Allah (c.c.) varan hak yolu çok geçmeden bulur ve hidayete tabi olurlar.
Kuran Ahlakı Kategorisi -Dergi Yazıları-
- "TABİYYUN" HASTALIĞI
- BAŞÖRTÜSÜNE YANLIŞ ANLAMLAR VERİLMEMELİ
- BEDDİUZZAMAN'I YAKINDAN TANIMAK
- BEDDİUZZAMAN'IN MÜMİNLERE VASİYETİ; ÜMİTVAR OLUNUZ...
- BEDİÜZZAMAN'DAN GERÇEK MERHAMET ÜZERİNE BİR DERS
- BEDİÜZZAMAN'IN AİLEYE VE EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEM
- GÜÇLÜ BİR İRADENİN ÖNEMİ
- HAYATININ HER ANIYLA MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖRNEK BİR İNSAN: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
- HZ. MUHAMMED'İN (SAV) GÜZEL AHLAKI İNSANLAR İÇİN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
- İMAN EDEN İNSAN ÖFKEDEN SAKINIR
- İNSANLARDAKİ MANEVİ BOŞLUĞUN ALTINDA YATAN GERÇEK NEDEN
- KIYMETTAR BİR İBADET: TEFEKKÜR
- MANEVİ BOŞLUK İNSANI ÇOK BÜYÜK BİR YIKIMA SÜRÜKLER
- MÜBAREK RAMAZAN AYI VE DUANIN ÖNEMİ
- MÜMİN ERKEKLER VE MÜMİN KADINLAR BİRBİRLERİNİN VELİLERİDİR
- MÜMİNLERİN DEĞERLİ BİR REHBERİ: SÜNNET-İ SENİYE
- MÜMİNLERİN ÜSTÜN AHLAKI
- O, BİR "SİRAC-I HAKİKAT" (HAKİKAT NURU)DUR
- RAMAZAN AYININ VE ORUCUN HİKMETLERİ
- SONBAHARIN HİKMETLERİ ÜZERİNE
- YÜKSEK AHLAKİ DEĞERLERE SAHİP ÇIKAN GENÇ NESİL BİR ÜLKENİN GELECEĞİNİN TEMİNATIDIR
- ZAHİRİ MUSİBETLER ALTINDA ÇOK TATLI NETİCELER VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder